17.BÖLÜM

665 67 16
                                    

   ""Bir gelinin çeyizine kefen konulmaz""....

  Ne güzel söylemişti türküyü taa içeriden candan ciğerden çok severdi, bilir gibiydi ona yazılmış.  Bir başına Güleyşa kaldı Ali önden gitti..

Hayat okadar tuhaftı ki yaşamak dediğin algı saniyeler içinde bile devam ediyordu oysa kara haber dedigin dünyayı başına yıktı ya, nefes almak dediğinde neyin nesi.
  Ölürüm yapamam diyor dilin ama döngü sana isyan inat...

     Zahir telefonu yola fırlatıp üzerinden de geçince
Güleyşa  önce şok oldu sonra öfkelendi, zaten sinirleri harap olmuştu.
" napiyorsun sen, naptin "
Diye bağırdı son raddedeydi artık,taşan son damla o oldu.
  Cevap yoktu Zahir'den, daha da sinir oldu genc kiz kendini tutamadı.
Elini uzattı hirsla vurdu var gücüyle direksiyona çok  gücü var sandı ama  ölüm pençesi sanki Gül'ün başındaydı yoktu dermanı.
  Gözleri birer mor çukur ruhu gayya kuyusunda yanıyor..
Bedeni güçsüz ve zayıftı.

Zahir eliyle yitti kızı hafif ama etkili.
- sakin ol kaza yapacaz zaten yol buzlu dedi
- indir beni arabadan duuuur
Diye bağırdı Gül.
- duramam sakin ol bir,
  kötülük olsun diye atmadım al benim telefonu ara kimi istiyorsan.
  o numara sıkıntı çıkarır artık

Diye rahat bir tavırla konuştu Zahir.
Karşıya göre sinir bozucuydu ama...
Güleyşa gözlerinden ateş çıkıyor gibi baktı.
- Aziz abinin o telefon kim sıkıntı çıkaracak? bana sormadan niye atiyon kimsin sen niye güvendim ki ben sana ne işim var senin arabanda  indir beni diye tekrar sesini yükseltti.

- ben Zahir, tanışalım dedim ses etmedin, ayrıca indiremem şehri çıktık hava soğuk senin halinde hal değil, sıkıntı konusundada  eğer alacaklarını almadılarsa senden alırlar net bir şekilde soyleyim anla  dedi Zahir olabildiğince sakın ve emindi.
(Aziz abisiymis o akılsız kırçik yüzünden oldu zaten başına ne geldiyse ona sebep ) diye kendi kendine de söylendi  kafasını sol tarafa çevirip.
Dışarıda sisili bir hava hakimdi.
Epeyce de soğuk.

Güleyşa  adamın uzattığı telefonu alamadı tabiki, takılı kaldı senden alırlar sözü ne anlama geliyordu.
- nasıl yani ne alacakalar benden
Diye sordu sakinlik gelmiş ses tonu ile
- para mesela sende olduğunu düşünebilirler kim nekadar ne biliyor haberimiz varmi yok, evli olduğunuzu biliyorlarmi mesela?

- ne bileyim ben biliyorlarmi
Diye cevapladı Gül, tartışma havası ciddiyete büründü iyice.
   Zahir rahatsız oldu bu muhabbetten.
Sonuçta bu kız evliydi ve onunla biryere gidiyordu bu doğru değildi sonu ne olacak nereye bırakacak onu,nasil olacak..
Güleyşa idare edebilecekmi bu durumda kendini?
Dışarıdan pek öyle durmuyordu çünkü.

Gülyeşa omuzlarını iyice düşürdü kendini kapattı.
Konuşma ona da ağır geldi adamada.
Ayakkabılarını da çıkardı sindi koltuğa.
  Ağladı yine dışarıya bakarak.
Zahir üzüldü ne yapacaktı.
Aziz'i arasa iyi olurdu.

Yarım saat daha gittiler hıçkırık sesinden başka ses yoktu araçta.
Küçük bir ilçeye giriş yaptı Zahir.
Her yola giremezdi zaten tırla, yükünüde bırakıp gidemezdiki başka şekilde gitseler Güleyşa'nin memleketine.
Babası geldiği yolu yayan geri yollardı yoksa işin başına iş gelirse..

Yağış olmasa şimdiye epey yol almış olacaklardı.
    İleride sağda petrol tabelasını gördü biraz dinlense iyi olurdu genç kız yakınlarda eczanede sormaliydi ilaçları unutmuşlardı.

Güleyşa' ya baktı uyumuş gibiydi.
Seslendi.
- Güleyşa.
Cevap yok
- Güleyşaaa dedi tekrar biraz daha sertçe.
Yerinden sıçradı genç kız korkuyla.
- nn Ne oldu diye kekeledi.
Zahir kendini olabildiğince geri iterek.
- bisey yok korkma petrole geldik ihtiyacın varmi dedi.
- Güleyşa  ağlaya ağlaya  kendinden geçmiş gibiydi.
- yok benim ne ihtiyacım olsun dedi ters ters güvenmiyordu bu adamada artık  başına gelenlerden sonra.
Yuregi ağzına gelmişti.
- aç olabilirsin, lavabo ihtiyacın olur olur işte biseyler hadi montunu giyde in yüzünü yıkarsin kustun falan ya
Dedi Zahir.
Güleyşa  koku almaya çalışır gibi kendini kokladı.
- kötümü kokuyom ki diye mırıldandı ister istemez.
2 günde hastanede kalmıştı normaldi tabi.
Ama hiç kıyafeti de yoktu.Umrunda da değildi zaten.
Zahir duymuştu elbet.
- yok yok koku var diye demedim ben rahatlarsin biraz hava al hem ağlama artık yeter dedi.
Ağlamasındı o gözler..
Güleyşa dalga gecer gibi güldü.
Ağlayacağı sebebi çoktu da mutlu olacağı yoktu elbet ağlayacaktı.
 
Zahir endiseli ses ile
-  ben ineyim o zaman sicak cay alayim, cöpleri atayim
kitlemiyom kapıyı ama biryere gideyim deme sakın, korkma benden sana zarar gelmez dedi.

.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin