38. Bölüm (Esra)

438 26 4
                                    

İyi okumalar.

Esra'dan

Yanımda hissettiğim bedene sıkıcı sarılıp başımı göğsüne koydum. Elini omzuma atmıştı. Uyandığını düşünüp birazcık yaramazlık yapmak istediğimden dolayı yan yattım. Belimde elini hissedince kalçamı ona yaslayıp bacağına dokundum. Kahkaha sesi ardından "Yavaş olum Deniz ayağına ırzımıza geçeceksin." cümlesini duyunca aniden yataktan kalktım.

Video çeken Elif ve koynuma giren Fatma Nur eşek gibi anırırken ben kendime gelmeye çalışıyordum. Elif'in kahkahası arasında "Rüyanda Deniz'i mi gördün ne bu azgınlık?" dedi. Fatma Nur da gülmeye devam ederken "Cenabet git abdest al."  Elime Fatma Nur'un altındaki yastığı alıp Fatma Nur'un üstüne çökünce "Ölüyorum lan."

Telefonuma art arda mesaj gelince durdum Fatma Nur da elimden kaçtı. Sinirle Elif'e dönüp "Kim bu sabah sabah?" dedim. Elif "Bilmem belki Deniz'dir." dedi sırıtarak. "Ne yaptın doğruyu söyle?" dedim Elif'e. Elif de eliyle telefonunu işaret etti. Yaklaşıp telefonunu alınca gösterdiği şeye baktım.

Deniz'e benim Fatma Nur'un göğsünde uyuduğum fotoğrafı Fatma Nur'un yüzünü kırparak atmış altına da "Günaydın yengoşum. Asayiş Berkkemal." yazmış. Elif öldün kızım sen.

Kendi telefonuma baktığımda Deniz'in "Yanındaki kız kim?" mesajını okur okumaz Wp'den çıktım. Bunun gibi onlarca mesaj atmıştı. Onu görüntülü aradım. Saniyeler içinde açtı. Öfkeyle bakıyordu bana.

Gülümseyip "Günaydın güzelim."  Deniz "Nerede o kız?"  Odayı gösterip "Yavrum kız falan yok. Fatma Nur eşeği ve Elif öküzü kendince şaka yaptılar. Fotoğraftaki kız Fatma Nur'du."  Deniz "Esra ilk geceden başkasına gitmiş olamayacağını düşünerek sana inanıyorum."

Ekranı kendime çevirip "Ha ilerleyen süreçlerde başkasına gitme ihtimalim var yani?" dedim sorgularcasına. "Sen bana güvenmiyor musun?" dedim ciddileşip. "Bu güvenle alakalı değil. Bana sadık olma zorunluluğun yok."

"Ayrıyken bile sadık olmak her yüreğin harcı değil Esra." dedi kırgın ses tonuyla.

Sabaha onsuz başlamak yetmiyor gibi üstüne trip çekip güvensizlik sorunu yaşıyordum. "Deniz sana ihanet etmek kendime ihanet etmekle eş değer." Güvenememesine hak veriyordum ama kırılmıştım işte. İnsan en çok sevdiğine kırılmaz mıydı zaten?

Deniz bir süre beni izledikten sonra "Yemeğe geliyorsun değil mi?" dedi. Aklıma ilk beni yemeğe davet edişi geldi. Sonu kötü biten gecenin başı güzeldi. "Gelmemi istiyor musun?"  O da o günü hatırlamış olacak ki güldü. (Çok uzun zaman olduğu için hatırlamamanız normal 11. bölümde geçiyor bahsedilen konuşma.)
"Aynı kişi aynı konuşma farklı hisler." dedi.

Ben de gülünce "O gün sadece öfke ve nefret hissederken şimdi ise kelebekleri hissediyorum." dedi. "İlk kez o gece fark etmiştim senin olduğumu. Ben kelebekleri hapsetmişken onlar duvarları yumrukluyorlardı." dedi. Ben de "Sen de beni yumrukladın bu yüzden?"  Güldü. "Kelebek etkisi." dedi. Kahkaha atınca "Gözlerinden sonra en çok gülüşünü." dedi.

Anlamayarak ona baktım. "Olabildiğince erken gel."
"Ne bu da Deniz usulü 'sensiz yapamıyorum' demek mi?"  Gülümseyerek başını olumsuz anlamda salladı. Kalbini göstererek "Burası sensizliğe dayanamıyor, cümlesi yeterince açık bence."  Öyle güzel gülüyor ki adamsan aşık olma der gibi.

Deniz'le konuşmaya devam ederken kapının açılmasıyla kapıya baktım. "Hadi aşağıda seni bekliyoruz." dedi Fatma Nur. "Yediğiniz haltı düzeltmeye çalışıyorum sabahtan beri."  Fatma Nur yatağa oturup ekrana bakınca Deniz'i gördü. "O sana kıyamaz ki. Vıcık vıcık romantizm yaşıyoruz demiyor da suçu bana atıyor." dedi surat asarak.

Kafasına vurdum. Elimi tutup "Deniz'e sabah onu arzulayarak neredeyse ırzıma geçeceğini anlatırım bak." diyerek tehdit edip sonra da "Aaaa pardon Deniz bunu duydu şu an." deyip ben ne olduğunu anlamadan odadan çıktı. Arkasından "ŞEREFSİZ." diye bağırınca Deniz "Kıza bağıracağına bana hesap ver." dedi ciddi tonla. "Canım saçmalıyor bu salak. Öyle bir şey yok."

"Bu seferlik öyle olsun. Bak içeride ajanlarım var ona göre davran." dedi tehdit edercesine. "Onlar en son benim arkadaşlarımdı." dedim üzgün ses tonumla. "Ben ne kadar hanımcıysam onlar da o kadar yengeci demek ki."

Deniz'imin gözlerinin parladığına şahit oldum. "Hanımcı olduğunu bilmem senin için hiç iyi olmadı."

"Senden gelen her şeye okeyim ben." Yüzündeki memnuniyeti görünce gülümsedim. "Hadi bekletme sevgili ajanlarımı pardon arkadaşlarını." dedi gülerek.

Ondan ayrılmak istemiyordum bana kalsa akşama kadar onu izleyebilirdim. "Akşama kadar ne yapacaksın?" dedim. "Biraz ders çalışırım ama önceliğim sen olduğun için temizlik ve yemekle uğraşacağım."

"Önceliğin her zaman kendin olmalı Deniz'im."

"Bugünün başrolü sensin Esra'm."  Onun tarafından sahiplenilmek mutlu etmişti.

Test kitaplarıma baktım. "Yakın zamanda beraber ders çalışmalıyız." dedim. Netlerim şu an hâyli yüksekti ve çalışmama gerek yoktu ama onun için ders çalışmalıydım. Tek başına çalışmak kötü hissettirebilirdi. "Olur." dedi heyecanla. İlk kez sorusunu çözdüğüm günkü heyecan vardı üstünde. (4. bölüm.)

Tekrar aşağıdan ses gelince Deniz "Erken gel, görüşürüz."
"Seni çok bekletmeyeceğim her konuda." dedim görüşürüz dedikten sonra kapattım.

Hayat kısaydı her an ne olacağını bilmediğimiz yaşam mücadelesini verirken beklemek çok saçmaydı. Sonunun ne olacağı önemli değildi harekete geçmek asıl meseleydi.

Demir'im de söylediği gibi beklemek oldukça gereksiz. Fırsat varken ertelemeyin, beklemeyin ve korkmayın.

Zamana bırakmak ne kadar zamanımız olduğunu bilmediğimiz için aldığımız en büyük risk değil mi?

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin