47.Bölüm

585 67 57
                                    

   Zahir ve Güleyşa yoldayken yengesi tekrar aradı
" kızım biz hastaneye geldik merkezdeyiz sende oraya gelirisin " dedi.

Gül ağlamaya başladı bir yitik korkusu daha düştü yüreğine.

   Zahir elini tuttu karısının teselli sözcükleri ile rahatlatmak istedi onu üzgün görmek isteyeceği son şey bile değildi.
 
" tansiyonu çok yüksekmiş ama tehlikeli " diyerek  hıçkırıklara boğuldu.
Bazı anlardaki çaresizlik insanı perişan ederdi..

Zahir biraz daha gaza bastı biran önce varabilmek için menzile.

  Evden çıkmadan kayananası geri geri tembihlemişti gelinini ve yeni olacak gelin Semra içinde güzel bir bohça hazırlamıştı kendileri gidemeyecekti çünkü mahcup olmak da istemedi en baştan beri acele ve eksikti zaten herşey.

  Gül birde buna üzüldü Semra'yi çok  seviyordu, hak ettigi gibi olamamıştı düğünüde önceside, yengesi kısa da olsa bahsetmişti telefonda,
  Mehmet yurt dışında düzen kurana kadar karısını götürmeyecekti...

Hastaneye vardılar ogle sonu yol uzun olduğunun iki katı daha uzun gelmişti Güleyşa'ya.
Amcası ve yengesini bahçede beklerken buldu.
Neler olduğunu öğrendi dedesinin biraz daha iyi olduĝu haberi ile rahatladı.
Dün  uyanınca halsizmiş abdeste gidincede burnu kanamiş bir onceki günede sıcakta tarlaya gitmişte tansiyonu fırlamış her ihtimale karşi yogun bakıma almışlardı.
Beyin kanaması geçirebilirmiş,Allah 'tan dır Mehmet denk gelmiş de tarla  da,  buz gibi akar oluğu dedesinin başından aşağıya tutmuş adam inme gelmesinden kurtulmuş.

   Zahir bir an olsun karısının elini bırakmadı duydukları ile
Gözü de etraftaydı gergindi kabul ediyordu.
  Emine hanım Güleyşa'nin kocası el ele goz göze  olmasından ziyadesiyle mutlu olmuştu.
" kızım iyimisin keyfin nasıl " dedi gözleriylede genc adamı işaret ederek.
" iyiz yenge şükür mutluyum Allah'a şükür bir sıkıntım yok " diye cevapladı.
" iyi aman aman maşallah daha ilk gördüğümde dediydim bu oğlan temiz çocuk  diye, darısı benimkine " diyerek kendince dua etti kadın.
  Güleyşa amcası ile kocasının konuşmasını fırsat bilip fısıldadı
" abim nerde yenge Semra nasıl yarındı nikah şimdi nasil olacak dedem çıkarmı?" dedi

" deden çıkarmı bilmem ama hafta içine sürüdüler gülüm nikahi,
simdi hastane ev arası zor olur bizede düğün etmemeye sebep arardı zatende ikiside,
kızda ağacın mantarı değil ya bir bohça bir hazırlık bana düşer alıyla beyazıyla evinden almadan gelin mi olur " dedi Emine hanım.
Güleyşa başını salladı aşağı yukarı doğru manasında, sessizleşti  suçu yoktu yinede sebep görüyormuydu Semra merak ediyordu.

" gule gel gidip bir görüşelim istisnai  bir durum olduğunu şehir dışından geldiğimizi belki izin verirler görmene" diye karisnin yanına geldi Zahir.
" tamam gidelim " diyerek ayaklandı.

" gördünmü Zübeyir yeğenin maşallah iyileşmiş kilo almış, baksana oğlanda gözünün içine bakıyor seviyor sayıyor belli" dedi yengesi peşi sıra.

  " çocukluktan bahti yoktu kızın doğru, bizde üstümüze düşeni eksik yaptık Allah yüzüne bakmış amma, şükür gözleri gülüyor " diye karısına hak verdi adam.
İçinden de gecirdi
" iyiki zorunan almamışız Mehmet'e  diye.

Zahir, söylediği gibi yolunu buldu. Güleyşa dedesini gördü kısacikta olsa, yaşlı adamın gözünden bir damla yaş düştü Gül'ün yeri ayrıydı onda yaralı goncaydı çünkü torunu.

Doktor bugünde kalacak ama durumu iyi demişti.

Zahir müsade istedi akşam oluyordu yola çıksa iyiydi ama yengesi ısrar kıyamet yalvardı bir gece kalalım saatlik yol eve gidelim diye
Güleyşa' da istedi ama Zahir'e karşı teklif bile etmedi,problem olsunda istemezdi kocası kendisi için gelmişti  zaten.
  " sağol yenge biz dönelim misafirlerimizde gelecek hem değişen  birşeyde olmaycak ha şimdi ha yarın sabaha gidecez çalışıyorlar birde iş çok" dedi.

.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin