2.Bölüm

1.3K 67 14
                                    

İyi okumalar.

Okulda tüm gün ders çalışıyordum. Teneffüslerde bile test çözüyordum çünkü o istediğim polis akademisini kazanmalıydım. Üvey babam ve annemin bana karşı acımasız tavırlarından dolayı benim gibi başkaları da yanmasın diye polis olmak istiyordum. O küçük çocuklar benim gibi yalnız ve çaresiz hissetmesin diye onlara bir umut ışığı olmaktı hedefim. Eğer ablam olmasaydı ben de şuan sokak çocuklarından olacaktım. Onların uğradığı iğrenç muamele bana da olacaktı. Sanırım çocuklar benim en hassas noktamdı ve ya çocukluk benim en derin yaramdı.

Cansu da ben polis olmak istediğim için polis olmak istiyordu. Hedefleri benimkiler kadar yüksek değildi ama beni meslek hayatımda da yalnız bırakmıyacaktı dostum.

Cansu beni dürtüyordu. "Ne oldu kızım ya?" dedim. Cansu kaşlarını çatarak "Sen beni dinlemiyor musun?" dedi sitem edercesine "Sen neye daldın yine?" diye sordu. Ben de "Hiçbir şey güzelim seni dinliyorum" dedim ona bakarak. "Hadi kantine gidelim." dedi. Sesinde garip bir heyecan vardı. Benim ise canım bir şey istemiyordu. "Sen git Cansu benim canım bir şey istemiyor." Cansu "Olmaz, hadi Deniz lütfen gidelim."

Neyi vardı bu kızın? Alt tarafı kantine gidecek niye abartıyor? Cansu "Kaan beni kantinin yanına çağırdı, bir şey söyleyecekmiş. Sen de gel yalnız gitmeye utanıyorum. Lütfen yalnız bırakma." Karşı koymayıp "Tamam hadi gidelim. Ne de olsa öğlen arası uzun."

Gülümseyerek ayağa kalktı. Ben de peşinden gittim. Okulun bahçesine indik. Kaan kantinin orada bekliyordu. Ortaokul çocukları gibi çıkma teklifi edecekti herhalde kimsenin olmadığı bir yerde. Cansu ise çok heyecanlıydı. Bu heyecan 100 km öteden fark edilirdi.

Cansunun kulağına "Sakin ol. Biraz doğal davran." dediğimde Türk geleneği bozulmamıştı. Cansu bir anda anırarak gülmeye başladı. Her şeyi berbat etmişti bu kız. Kaan da ona gülerek bakıyordu. Cansu'ya "Hay senin doğalına." dedim hafiften kızarak. Cansu'yla, Kaan'ın yanına gelmiştik. Kaan biraz utanıyordu. Elini ensesine götürerek "Yalnız konuşsak olur mu?" demişti utanarak. Cansu ise sert bir sesle " Deniz benim kardeşim ondan gizlim saklım yok." Kaan ise daha fazla utanarak " Şey, ben biraz utanıyorum da o yüzden öyle dedim." Ben de "Sorun yok siz konuşun, ben de kızların yanına gideyim. Konuşman bitince gelirsin Cansu."  Cansu başıyla onayladı.

Ben de sınıftan İlaydaların yanına gittim. Genel okul dedikodusu yapıyorlardı. Konu yine Esra Demir'e geldi. Hiç gitmiyordu ki zaten. Nefes alsa gündemdeydi. Okulda hetero kızlar bile ona hayrandı ve  normalde homo çiftler olsa linçleyecek insanlar da Esra'nın altına yatmak için can atıyordu. İrem heyecanla "Bayan mükemmelin yeni başarısını duydunuz mu?" dedi. Derin de hemen lafa daldı. "Yine ne yapmış?" İrem "Yurt dışında iyi bir okuldan burs almaya hak kazanmış." İlayda "Vay be şu kızda ki zeka bende olsa dünyayı yönetirdim." dedi.

Evet Esra gerçekten çok zekiydi. Okul 1.siydi ve birçok okuldan da burs teklifi almıştı ama nedenini bilmediğim bir şekilde hiçbirini kabul etmemişti. Çok da umurumda değil zaten. Keşke gitse de kurtulsam. 

İrem "Esra geliyor." dedi heyecanlı bir şekilde. Esra en yakın arkadaşları Fatma Nur, Elif ve Nida'yla merdivenlerden aşağı iniyordu. Bizim kızların dibi düşüyor zaten bu samimiyetsizi görünce. Esra bizim tarafımıza bakıp gülümsedi. İlayda "Selam güzellik."

Esra da cevap olarak "Selam kızlar nasılsınız?" dedi. O itici ama kulağa hoş gelen sesiyle. Bizimkiler de sanki birliktelik teklif etmiş gibi mutlu olmuşlardır. Derin "İyiyiz, sen?" dedi gözleri parlayarak. Esra da "Teşekkür ederim ben de iyiyim." Esra yanımızdan geçerken İrem "Görüşürüz."

Esra duymayınca İrem'in yüzü düştü. Ben de kendimi tutamayarak "Bayan mükemmelin her yerinden sahtelik akıyor." dedim yüksek sesle. Esra bunu duydu ve bana baktı. "Bana mı dedin?" diye sordu. Yok anama dedim geri zekalı. Bak sinirlenmiştim şu an hadi gazamız mübarek olsun. Ona bakarak "Evet sana dedim. Sahtesin, kendini bir şey sanıyorsun. Ama koca bir hiçsin. Başarınla insanları görmezden gelen,egolu,bencil insanın tekisin." dedim bağırarak. Esra bana bakıyordu. Okuldakiler de etrafımızda toplanmaya başlamıştı. Herkes bizi şaşkınca izliyordu. Nida bana bakarak "Ne diyorsun bacım, iyi misin?" dedi ahkam kesercesine. Ben de istifimi bozmadan "Evet gayet iyiyim."

Esra bana bakıp sırıttı. Bana doğru yürüdü. "Adın ne?" dedi kibarca.
"Sana ne." dedim sert bir şekilde. Cansu yanıma gelmişti. Cansu kolumdan tutup " Deniz boş ver uğraşma hadi sınıfa gidelim." Olay çıksın istemiyordu. Esra "Demek adın Deniz. Hangi sınıftasın?" rahat bir tavırla.

Kıza hakaret ediyorum. Hâlâ sahteliğini bozmuyor. "Ne o doğrular ağır mı geldi? Çevrendekilere emir verip bana zarar mı verdireceksin? Kimsin sen be?" diye bağırdım.

Esra yine aynı rahatlığıyla "Eğer birine düşman olacaksan ya da kinleceksen önce onu tanımalısın"  Nasihat veriyordu birde bana. "Benimle düşman mı olacaksın?" dedim. Esra "Ben değil sen bana düşmanlık besliyorsun. Oysaki beni tanımıyorsun bile." Evet hiç konuşmamıştık. Ama ben onun gibilerinin ciğerini bilirim. Ben de "Seni de senin gibileri de çok iyi tanıyorum. İnsanları kullanan, işi bitince çöp gibi kenara atan, yüzlerine gülüp arkasından konuşan yüzsüzsünüz hepiniz."
Tüm okul pür dikkat bizi dinliyordu. Esra Demir'in egosunu yerle bir ettiğim için çok mutluyum. Esra'nın arkadaşı Fatma Nur üstüme yürüyerek "Ne diyorsun sen be ağzını topla." dedi sinirle.

Esra onu durdurdu. Esra" Fatma Nur sen karışma." ben de onun bu hallerine kahkaha atarak "Gururuna mı dokundu Bayan şımarık?" dedim. Okuldakilerden "Oha, yuh." uğultuları geliyordu. Bu beni keyiflendirmişti. Biri bu Esra Demir'e kim olduğunu öğretmeliydi. Bir anda rehber öğretmeni Ayfer hoca geldi. "Ne oluyor burda?" diye sordu kızarak. "Esra kavga mı ediyorsunuz?" dedi, Esra'ya bakarak. Esra da bana baktı. "Hayır konuşuyorduk sadece." dedi. Bayağı bozulmuştu bayan şımarık. O sırada zil çaldı. Ayfer öğretmen "Hadi herkes içeri." dedi, yüksek sesle. Kalabalık hâlâ bize bakıyordu. Fatma Nur "Gösteri bitti dağılın." dedi kabaca. Kalabalık yavaştan dağılmaya başladı. Herkesin dilinde az önceki olanlar vardı.

Herkes dağılınca Esra bana doğru biraz daha yaklaştı. Aramızdaki mesafe azdı. "Tanıştığımıza memnun oldum Deniz." dedi gülümseyerek. Ben ise ne diyeceğimi bilemeyerek sürekli ona karşı söylediğim cümleyi yüzüne karşı da söylemeye karar verdim. "Senden nefret ediyorum Esra Demir. Bir daha karşıma çıkma." dedim olabildiğince rahatça. Arkamı dönüp sınıfa doğru yürümeye başladım.

Yüzümde ise  bir gülümseme vardı. Ona karşı olan düşüncelerimi yüzüne karşı söylediğim için aşırı rahatlamıştım. Ben başkalarına benzemem Esra Demir.

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin