34. Bölüm

389 26 32
                                    

İyi okumalar.

Bu bölüm sarı saçlı sevdiği olanlara gelsin. (Yazar bir esmerin derdinde.d)

Cansu bana sarıldı. "Bitti mi şimdi hikayeniz?" Cansu hâlâ kardeşim olayını bilmiyordu. Sadece onun beni üzdüğünü ve Nida konusunu anlatmıştım. Derya üvey kardeşim olduğu için pek kimse bilmiyordu.

Bitmişti her şey. Esra konuşmamız bittikten sonra bir şey söylememişti. Kendi odasına doğru yürümüştü. Ben de çıkıp gitmiştim.

Ablamla yemek yerken "Gece onda mı kaldın?" Dün gece yine aklıma gelince yutkundum. Esra beni öpmüştü. Çok güzel şeyler söylemişti. Tek vücut olmuştuk. Kalp atış hızını hissetmiştim.
Aşkını itiraf etmişti. Ömrüm boyunca unutamayacağım anları düşündüm. Esra benim ilk ve tek aşkım olacaktı. Onun dışında hiç kimse için atmayacaktı kalbim.

Ablam "Yüzün gülüyor hayırdır?" dedi. "Esra'dan hoşlanıyorum abla."  Saklamaya gerek yoktu. "Belli oluyor." dedi. "İlk günden beri aşıksın. Seni emanet edebileceğim tek kişi Esra. O yüzden karşı değilim. Onayımı ister misin bilmiyorum ama sonuna kadar yanındayım kardeşim." Ablam benim yönelimimi, bir kızdan hoşlanmamı garipsememişti. Saygılı olduğunu biliyordum zaten destek olması da ayrı sevindirmişti.

Sevdiğim kız dışında her şey yolundaydı.

Esra'dan

Aynaya baktım. Ben miydim lan bu? Bir kız ne hâle getirmişti beni. Her şeye göğüs geren ben oraya bir kızı sığdırmıştım. Kapı açılınca Fatma Nur'un geldiğini anladım.

"Odama gel." diye bağırdım aşağıya doğru. Fatma Nur söverek merdivenlerden çıkıyordu. "Eve bir sıçmadığın kalmış." dedi beni görünce. "Sen bir de içimi gör." 
Kahkaha attı "Başlayacağım senin aşkına."  Duygusuz şerefsiz.

Yanıma gelip bana sarıldı. "Benim sarı başım acı mı çekiyor?" dedi. Omzuna vurup "İki dakika ciddi ol."  Benden ayrılıp "İki dakika rahat ol. Diken üstünde yaşıyorsun."

"Ölüm diken üstünde."  kitaplığımdaki Agatha Christie kitabına bakarak konuştuğu için kitabın adını söylemiştim. Polisiye sevmezdim ama Agatha farklıydı.

Yatağa otururken "Akşam için kız ayarladım. Haberin olsun." dedi. "İstemediğimi biliyorsun."
"Senin için değil Nida için." Birazcık şaşırmıştım. "Vazgeçebilmiş mi benden?" Bu onun için daha iyi olacaktı. Benim de onun gönlünü almam gerekiyordu. "Vazgeçilmez Hint kumaşı değilmişsin demek ki."

"Darısı sana." dedi. Göz devirdim ona. "Güzel gözlüm yeter artık. Sıkıldım ben." "Senin eğlence anlayışın yüzünden bu hâldeyiz." Fatma Nur'un yüzü düşünce "Öyle demek istemedim." dedim. "Benim yüzümden doğru."

Onun yanına oturup "Deniz her şeyi biliyormuş zaten." Bana şaşırarak baktı. "Derya'nın annesiyle iş birliği yapmış. Benden intikam almak için memleketinden buraya gelmiş. Önce başlarda yaptığı gibi nefret söylemleriyle canımı yakmak istemiş sonra bununla yetinmeyip beni kendine aşık etmek için uğraşmış. Sonuç olarak başardı. Görev tamamlandı asker." Fatma Nur yine küfür edince omzuna vurdum. Küfürden nefret ederdim o da yanımda fazla küfür etmezdi.

"Duygularınla oynamış ha? Sen de bunun ardından yas tutuyorsun. Kafana sokayım."
"Kardeşinin acısı yüzünden." dedim ona kızamıyordum. "Senin duyguların ne olacak peki? Kız senle oynamış. Deniz yüzünden aylardır neler yaşıyorsun sen? O kızın adını bile duymak istemiyorum senin ağzından. Her şey buraya kadar."

Elimi tutup "Benim kardeşim acı verenden uzak durur. Aşk ızdırap çektiren değil zevk veren şeydir." dedi.

Deniz'den

Okula gelince derin nefes aldım. Esra'yı direkt görmek kalbimi hızlandırmıştı. Sırtı dönüktü bana Fatma Nur'la konuşuyordu. Fatma Nur bana bakınca önüme döndüm ve sınıfa doğru yürüdüm.

Sınıfa girdiğimde yine bakışlar üzerimdeydi. Nida elinde telefonla tek başına oturuyordu. Yerime geçerken kızın biri omzuma çarpmıştı. Kıza baktığımda "Pardon." dedi. Kızı ilk defa görüyordum. Kahverengi gözlü siyah saçlı güzel bir kızdı. "Önemli değil." deyip yerime geçtim.

Esra sınıfa elinde beyaz güllerle gelince herkes ona baktı. Ben o güllerin bana olmasını isterken o Nida'nın olduğu tarafa yöneldi. Nida umursamıyormuş gibi yaparken Esra "Güzelim beni affedebilir misin?"

Nida pas vermeyince gülleri uzatıp "Kaybetmeyi göze alamayacak kadar çok değer veriyorum sana."  Fatma Nur Esra'nın arkasından "Sana çok değer veriyorum bebek. Ne yaptığını bilmesem de." diye şarkı söylemeye başladı.

Nida sırıttı. Esra "Özledim bir meleği." Nida gardını indirip ayağa kalktı ve Esra'ya sarıldı. "Ben de seni özledim bir tanem." dedi. Tüm sınıf hep bir ağızdan "oooooo"

Sınıftan bir kız "Nida kaptın yine Esra'yı. Helal olsun."  Esra Nida'yı yanağından öptükten sonra "Arkadaşız sonsuza kadar."  Nida da Esra'nın elini tutup "Böylesi daha iyi. Sen tarafından sevilmek istiyorum." Sınıfta uğultu olunca Fatma Nur yine sert sesiyle "Götü yiyen yorum yapsın."  Ben bu lafının üstüne "Tilkinin dönüp dolaşıp geldiği yer kürkçü dükkanı." dedim. Sınıf sessizleşti anında.

Saate baktığımda derse 5 dk kaldığını gördüm ve tuvalete gitmek için ayaklandım. Kalktığım gibi gözüm kararınca dengemi kaybedip sıradan destek aldım.

Bunun üzerine "Demir eksikliğin var herhalde?" demişti Nida sırıtarak. Tüm sınıf kahkaha atarken ben sinirle onlara baktım. Esra hariç herkes gülüyordu. Esra bana bakınca Nida'nın elini bıraktı. Kızı yara bandı olarak görmüyordur umarım.

Ben de "Sende fazlalığı var herhalde zehirliyor." dedim. Nida bana doğru adım atınca Esra kolundan tutmak istedi ama Nida çok hızlı yanıma gelmişti aramızda çok az mesafe kalmışken önümde hissettiğim bedene baktım ve refleks olarak onun kolunu tuttum.

Siyah saçlı kız "Sakin." Bu az önce bana çarpan kızdı. Esra'ya baktığımda benim elime kitlenmişti. Onun bakışlarını görünce elimi çekmek istedim ama sarı saçlı kız kolunun üstümdeki elimi tuttu. "Bir daha bu kıza bulaşma." dedi. Kapı açıldığında hocanın geldiğini gördük.

Nida sırıtarak yerine giderken bana "Yeni koruman hayırlı olsun."  Esra öfkeyle bana bakarken ben yavaşça elimi çektim. Sarı saçlı kız bana dönünce "Gerek yoktu." dedim. "Haksızlığa gelemiyorum."  Teşekkür edip otururken "Sana her konuda yardım edebilirim adım Yağmur." dedi elini uzatarak tekrar Esra'ya baktığımda kızdan gözlerini ayırmıyordu. Elini tutup "Deniz." 

Ders müzik olduğu için Fatma Nur şarkı söylemek istedi. Hoca da izin verince 'Mihriban' şarkısını söylemek istediğini belirtti. "Bu şarkı sarı saçlı yâri olanlara gelsin." deyip başladı.

"Sarı saçlarına deli gönlümü bağlamışım, çözülmüyor, Mihriban
Mihriban.

Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü
Görmeyince sezilmiyor, Mihriban
Mihriban, Mihriban.

Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü
Görmeyince sezilmiyor, Mihriban
Mihriban, Mihriban.

Yâr deyince kalem elden düşüyor.
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Şaşıyor.

Lambada titreyen alev üşüyor, üşüyor
Aşk kâğıda yazılmıyor, Mihriban
Mihriban, Mihriban.

Lambada titreyen alev üşüyor, üşüyor
Aşk kâğıda yazılmıyor, Mihriban
Mihriban, Mihriban.

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Arama
Her nesnenin bir bitimi var ama, var ama
Aşka hudut çizilmiyor, Mihriban
Mihriban, Mihriban.

Her nesnenin bir bitimi var ama, var ama
Aşka hudut çizilmiyor, Mihriban
Mihriban, Mihriban.

Mihriban'a taktım bu aralar.

Okuyucular: Kavuştur artık şunları.
Yazar: Yeni ara bozucu karakter hayırlı olsun.

Lsjdbdpeudbdo

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin