48.Bölüm

516 69 64
                                    

    

    Olaylı bir şafak vakti sonrası Zahir'in de isteği uzerine Güleyşa gözlerini açtı öğleye doğru.
  Çıt ses yoktu, muhtemelen herkeste uyuyordu.
  Damdaki odada ilk günleriydi doğruldu yatağinda etrafına bakındı döşekten sonra yatakta epey  konforlu geldi sırtı nasılda rahattı oteldekinden bile rahattı hatta.
 
  Kaygısı olmadan uyumuştu.
Cam açıktı serindi oda, üstü başıda musait olunca sıcak hissetmemişti rahattı, yüzü güldü dün sabaha dönen gecede neler olmuştu yüreği ağzında  atmıştı  Zahir'e bişey oldu diye simdi o korksundan gerginliğinden eser yoktu.
  Uyuyan kocasına doğru eğildi alnından öptü narin olması uyanmasın ozenindendi,
yüzündeki ize baktı dikkatlice neyle yanmıştı acaba ne yapmıştı hiçbirşey anlatmadı.
Ama soracaktı..
  Kalktı cama yaklaştı uçsuz bucaksız tarlalar karşısındaydı ve ileride görünen Fırat'ın derinliği bukadar mesafeden bile heybetliydi...

Artık buraya aitti Güleyşa,
  benliğine  katmıştı bu toprakları ve yaşamı.
Zahir'i kalbinde kabul ettiği gün hepsi de yerini bulmuştu.

Sessiz olmaya çalışarak üzerini giyindi aşağıya indi.
Kaynanası düşünceli  bir şekilde oturuyordu yer ocağının köşesinde.
" anne biz uyumuşuz geç kaldım " dedi Gül.
" gel gelin hanım uyumuştur iyi ettin koca baban bile hâlâ uyur siz uyumuşsunuz çokmu, nasıl Zahir ne etmişler " diye sordu Zişan hanım konuyu biliyordu ama detayı gelinden alabilirdi.
" bişey anlatmadı anne kavgaya karışmadım kavga benimdi dedi sadece, sen niye böyle sıkkınsın kötü bişeymi olmuş " diyerek Güleyşa' da merakını gidermek istedi.
" olmus birşeyler de kötümü iyimi belli olur bundan böyle,
  senin sınav ne zaman sonuca eriyor kızım uzak şehirler gidecenmi?" Diye sohbetine devam etti Zişan hanım.
Güleyşa ocağa koyduğu alüminyum çaydanlığın altını yaktı, beklemiyordu bu soruyu.
" bir aya belli olur anne "

" eee kızım, okumaya gidecenmi uzak bir yerlere gitmesen " diye beklenti dolu gözlerle baktı kadın.

" bilmiyorum anne çokta yüksek alamayacağım galiba uzak yerlerde iyi puanlar ister" diyerek lafı geliştirdi

" Allah hayır verir o zaman gelsin hele " dedi Zişan hanım bir umudu vardı gelininden..

   Gül öğle yemeği  niyetine sabah çayı hazırladı herkes sofranın başındaydi  Zahir hariç.
Yukarıya çıktı bu ne rahatlıktı diğer erkekler bir işler konuşuyordu ama Zahir'in umurunda değilmiydi.
Kapıya yaklaştı tehditvari bir kaç cümle duydu,
korkulu dolu gözlerle kapıyı açtı artık kaçamazdı Zahir'de  tam karşıdaydı.
" Kim Zahir o, kime acımıyorsun yapamazsın değilmi" dedi tedirgin bir şekilde.
" bişey yok gule sen kapıdamı dinler oldun ha çiçeğim git kayananin kapıyı dinle yeni geline neler almış neler edecek falan, kocanın kapısı dinlenirmi tövbe Allah" diyerek elini boynundan aşırdi kendine çekti karısını,öptü alnından.
" duydum ben, ne parası istiyorsun Allah aşkına ciddi birsey sordum öpme benide,   altinlar var paralarda duruyor vermiş olduğun hepsini  veririm sana " diyerek ittirdi Gül aklında kırk tilki dolaştı biranda.

" kimi öpeceğim ben acaba? yalan yok benim işler ters yeminle  öpmek için evlenmedim başta ama sonradan baktım bana aşık olmuş bu kız fırsatı değerlendirelim dedim, senin altininla isim yok ama seninle var " diyerek uzerine doğru  adimladi sıkıştırdı köşeye Güleyşa'yı.
" Zahirrr napıyon soruma cevap ver para mevzu ne siz dün akşam niye olay çıkardınız, hem kim kim? benmi aşık olmuşum benimle evlen diye yalvardığını unuttun herhalde " diyerek ellerini adamın göğsüne koydu kendinden uzaklaştırmak için çaba sarfetti genc kadın ama nafile.
  Zahir sardı kollarını karısına
" elim ağrıyor bak yorma kocanı,
ne iyi ettim de yalvarmişim hay aklima dilime saglik hele gönlüme sana akan şu kokuna doyamayan gönlüme sağlık gulem benim nazlı çiçeğim " diyen adam belliki anlatmayacak karısı endişe etmemeliydi...

.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin