Merhabalar.Toparlanmaya başladım çok şükür ve hazır duran hastalıĝımı firsata cevirip bölüm yazdım.Güleyşa evine ailesine yavaş yavaş adepte olmaya başlıyor...
Şiddetli firtna eşliğinde yağmur yağıyordu dışarıda.
Güleyşa cama vuran seslere gözlerini açtı.
Belindeki ağrıyı hissedince sağına soluna bakındı oturduğu yerde uyumuştu yine,
sert dokusu olan saman yastığına yaslanmaktan sırtı tutulmuş olmalıydı.
Yarim yamalak olan uykusunda
gördüğü rüyalar yüzünden huzursuzdu sık sık uyanıyordu.Korkardı yanlız olsaydı.
Rüzgarın uğultusu, havlayan köpekler ve gök yarılmış gibi yağan yağmur yeterli sebepti.
Birde şu içinden atamadığı hisler cabası, kalbi küt küt atardı.Belini tutarak ayağa kalktı.
Sobadan sızan cılız ışık sayesinde Zahir'e baktı karşı sedirde hafif yan vaziyette yastiklarla destek alip uyuyordu.
Acıdı, ayağı yüzünden sağa sola dönemiyor sırtındaki ağrı sebebi ilede tam sırt üstü yatamıyordu.
Üzerindeki yorganda açılmıştı.
Kararsız kaldı örtüp örtmemekte çünkü az bir hareket etse gözlerini açıyordu hemen.
Halbuki Güleyşa'da , Zahir uyuyana kadar odaya girmemeye gayret ediyordu zordu ikisi içinde.
Zahir'de böyle mecburiyetler olacağını tahmin etmedi nikahtan önce.Üç gün önce olanları anımsadı.
Kaynanası izin vermemişti başka yerde kalmasına " sizin yanınızda yatarım " bile demişti Güleyşa kadını şok ederek.
Zişan hanım kesin bir dille " Git kocana bak, eli bize güldürme ev çekilsin sonra hal çaresine bakarız" demişti ayrı kalmak istediklerini Zahir de söylemişti " bize müsade et ana " diye ama manasız buldu kadın oğluna sert çıktı hatta
" madem bu haltı yedin nikahta kiymışsın ne ayrı oda diye ayak diretiyon " demişti.
Bir tarafıda seviniyordu ayrılacaktı belli ki!Güleyşa, Zahir uyuyana kadar gitmedi ilk gün ve sonraki iki gün odaya.
Gece yarısını geçince sessizce odaya girdi sobaya odun atıp arkasınaki mindere oturdu battaniyeyide üzerine çekti.
Uzun uzun düşündü yorgunluktan sızana kadar ve gün doğmadan sabah ezanı ile dışarıya çıktı geri kimse kalkmadan mutfak tarafında kalan banyonun sobasıni yakıp çay suyunu ocağa koyuyordu.
Zahir bilsede odaya girip çıktığı vakitleri belli etmedi hiç.Dört gündür doğru düzgün konuşmaları da olmamıştı.
Sanki Güleyşa Zahir'e görünmemek için üstün bir çaba sergiliyordu.
Hele de Zahir'in az bir sese uyandığını fark edince daha bir sessizdi artık hayalet gibi.
Evdekiler ise gayet memnundu bu durumdan.
Zisan hanımın akrabaları takdir ediyordu yeni gelini erken kalkması hizmetli hürmetle olması hoşlarına gitti.
Suya ekmeğe dokunmazdı yalnız, onlarla sofraya oturup doygun kalktığıda olmadı.
Kaynanası biliyordu sebebini.
Güleyşa'da biliyordu istemiyordu Zişan hanım yiyeceklere temas etmesini yada öyle sanıyordu.Bugün sabah ise gözler uyanmadan suyu ısıttı banyo yaptı alel acele. evde dört tane genç vardı birine yakalanmak çok utanç verici olurdu.
Günlerdir bir fırsat bulmamiştı.Zahir böyle olmasaydı çarşıya gidecek eksikleri alacaktı artık idare edilecek gibi değildi iki kat kıyafetle.
Pişman oldu yengesini dinlemediğine.Zişan hanımdan bluz etek falan istedi akşamına.
" kızım sen gelinlik alirken üst baş niye almadın? Yarın Şirin'le seni çarşıya salarım emanetmisin burda" demişti kadın samimiydi,
doğru bir tespit yaptı aslında emanet...Çamaşırlarınıda yıkadı elinde hemen.Hava soğuktu dışarıya asamazdı hemde yeni gelindi uygun olmazdı, Şirin'in annesi uyarmıştı bazı konularda hernekdar utansada dinlerken hepsini aklına kazıdı.
Girişe çıktı sessizce, kimse uyanmamiştı gün bile doğmamıştı kışın ortası güneş nazlı..
Odaya girdi dikkatle.
Zahir'i uyanık beklemiyordu.
Sedirde oturur görünce şaşırdı.
Elindekileri sobanın yanına bıraktı.
Başında yazma vardı Allah'tan banyo yaptığını anlamaz sandı ama annesinin kıyafetleri bağırıyordu değişikliği.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)
Ficción GeneralGüleyşa, aklına bile gelmeyecek şeyleri yaşayacak olan masum bir kız çocuğuydu.. Gerçek hayattan alıntılar ile kurgulanmıştır..