31. Bölüm

432 30 16
                                    

İyi okumalar.

Aramızda derin bir sessizlik olmuştu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Esra'nın başından beri benden sakladığı şey benim ona yaklaşma sebebimdi.

Ben onu kendime bağlayıp bırakmak için yakınlaşmıştım hâlâ da amacım o olmalıydı. Onu kendime aşık edip yarı yolda bırakacaktım. İntikamım böyle olacaktı.

Kardeşime yaşattıklarını yaşatacaktım ona. Sonra işin içine duygularım girdi falan. Plan ters tepti elime yüzüme bulaştırdım her şeyi.

Esra'nın anlattıklarına göre haklı gibi geliyordu. Kardeşimin de büyük suçu vardı. Kendi gitmişti ve Esra'ya büyük bir zarar vermişti, vermeye de devam ediyordu. Omzumun üstünden Esra'ya baktığında masaya kafasını koyup uyuduğunu gördüm.

Esra'nın yanına oturdum. Şimdi ne olacaktı? Ne yapmam gerekiyordu? Her şeyi Esra'ya söyleyip onun canını yakıp hayatından çıkıp intikam mı almalıydım yoksa geçmişi geçmişte bırakıp Esra'yla önüme mi bakmalıyım?

Her ne olursa olsun ben Esra'ya söylemeliydim gerçeği. İlişkimiz olsa bile yalan dolan olsun istemiyordum. Zor olacaksa da olsun. Bizim için kolay diye bir şey yoktu. Su akıp bize yol açacaktı.

Esra'nın saçını dokunup "Esra uyan hadi." Uyanmayınca kıyamıyordum ama onu taşıyacak hâlim yoktu. Biraz dürtüp "Esra." diye bağırdım. Yerinden sıçrayınca kahkaha attım. Esra ne olduğunu anlamaya çalışırken elini tutup "Gel yatağına götüreyim seni."  Sözümü ikiletmeden peşimden geldi. Çocuk gibi ya. Her hâliyle çok tatlı.

"Yanımda kalacak mısın?" dedi. Telefonumu elime alıp saate baktım. Gece yarısı olmuştu. Ablam aramamıştı henüz. Esra'yla odasına girdik. Elini bırakıp "Topla kendini sonra konuşuruz." dedim şu an gardımı indirmeye niyetim yoktu. (Keşke sadece gardını indirseydin.d) 

Esra odasındaki saate baktı. Elimi tutup yaklaştı. "İyi ki doğmuşsun Deniz'im." Bugün doğum günüm müydü? Esra kafa bırakmamıştı. "Şu an bir sürü afilli söz söylebilirim ama ne söylesem eksik kalır güzelliğinin yanında." Ben tepki veremiyorken Esra dibime kadar girdi.

Ona karşı koyacak gücüm kalmamıştı. Aklımla kalbimi bir yere kadar susturabiliyordum ama bedenim onu bu denli istiyorken hiçbir şey yapamıyordum. Esra'nın gözleri dudaklarımdaydı. "O yüzden susalım artık." dedi.

Milim kalmışken dudağıyla dudağım arasında son kez gözlerime baktı. İzin istiyordu, bu kadar da düşünceliydi işte aşkım benim. Ben de dudağına bakınca anında birleştirmişti. Başım dönüyordu, küçücük temastan bile vücudum titremişti. Esra hareket edince ona karşılık vermeye başladım. Karnımdaki kasılmalar ve kelebek hissi denilen şey yüzünden Esra'nın kolundan destek aldım ayakta durabilmek için. Esra'nın öpüşü gittikçe sertleşiyordu. Beni istiyordu çok belliydi. Bir anda kendini geri çekti nefes alırken "Gerçekten nefesimi kesiyorsun." dedi. "Ölümüm ya senin elinden ya da dilinden olacak."  (Yavşak Esra.)

Yatağına oturunca "Artık uyumalısın." dedim. "Hayır artık seninle beraber uyumalıyım."
"Olmaz." dedim net bir şekilde. "Ölmeden önce yapılacaklar listemin 2. sırasında seninle uyumak var. Beni kıracak mısın?"  Başımı olumsuz anlamda salladım onu yatağına ittirrip "1. ne?"  Esra gülüp "İnsanlar hep 1.yi merak eder."
"Ört üstünü uyu." dedim.

Esra bu sefer sözümü dinleyip üstünü örttü. "Saat geç oldu kal burada. Benimle olmasa da en azından evimde uyu. Eşyalarımda senin izlerinin olmasını seviyorum." dedi gözlerini kapatırken.

Esra bir süre sonra gözünü açtı. "Deniz ben içimde bir ateş hissediyorum."  Sesi o kadar masum geliyordu ki fesata çekmek istemedim.

Örtüyü üstünden atıp yatakta oturur pozisyona geldi. "Alkoldendir." dedim. "Sendendir."  Hızın 102 aq. "Üstündekileri çıkar." dedim. Oda gerçekten sıcaktı. Bana da basmışlardı.

Esra kazağını çıkarınca gözlerim şokla açıldı. Sütyenle otururken "Ya ne yapıyorsun?" dedim heyecanlı sesime engel olamadan. "Hasta olacaksın." dedim sesimi stabil tutmaya çalışırken. "Sen dedin çıkar diye."  Sırıttı. "Beğenmedin mi?" dedi. Yüzüm kızarmıştı. Arkamı dönüp kıyafetlerinin olduğu yere yöneldim. Siyah fazla kalın olmayan bir kazağı elime aldım.

"Bunu giy." Omuz silkti. "Giymeyeceğim." Aklı başında olmayan bir Esra'yla uğraşmak çok zordu. "Tamam hastalanırsan bakacak çok kişi vardır elbet ama benim yanımda hasta olma. Sorumluluk kabul etmiyorum."

Kesinlikle sebebim bu değildi onun için endişeleniyordum. Aynen bir de canını yakacaktım. "Sana hastayım. Nasıl sorumlusu sen değilsin?" dedi. "Bakacak kimsem yok o yüzden." dedi. Bu kız niye bu kadar romantik?

Esra yataktan kalkınca "Ne oldu?" dedim. "Susadım."
"Esra lütfen şunu giy ve uyu." hareket etmeyince "Çok fazla tekrara düşüyorum Esra ve sıkıldım." dedim katı olmaya çalışarak. Şimdiye kadar ona sert tutumum hep işe yaramıştı.

Esra kollarını boynuma doladı. "Bırakacaksın beni değil mi?" dedi. "Şu an bana acıyorsun. O yüzden yanımdasın." elini kalbimin üstüne koyup "Burası bana acıyor. Sen kardeşinin katiline acıyorsun."  Hayır orası senin için atıyor...

"Gideceksin o yüzden tutmuyorsun elimi." dedi. "Esra."  Sesim o kadar güçsüz çıkmıştı ki. Yutkundum yarı çıplak bedeni bedenimle bütünleşmişti.

Boynumu öptü ve kulağıma "Anlayamıyor musun? Gökyüzü güneş olsa sensiz karanlıktayım."dedi.

Kalbime hiç iyi şeyler olmuyordu.

Esra Demir'im ben bile yazarken eridim sana.

Umarım beğenmişsinizdir.

Kurgunun başından beri sürekli bir kaos vardı. Soft bir şey olsun istedim. İyi yapmış mıyım?

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin