64. Bölüm

193 14 10
                                    

Polisiye ilk defa bir şeyler yazmaya çalıştım. İlerleyen süreçte çok fazla mesleki konular olmayacak. Kurgunun 2. kitabı gibi düşünebilirsiniz bundan sonra ki bölümleri. En zoru ilk adımdır derler benim için de yazdığım en zor bölümdü.

İyi okumalar.

Deniz'den

10 sene sonra

"Anne bugün çok hastayım gitmesem olmaz mı?" kızımın okula gitmeme çabasına gülümsemiştim. "Yavrum kimden öğreniyorsun bu numaraları? Tebeşir tozuyla beni kandırabileceğini mi sanıyorsun?" kızım dudaklarını büzüp "Cansu teyzem kesin işe yarar dedi." duyduğum şeyle kapının önünde duran Cansu'ya baktım. "Sen çocuğuma böyle şeyler mi öğretiyorsun Cansu?" kızar gibi yapmıştım kızımın okuldan soğumasını istemiyordum. "Ben Ceren'imin yanındayım kusura bakma canım."

Cansu Ceren'i öpmüştü. "Hadi prenses annenin anlayamayacağı yöntemler bulana kadar okula gitmen gerekiyor." Ceren oflarken elimdeki çantayı aldı. "Nida geliyor mu?" Ceren'i öptükten sonra Cansu'ya sorduğum soruyla Cansu'nun gözlerinde ışıltı olmuştu. Yıllar aşkını daha da yoğunlaştırmıştı. "5 dakikaya gelirim demişti." diye cevapladı.

Ceren "Oley be Nida teyzem geliyor." sevinci güldürürken "Nida aşkı seninkiyle yarışır." Korno sesinin gelmesiyle Ceren kapıya koşmuştu arkasından "Yavaş kızım." desem de işe yaramamıştı.

Merkeze doğru giderken Cansu'nun "Ömer Arslanoğlu dosyası kapanmış. Hakim tutuksuz vermiş." demesiyle küfür etmiştim. "Daha ne olması gerekiyor kadının ölmesi mi? Lanet olsun ya." Cansu "Bizimkiler işi bırakmıyor. Elbet yine yakalayacağız."
Deniz "Nefret ediyorum sistemden. Biz yakalıyoruz onlar bırakıyor." öfkeden kudururken aklıma gelen şeyle panikle Cansu'ya döndüm. "Engin fena benzetmişti onu. Bunun inadına bile kadına zarar verebilir Cansu bizden birini yollayalım. Koruma çıkmamıştı izinde olan biri gerekirse korusun."

Cansu "Ardalar gitti. Deniz sakin ol biraz." "Her şeyin yükünü taşıyamazsın." dedi Cansu. Sıkıntılı bir nefes verip sustum.

(..)

Engin'e sarılırken "Devriye yorucu muydu?" Engin beni öperek "Hırsız kovaladık tüm gece. Aynı şeyler." Biraz aramıza mesafe koyup "Benim güzel karım ve kızım ne yaptılar bensiz?" dedi. Gülümseyip "Seni özledik sadece." dedim. Uzun süreli gizli görevden sonra hemen devriye denk gelmişti. Bizim mesleğin cilvesi de bu. Dibinde de olsan özlemek zorunda kalıyordun. Belki bir gün birimiz diğerinin yanında ölecekti bile.

Engin yanağımı öpüp "Yavrum ben de sizi özledim. Hüsnü başkomisere söyledim birkaç günlük izin ayarlayacakmış. Kaçarız bir yerlere." söylediği şey mutlu ederken anons gelmesiyle kocamdan ayrıldım. "Bir gün de olaysız başlayalım ya." Engin'in isyanına hak vererek cevapladım anonsu.

Haneye tecavüz vakasıydı. Olay yerine intikal ederken Engin "Aşkım beni burada indir arkadan dolanayım destek çağırdık zaten kendini tehlikeye atma." onu onaylayıp inmesini bekledim. "Seni seviyorum." dedi birden. Operasyondaydık şu an yeri ve zamanı değildi yaptığı şeyin saçmalığıyla ona bakarken inmişti arabadan. Ben de evin önüne gelmiştim.

Cansu yakında olduğunu söylerken cam kırılma ve silah sesini duydum. Engin'e anons çektim cevap gelmeyince iyice tedirgin oldum ama soğukkanlılığımı korumam gerekiyordu. Cansuların geldiğini görünce vakit kaybetmeden indim. Polis siren sesini duyan saldırgan grup dağılmaya başlamıştı "Volkan gel benimle." diyerek elebaşlarının peşinden koşmaya başladım. Uzun koşuşturma sonucunda ara sokağa girmişti. Çıkmaz sokaktı silahı bana ve Volkan'a doğrultmuştu. Volkan "İndir silahı çıkamazsın buradan." uyarısıyla adam "Kendimle beraber birinizi de götürürüm. Benim kaybedecek bir şeyim yok çekilin önümden size yazık olur." demesiyle "İndir silahını." diye bağırdım. Adamın ateş edeceğini anlayınca ondan önce davrandım.

Volkan adam için ambulans çağırırken ben anons çektim. Dakikalar sonra "45-40 merkez Komiser Cansu Soysal vuruldu. Tekrar ediyorum Cansu Soysal vuruldu."

(...)

Hastane odasında bilmem kaçıncı kez Cansu'yu bekliyorken kafamdan yine binbir düşünce geçiyordu. Engin'i aramıştım ama ulaşamamıştım. Aylinler merkeze geçtiğini söylemişti. Cansu bu hâldeyken o niye oradaydı?

Saatler geçmişti ama Cansu çıkmamıştı. Her geçen dakika korkum artıyordu ama Nida'nın yanında güçlü durmak istiyordum. Yıllar duygularımı kontrol etme konusunda bana çok şey katmıştı. "Şu an o savaşıyor ve sen inancını bitirdiğin anda ölecek. Hissediyor seni umutsuzluğa kapılma." Başını bana yasladı biraz daha iyi gibiydi. Hayat bizi böyle anlara alıştırmıştı artık. En kötüsünü bile yaşadık bu koridorda. "Hastanelerden nefret ediyorum." Nida'nın geldiğinden beri söylediği tek cümleyle ona döndüm. Sabahında mutlu başladığımız günün sonuna sıçayım.

Aylin ve Hakan bize doğru gelirken kimin yaptığını sormak için onlara yaklaştım Nida duysun istemiyordum. Aylin "Durumu nasıl?" sorusuna "Doktor çıkmadı. Bekliyoruz." dedim. Hakan'a baktığımda bir şey söyleyecek de söyleyemiyor gibiydi. "Hakan ne olur yapanı bulduğunuzu sorgu odasında beni beklediğini söyle." dedim öfkeyle. Hakan "Yapan şüpheliyi bulduk." susunca daha da sinirlenip "Kim?" dedim.

Sessizlik devam ederken "Deniz Demir eşiniz Engin Demir, komiser Cansu Soysal ve şüpheli Cemil Yılmaz'ı yaralama suçundan gözaltına alındı. Siz de merkezden bekleniyorsunuz."

Yazdık bir şeyler umarım beğenirsiniz.

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin