92. Bölüm

142 21 62
                                    

İyi okumalar.

Esra'dan

"Aşkım şu sandalyeyi indir lütfen."

"Kafana indirmeden içim rahat etmeyecek." Sola hamle yapınca masanın sağına koştum. Biricik aşkım kafamda sandalye kırmak istiyordu.

"Birtanem anlattım işte her şeyi." Yine peşimden koştu.

"Sen niye bu kadar açık giyindin? Üşüyeceksin." Bacaklarımı süzüyordu.

"Gel de ısıt Deniz'im." Arsızlık belki yatıştırırdı onu.

Çapraz duruyorduk şu an. Benim sırtım kızlara dönüktü.

"Fatma şunu tut." Deniz'in verdiği emirle Fatma bana doğru adım attı. "Çüş lan o kadar da yengeci olma." Fatma Nur da kendine gelmiş gibi önceki yerine geçti. "Pardon ya bir anda yapmak zorundaymış gibi hissettim."

Polis veya askerlere bu özellik doğuştan mı geliyordu bilmiyorum ama verdikleri emirleri düşünmeden yerine getirtebiliyorlardı.

"Neden bana sormadan hareket ediyorsun ki? Düşüncelerim hiç mi umurunda değil?" Yaklaşık 10 dakikadır bana bağırıyordu ben de açıklama yapmaya çalışıyordum.

"Güzelliğin aklımı başımdan alınca unutmuşum söylemeyi." Yok öfkesi dinmiyordu. Hâlâ gözleri ateş saçıyordu az önce dudakları da öyleydi.

"Bu kadar şeyi tek başına düşünmüşsün de benim kırılıp kırılmayacağımı düşünememişsin." üzüntüsünü öfkesiyle bastırmaya çalışıyordu.

"Özür dilerim seni üzmek istememiştim. Ben sadece kızına kavuşmanı kolaylaştırmak istedim." Onun iyiliğini düşünerek nasıl kötülük yapabiliyordum?

"Ama sana kavuşmamı engelledin." sesi titremişti.

Fatma Nur "Canlı yeşilçam izleyeceğiz." Elinde çekirdekle bizi izliyordu. Özlem Abla ve Elif de ona ayak uyduruyordu. Benim de canım çekmişti ya. "Aşkım bunları oturup konuşalım lütfen." sakin tuttuğum sesim onu daha da öfkelendirmişti.

"Yok kafanı kopartacağım. O güzel gözlerini kendime saklayacağım." Bana doğru hareket edince yine kaçtım. "Yavrum benim gözüm hep sende. Sadece sende."

"Esra kaçma." Bağırmaktan boğazı yırtılmış olabilirdi bu yüzden aniden durdum. O da bunu beklemiyordu ve bana arkadan çarptı. Sandalyenin ayağı kafama değmişti. Hafif bir sızı hissediyordum. "Vur hadi." Arkamdaki hareketsiz bedene dönerken söylemiştim bunu.

"Sana aşığım Deniz." Gözlerinin içine bakıyordum. "Eğer kafamın kırılması kalbini onaracaksa sandalyeyi üzerimde parçalayabilirsin." kararlı sesime karşılık şaşırmıştı. "Yapamam sanıyorsun değil mi? Sana zarar veremeyeceğimi biliyorsun."

Dibine girdim onun. Sandalye hâlâ elindeydi. Havada tutuyordu. "Ben bir seni bilirim bir de adını duyunca hızlanan kalbimi." Ona olan sevgim içime sığmıyordu artık.

"İnanma istersen yıldızların yandığına, güneşin döndüğüne inanma. Doğrunun ta kendisini yanlış bil ama seni sevdiğime inan Deniz."

Bir süre gözlerime odaklanmışken bir anda sinirle sandalyeyi yere fırlattı. Çıkan sese Özlem Abla korkarken ben kırılan ayağına bakıyordum. Fatma Nur ve Elif de şaşkındı. Kafamı Deniz'e çevirdiğimde aniden tokat atmıştı. Başım sağa dönerken vurduğu yer acıyordu.

"Ben sensiz de yaşarım Demir. İki güzel lafa tav olacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun. Yaptığın her hatayı sana olan zaafımı kullanarak kapatıyorsun. Kırdıklarını toplarken elim acıyor artık."

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin