46.Bölüm

625 69 48
                                    

     Geç kaldığım  icin üzgünüm  bu aralar sehir dışı  işlerim  çoktu.
Sevgiler...

   

Zahir'in baş  döndüren ilgisinden sonra söylediği gibi küçük bir çanta hazırladılar seri hareketlerle.
Güleyşa ısrarla sorsada söylemedi adam nereye gittiklerini.
Evden hızlıca çıktılar.
" Babam anlatır sana ana gelince " diye kısa bir açıklama yaptı annesinede Zahir.

Güleyşa üzerini bile apar topar değiştirmişti ne aldı ne yapti eli ayağına dolandı.
Arabada ilerlerken dikkatle baktı yolu takip eden kocasına.
" nereye gidiyoruz Allah aşkına akşam vakti ya yemekte yemedik " dedi.
" özledim" dedi Zahir.
" vaktin önemi yok yemekte yeriz biryerde, azıcık daha acıksın benim Gül yüzlü karım " diye de devam etti gülümseyerek.
Utandı ama kendiside söyleyecekti artık kocasaydı haram değildi günah değildi
" bende seni çok özledim zor geçti 4 gün bir daha bukadar uzun gitme olurmu " dedi alnına dökülen percemini havalandırdı üfleyerek niye zorlanıyordu ki bukadar.
Zahir karısının çekinen ifadesine keyifle baktı " yaklaş " dedi uzandı naif bir öpücük kondurdu dudaklarına
  " ölürüm her sözüne, gitmem" dedi.

Yol bitmeden bir dinlenme tesisinde durdular.
Gülyeşa cidden çok açıkmıştı  tabiri caiz ise tika basa yemek yedi.
Zahir ise iştahla yemek yiyen karısının güzelliğinden ziyadesiyle memnundu yemesede olurdu.
" biraz az yeseydin ya sürprizimi görünce yerin kalmayacak yemeğe " diye mırıldandı ama sesini duyurmadı.
 
  Ortalama 5 saat suren yolculuktan  sonra Mardin tabelasını okudu yemekten sonra rehavet çöküp uyuyakalan aÿılamayan Güleyşa.
Gözlerini ovuşturdu
" Mardin'e mi geldik sahiden Zahir " dedi.
" tabiya ne sandın ben sözümü tutarım gideriz demiştim değilmi " dedi kocası.
" dedinde  yani bukadar hızlı olacağını sanmadim, nerde kalacağız  üç gün burdamiyiz yani " diye merakla gözlerini açtı ayıktı galiba artık etrafa bakindi şehir yakın görünüyordu artık ve genel itibari ile sarı ışıklar hakimdi.
" otel ayarladim  babam haklıydı senin Adana'ya gelmemen konusunda gerçekten işlerim sarpa sardı ve sen yanliz kalacakmişsin" dedi Zahir.
Gülümsedi  Güleyşa
" iyiki gelmemişim yoksa buraya gelmezdi belki " dedi kocasına bakarak sevdiğini belli etti.

" gelirdik yine ama belkide sonra olurdu, sana kavuşmayı erteleyemezdim öne aldık sayalım " dedi göz kırparak.
Güleyşa'nin evdeki kalabalıktan çekindiğini biliyordu çünkü rahat olamazdı zaten oldukça zorlanmıştı.

Başını eğdi genc kız utandı.

Mardin'in aksam karanlığındaki görüntüsü seyirlikti.
Kısa bir telefon konuşması yaptı son kez,  geldiklerini haber verdi birilerine.

   Zahir, eski Mardin denilen yerlerde bir tur attırdı karısına ve kalacakları küçük otele geldiler.

Güleyşa çekingen hareketlerle bir adım geriden kocasını takip etti elini tutması işini kolaylaştırdı ayak uydurmak kalmıştı sadece.
Kocaman taşlar olan otantik bir yapıydı.
Kocası giriş istemelerini  hallederken  dikkatle inceledi bekledikleri yeri.
Dışarısı sıcaktı ama burası serin sayirlirdi tas olmasına  bağladı, kubbe gibiydi tavanı.
Kapılar cami kapısı gibiydi.
Cami kapısını animsayinca  akşam namazını  geçirdiğini hatırladı.
Son zamanlarda kazası çoktu  Leyla gibiydi Hazal'inda  dediği gibi.
Sahi odadan aldığı ot çayınıda mutfakta unutmuştu getirseydi keşke.
Acaba ne dedi kayananam kaçar gibi çıktık evden diyede düşünmeyi de ihmal etmedi.
En son yengesini
" kudurdu oğlan" dediğini duymuştu gülerek hangi yerin dibine girseydi acaba o an ıyiki evden çıkmıştı hemen.....

  Odanın kapısına geldiklerinde Zahir, karısına önden yol verdi odada yanan loş mum ışıklarından pek secilmeyenler adam düğmeye bastığında yanan sarı ışıkta netti artık.

.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin