59. Bölüm

293 17 13
                                    

İyi okumalar.

"Rahat dur Esra." Kollarından ayrılmak için uğraşırken söylemiştim bunu. "Ablan varken dokunamayacağım zaten bırak da deşarj olayım." güldüm bu dediğine "Kurban olurum sana." yanağımdan öpüp "Ben de kendimi kurban ederim." Fazla tatlıydı.

Kapı çalınca ayrıldı benden. Üşüme gelmişti. Elini tuttum. "Mümkün olduğunca yakınımda ol." dedim. "Emrine amadeyim."

"Güzelliğiniz genetik gibi." evet ablam Esra'nın ablasına yürüyordu. Gördüğü ilk an dibi düşmüştü. Aslı Abla da ilgiden hoşlanıyor gibi geldi. E kan çekiyor işte.

Esra da ilgiden hoşlanır. Bir anda aklıma gelen şeyle ona döndüm. Göz göze gelince gülümsedim, kimseyle ilgilenmeyip tatlı tatlı bana bakıyordu. Kulağıma eğilip "Söyle sevgilim neye sinirlendin?" ben şimdi sana nasıl kızayım? Gerçi ben neye kızmıştım ki?

"Unuttum." güzel gülüşünü görünce yine yer zaman kavramı kalmadı bende ve yanağını öptüm. Öpüşüm uzun sürmüş olacak ki Cansu bacağıma vurdu. "Deniz yapıştın kıza ayrıl." uyarısıyla kendime geldim ve ablamlara baktım.

Aslı Abla "Çok tatlılar." dedi gülerek. Utandım yine. Aklımı başımdan almıştı işte.

Ablamla Aslı Abla kendi aralarında flört karışımı konuşurken Esra sadece bacağımı okşuyordu "Yani bir şey olmadı?" Cansu'yla dün gece hakkında üstü kapalı konuşuyorduk. "Olmamış." diye cevap verdikten sonra Cansu "Hayırlısı bu gece. Seninki yiyecek gibi bakıyor." kendi kendine gülerken "Nida'yla nasıl aranız?" yutkunduğunu fark ettim.

Bozuntuya vermeden gülümsedi. "Beni her yerden engellemiş." gülümsemeye devam ederken "Sevgim ağır gelmiş. Sorumluluk almak istemiyormuş." kaşlarım çatılırken "Yaşadığını yaşatıyor." dedi Esra'ya bakarak. Ben de Esra'ya bakınca Esra'nın hiçbir şeyden habersiz beni sevdiğini gördüm. Elimle oynuyordu kafasında bir sürü düşünce var ve benimle sakinleşiyor gibi.

Ona iyi geliyordum. Esra'nın hâlâ karanlık yanları vardı, anlatmadıkları. Geçen okuduğum bir kitapta: 'Birinin kendisini sevmesi için önce başkaları tarafından sevilmesi gerekiyor.' yazıyordu. Esra'nın kendisiyle sorunları vardı. Bu kadar mükemmel bir varlık kendini fazlasıyla kusurlu görüyordu.

Benim sevgim onu iyileştiriyordu. Hâlâ bana güvenmiyordu. Bilinç dışı bunu istemiyordu o yüzden maskeli geziyor biliyorum ama onun en gerçek tarafını bilen de bendim. Kendinden kaçtıkça bana yakalanıyordu.

Aslı Abla'nın "Kalsaydınız biraz daha." demesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Ablam "Geç oldu hem siz de yol yorgunusunuz daha fazla rahatsızlık vermeyelim. Hadi kızlar." dedi. Ona burada kalacağımı söylememiştim. Gerçi Aslı Abla varken kalamazdım. Benden önce Esra konuşup "Defne Abla senin de iznin olursa Deniz burada kalabilir mi? Bir süredir ayrıyız özledim açıkçası onu." ne kadar açık sözlü ya. Ablam bana ve Aslı Abla'ya bakıp "Sizin için bir sakıncası yoksa, tabii kalabilirsin ablacığım."

Aslı Abla "Kız kardeşim beni kovduğu için ben burada kalmayacağım otele gideceğim." dedi. Esra'ya öfkeli bakışlar attım ablam ise Esra'yla evde yalnız kalmamı umursamayıp "Öyle şey mi olur? Madem Deniz yüzünden evinizden oldunuz gelin bizde kalın bu gece."

Ablama bak be ilk andan eve atacak kızı. Ben de işte 50 bölümde anca sevgili oldum sonra da sürekli ayrıldım falan. Ablamdan biraz taktik öğrenmeliyim. Esra ve Cansu gülerken Aslı Abla "Rahatsızlık vermeyeyim." dedi istekli olduğu sesinden belliydi. "Dünürüz şunun şurasında kabul etmezseniz kırılırım." dedi. Aynen sadece dünür. Aslı Abla teklifi kabul ettikten sonra Esra onları yolculadı.

Mutfakta su içerken boynumda hissettiğim dudaklarla hormonlarım horon tepiyordu. Bugün ona çok yükseliyordum. Hayali bile dayanılmazken gerçeğine kalbim durur diye korkuyorum.

Benden biraz uzaklaşıp nefes aldı. "Bugün sana içim gidiyor o kadar fazla istiyorum ki seni hissetmeyi tahmin bile edemezsin." dedikleri biraz şoka sokmuştu. "Sevgilim korkuyorum." diyebildim sadece. Neyden bilmiyorum ama korkuyordum. Aramızdaki her şey yattıktan sonra biter diye korkuyordum. Birbirimize hissettiğimiz çekimin sadece tensel bir merak olmasından korkuyordum ve ben korktuğumda hep kaçardım.

Esra şefkatle saçıma dokundu. "Beklerim ben sevgilim. Hep beklerim bir tek seni beklerim." Gözlerim dolarken sıkıca sarıldım. "Esra bir gün beni sevmekten vazgeçme olur mu?"

"Ben senden vazgeçmem, ışıkları söndürseler bile."

"Ben de senden vazgeçmem ölsem bile."

Esra'yla uyuyacak olmak beni heyecanlandırıyorken yatakta onu bekliyordum. Kapıları kontrol edip gelecekti. Dakikalar geçmek bilmiyorken kapı açıldı. Güzelliği karşısında büyülenirken "Bence hemen uyumalıyız." dedi yatağa gelirken.

Yanıma uzanmışken yan yatmış onu izliyordum. Gözümü kırparken kendime bu güzellikten mahrum kalacağım diye kızıyordum. Aşk beni çok değiştirmişti.

Esra'nın eli yüzümde gezerken geceyi şu şiirle kapattık.

"Gülleri sarı severim, toprağı ıslak.
Türküleri yanık, şiirleri hoyrat.
Havayı nemsiz, çayı demsiz.
Bir seni olduğun gibi.
Bir seni her şeye rağmen.
Bir seni, hâlâ."

Umarım telafi etmişimdir. Yine arada bir tıkandım ama sonunu beğendim. Bölüm geç geldiği için de kusura bakmayınız.

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin