49.Bölüm

529 74 60
                                    

   "Güleyşa, bukadar pauana ziraatmi yazdın gerçekten "
oturmuş olduğu sandalyeden bakışlarını yukarıya kaldırdı kendine bakan bir çift göz suçlu bakıyordu ama pişman değildi.

" evet, Adıyaman'da yoktu bu bölüm olsa yazacaktım babana sözüm var sana sebep olmayacağım " diyen karısı, uzamış olan kaküllerine sıkıntılı bir nefes savurdu, bu tepkiyi beklemiyordu mutlu olur sanmıştı.

" yani sen kendini feda ettin, hayallerini isteklerini elinin tersiyle ittin" diyerek sandalyeyi yitti kasaya yürüdü
  "yolladığım dosyayı çıkar kardeş"
Dedi ve yanında duran kadına bakmadı kızmıştı ama kime babasınamı yoksa verdiği tüm igilye sevgiye ölesiye muhtaç olan narin çiçeğinemi.
Cevher telefonla konuşuyordu iddia meselesi vardı Zinar abisi  ile kazanmıştı haklı gururunu yaşıyordu.

  Zahir sert adımlarla çıktı yol kenarına park ettigi arabasının yanına geldi pantolun cebinden tabakayi çıkardı bir tütün yaktı canı sıkılmıştı.
" sen bin Güleyşa" dedi tok sesle.

Gül bu tavrı ilk defa görüyordu anlam veremedi,birde böyle bırakıp giderken sessiz sessiz gidiyordu.
Bir kez bile arkasına bakmayacak kadar da sertti.
Kapidaki kolu biraz kuvvetle çevirerek cami indirdi
" sanki sen istediğin bölüme gidemedin ya ne oluyor Zahir " diyen Güleyşa'yı pek umursamıyor gibi yönünü kardeşine döndü.

" hah gel Cevher gel oğlum aferin sana hayal kurdun ilk adımını da attın kendin istediğin için İzmir yazdın ve kazandın oysa bavo(baba) sanada çok demişti değil gitme abinler burda yakını yaz kolay olsun diye "  Zahir kızım sana dedim gelinim sen anla dedi kendi şivesinde.

Yanliz konuşacaktı guzel karısıyla sakin, siniri geçince kırmadan incitmeden....

Cevher ile yol boyu sohbet ettiler gencin içi içine sığmıyordu.
Ama Güleyşa'ya geri geri söylendi
" kızım tarlada çalışmayı bukadarmı sevdin " diye.
    Abisi " kızım deme ona hitabina dikkat et" dedi dişlerinin arasından.

  Gül alışıktı Cevo hep böyle koşuyordu ve evet küçüklüğünde beri tarladada çalışmaya alışıktı sevsin veya sevmesin ama isteyerek yazmışti bu kez o bölümü.

" sevdim Cevher çok sevdim ben hep hakkim olmayan kadar sevdim, geçen yıl yine bu zamanlar gittiğim okuldan pişman oldum ama yine  gideceğim o okula da  " dedi kendini tutamayarak kırılmıştı.
Bir saat önce herşey normaldi elini tutup girmişti o cafeye şimdi yok gibi sinirliydi.
Aynadan kendine bakan gözler çok şey düşünmüştü bu söz üzerine...

  Kardeşini indirdi Zahir, köye yaklaşınca.
" sen müjdeli haberi ver önden babama üç kurban kessin oğlu yamacında " dedi aynadaki gözden gözünü almadı.

   Erken vakitti güneş bir hayli ısrarcı,
bildiği bir ağaçlık vardı Fırat'in gizinde arabasını sürdü gidebildiği yere kadar, durdu sonra indi kapısını açtı mutluluğunun.

Güleyşa etrafa baktı öncesinde hiç görmemişti burasını tarla yolunuda geçmişlerdi.
Kapısının açılmasıyla kocasına kaydırdı bakışlarını birde uzattığı ele kayıtsız
   ' gel hadi konuşalım bakma öyle kırgın kırgın " diyen Zahir günün altında dahami yakışıklıydı.
  Güleyşa, Fırat'tan daha çağlar akıyordu için için ama tuttu kendini bendini çekti.
   "Uzatma tutmam, sen bıraktın ya ilk  hoş gelmeyen kararımda" diyerek indi arabadan kırmızılı elbisesi belinin oyuntusunda asılı duruyordu  bileklerine kadar bol inmesi ruzgara keyifti.
Gözünden kaçmamistı Zahir'in ilçeye giderken de mutlu günü diye ses etmemişti şimdi pişmandı süslenmeyi nerden icat etmişti bu kız eskisi gibi bir kot bir  tişört giymeliydi..

" ben bırakacağım için tutmadım o eli sözüm bakii" diyerek sol eliyle sağ elini kavradı karısının.
Ağaçların içine doğru yön verdi.
" ama tutmadın da kızdın, ne var sanki okul işte kazandım yine " dedi omzunu silkmesi refleksten sayılırdı.
" kazandın doğru tebrik etmeliyim hatta azmin için, ben senin yerinde olsam sınava dahi giremezdim belki bu yıl ama sen başardın.
Neden istediğini yapmadın kızdığım nokta bu "

.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin