9.bölüm

939 57 4
                                    

İyi okumalar.

Esra teklifimi kabul etmişti. Şimdi de banyoda üstünü değiştiriyordu. Beraber uyuyacaktık İnşallah dizilerdeki sabah sarmaş dolaş olmazdık. Bir an düşündüm de yüzüm düştü.
Esra'nın "Deniz iyi misin?" diye sormasıyla kendime gelmiştim. Yanıma oturup "Yaşadıkların kolay değil. Üzülme demiyorum ama içinde yaşama bir şeyleri. Hiçbir şeyi tek başına çözmek zorunda değilsin." dedi yanımda olduğunu belirtircesine.

Kendimden utanmıştım. Kız neler düşünüyor ben onun hakkında ne düşünüyordum.

"Teşekkür ederim." dedim gülümsemeye çalışarak. Esra gülüp ayağa kalktı "Zorlama olmuyor."  Anlamayarak ona baktım. "Halbuki gülmek sana çok yakışıyor." dedi.  "Ne alaka?" dedim soğuk sesimle. Esra da "Anlaşıldı gereksiz muhabbet kurmak istemiyorsun." esnedim "Sadece uyumak istiyorum."

"Anlıyorum. Ben telefonla konuşup gelirim, sen uyu iyi geceler." dedi ve gitti.
Ne kadar da Esra'yla uyuyacak olmak beni gerse de yorgundum ve korkuyordum bir an önce uyumak istiyordum.

Sabah gözlerimi açtığımda yanımda  boşluk vardı. Esra uyanalı çok olmuş muydu? Umarım gece saçma bir şeyi yapıp kızı kaçırmamışımdır. Saate bakmak için doğrulduğumda Esra'nın  çalışma masasında uyumuş olduğunu gördüm. Benimle uyumamak için mi bunu yapmıştı? Saatin geç olduğunu görünce yataktan kalktım. Banyoya doğru giderken Esra uyanmıştı. "Günaydın." dedi yerinden kalkarak. "Orada mı uyudun?" Her tarafı ağrımıştır. "Kahvaltı yapalım mı?"
"Beni görmezden gelme. Bir soru sordum." dedim sesim biraz sert çıkmıştı.  "Cevaplamak zorunda değilim." diyip çıktı. Şuna bak ya hanımefendinin rahatını bozduk. Sanki ben dedim yatağını bana ver diye. Geri zekalı.

Aşağı indiğimde Esra kahvaltı hazırlıyordu. "İstersen duş al eve bu şekilde gitme ben markete gidip geleceğim takıl kafana göre." cevap vermeme beklemeden dışarı çıktı.

Yukarı çıktım. Aynaya baktım. Vücudumda bazı yerler çürümüştü. Emir'in yaptıkları aklıma geldikçe kendimi iğrenç hissediyordum. Bir an önce kendimi suyun altına bıraktım.

Banyodan çıkıp bornozu giydim. Kapı çalmaya başladı. Of Esra niye anahtarını götürmüyorsun?

Kapıyı açtığımda karşımda bir kız vardı. Yüzü tanıdık geliyordu. "Selam, yanlış yere gelmedim değil mi?" dedi bir iki adım gerileyip evin numarasına baktı. "Kimsiniz?" dedim. "Esra Demir'in evi değil mi?" kimdi bu kız? "Evet kendisi yok şuan."

Kız telefonunu alıp birini aradı. Cevap veren olmayınca "Esra Hanım eve birini atmış ve haberimiz sonra oluyor." dedi kendi kendine. Cevap verecekken nasıl göründüğüm aklıma geldi. Bornozlu, boynunda ve omzunda morartıları olan birine karşı ben de aynı şeyleri düşünürdüm. Bu yanlış anlaşılmayı düzeltmeliydim. "Düşündüğünüz gibi bir şey değil." dedim sert bir tonla.  Kız beni süzdükten sonra elini uzatıp "Ben Aslı Esra'nın ablasıyım. Bana karşı açık olabilirsin. Bu şekilde değil tabii."  Hemen utanıp elini sıktım. "Ben özür dilerim dışarıda kaldınız." diyip kenara geçtim.

Bana gülümseyip içeri geçti. "Ben üzerimi değiştireyim." diyip direkt yukarı çıktım.

Aslı telefonla konuşuyordu. Beni görünce kapattı. Kenara kayıp "Gel otur canım." Of Demir ailesine neden sürekli mahcup oluyordum. "Esra'nın evinde çok kız gördüm ama senin gibisini hiç görmedim." dedi. "Aramızda bir şey yok." Bana inanmayarak baktı. Kapı açıldı.

Esra "Abla?" ablası ona döndü "Gel Esra gel."  Esra "Geleceğini bilmiyordum." şaşkın gibiydi. "Ben de böyle bir sürprizle karşılaşmayı beklemiyordum."

Bana bakıp "Misafirin olduğunu bilseydim haber verirdim." Ben de artık rahatsız olmuştum. "Ben gideyim en iyisi." dedim ve ayağa kalktım. Esra "Otur lütfen Deniz. Daha işimiz bitmedi."

Aslı, ben ve Esra kahvaltıya başlamıştık. Aslı'nın gözü sürekli bendeydi. Esra fark etmiş olacak ki bana doğru eğilip "Ablam sana niye öyle bakıyor, bir şey mi oldu?" "Onu bornozla karşılayınca yanlış anladı." Esra gülmesini bastırarak "Anlıyorum."  Ben de sinirden gülüp "Çok kötüsün."  Esra ciddileşip ablasına döndü. "Abla Deniz'le sevgili değiliz. Arkadaş bile değiliz. Yardıma ihtiyacı vardı. Yardım ettim. Sevgilim olsa ilk sana söylerim merak etme." Aslı  "Anladım, geçmiş olsun Deniz. Bir şeye ihtiyacın olursa yardımcı olurum." diyip gülümsedi. "Teşekkür ederim ve özür dilerim. Yanlış anlaşılmaya yol açtığım için."

Kahvaltımızı bitirmiştik. Aslı bizi yalnız bırakmıştı.  Esra "Deniz boynunun ve bileklerinin fotoğrafını çekmem gerekiyor. Dosya da bulunmalı."  Ben ise hemen karşı çıkarak "Ailemin duymasını istemiyorum. Ne yapacaksan beni karıştırmadan yap."

"Deniz salak mısın? Böyle bir şeyi nasıl saklarsın?" Ben de "Anlamıyorsun Demir. Ablam üzülsün istemiyorum." diye bağırdım. Esra yutkundu. Gözleri dolmuştu. "Ben halledeceğim." diyip yukarı çıkmaya başladı.

Yola çıkmıştık Esra konuşmuyordu. Merak ettiğim bir şey vardı. "Beni nasıl buldun?" Bana bakmadan "Partinin nasıl bir yer olduğunu biliyordum."  Haklı çıkması canımı sıkıyordu. "Benim orada olduğumu nereden öğrendin?" yüzüme bakmadan  "Cansu söyledi."  Cansu ve Esra neden konuştular ki? Daha fazla konuşmak istemedim. Cansu'yla konuşup öğrenirim.

Evin önüne gelmiştik. İkimiz de öylece bekliyorduk. Eve davet etmeli miydim? O kadar iyilik yaptı bir çay içelim en azından. "Eve gelmek ister misin? Ablam çok güzel çay yapar." Bir süre sustu. Cevap vermeyecek diye düşünüp kapıyı açtım. Esra da arkamdan indi. "Ablamla iki defa tanıştın. Durumları eşitleyelim."  Yürümeye başladı.

Son zamanlarda hayatımda hiç düşünmediğim şeyler yaşıyordum. Birazdan en nefret ettiğim insanla en çok sevdiğim kişi tanışacaktı.

Hayat biz planlar yaparken başımıza gelen şeylerdi.

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin