Güleyşa yorgun gibiydi bugün.
Okulun bahçesindeki büyük çam ağacının altında oturmuş hafif hafif esen rüzgarın keyfini çıkarıyordu şimdi aklından geçenleri ölçüp tartarak....
Ne çabuk geçmişti koca üç yıl.
İlk liseye başladığı günü hatırladı pencere kenarına oturmuş Ali'yi ozledigi için ağlamıştı ilk günler ve sonraki süregelen günler rutin haline gelmişti bu durum, gülümsedi, alıştı tabiki neye alismazdi ki insan, içi acımıyor unutmuş gibiydi hatta artık.."Ne sevdin be Güleyşa, aklisiz deli" diyerek kendi bacağına vurdu.
Ve,
Uzun uzun düşündü olup biteni...
Ali' ile göruşmesi yok denecek kadar azdır gecen zamanda.
Bir telefon numarası vermişti onu aradı bir iki kez konuşabildiler ama sonra o da kesildi elden gelen ile iş yürümezdi zaten.
Birilerinden telefon isteyecek hali de yoktu sürekli, artık küçük bir kız çocuğu değildi..Aklı başında ne yaptığını, ne istediğini bilen hanım hanımcık bir genç kızdı o.
Hoş kucukkende büyük gibiydi ya.Bu sürede elbette pek çok şey değişmişti de bir tek kalbinin derinlikte olan sevdası değişmemişti.
Lise yılları çabuk geçmişti hemde ışık hızı gibi geldi ona, birinci sınıf tamamen derslere, okula arkadaşlara adapte olmak çabası ile uğraştı.
Yaz tatilinde gitti köye o da on günlüğüne sonrası merkeze döndü geri, küçük bir kıyafet mağazasında işe başladı.
Öğretmeninin abisinin iş yeriydi hocaları ayarlamıştı zaten bu işi de ona, azimle çalıştı sonraki tatillerde de kendini kimseye muhtaç etmeden geçiriyordu hu sayede,
harçlığını hatta fazlasını çıkardı biriktirdi eline geçen parayı dedesinin gönderdiği üç beş lira harçlığı bile hiç çarçur etmedi biliyordu ki üniversiteye gitmek için para gerekti.
Zamani gelince isteyemezdi amcasından da, adam ne verecekti hem.
Arkadaşları dalga geçiyordu bazen Güleyşa ile, tatil günleri bile ne bir İnternet kafeye gidiyor ne de ihtiyacı yoksa fuzuli harcama yapıyordu.
Hafta sonu yarım gün yine işteydi artan vaktinde ders çalışır, boş vakit varsa ya yurtta ya da okul bahçesindeki büyük ağaçların altında kitap okur olurdu..İyi arkadaşlıklar kurmuştu herkes sever saygı duyardı genç kıza.
Öğretmenlerin, başarısından ve karekterinden dolayı örnek gösterdikleri öğrenci olmuştu kısa sürede ama yüreğindeki fırtınadan haberi olan kimse yoktu.
Böyle bir üç yıl geçmişti.Şimdi son sınıftaydi Güleyşa bu yıl daha bir fazla ders çalışıyor yakın arkadaşlarıyla bile oturmuyordu eskisi gibi.
Yemekhanede değilse çalışma odalarındaydi.
Hedefi vardı köye dönmeyecekti.
Dershaneye falanda gidemezdi,
Mecbur kazanmalıydı.
Bir süre daha durdu öylece iyi geliyordu bu ona aradabir kendini hesaba çekmek gerekti..Sonra ayaklandı okula doğru gitti...
Ve arkadaşını gördü agzi kulaklarına yetişti sevinçten gözleri parlardı.
Fatma gelmişti, yariyil tatili başlamıştı, her tatilde ilçeye dönerken önce bir Güleyşa'ya
Hemde bu geldiğinde sürprizi vardı.
Mektup haberi vermişti genç kıza, tabiki Ali yazmıştı mektubu ama Güleyşa okula gönderme dediği için yollayamamis Fatma"ya ulaştırmişti.Gül çok sevindi arkadaşını gördüğüne.Yurt telefonundan görüşülerdi ara sıra ama yüz yüze olmak gibisi yoktu.
Fatma her görüşmelerinde biz de birer telefon alalım artık diye yakınirdi.
Güleyşa epey para biriktirmişti alabilirdi aslında ama üniversiteye gitmeyi bekliyordu telefon için bile.
Telefon olursa duramazdı, aklı fikri sevdiğinin derdi olurdu.Ali'yi unuttum bitti demesi kendindini kandırmaktan başka birsey değildi.
İki arkadaş sohbete başladı;
" Fatma sen varya benim sahip olamadığım bacımsın " diyerek sarıldı sıkı sıkı Güleyşa.
Yurdun bahcesi
Sakindi tek tük öğrenci kalmıştı tatil sebebiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)
Ficción GeneralGüleyşa, aklına bile gelmeyecek şeyleri yaşayacak olan masum bir kız çocuğuydu.. Gerçek hayattan alıntılar ile kurgulanmıştır..