12. bölüm

811 60 22
                                    

İyi okumalar.

Olanların üzerinden 2 hafta geçmişti. Esra'yla bu sürede dava dışında hiç konuşmadık. Çok ilgileniyordu bu konuyla. Emir'i uyuşturucudan içeriye attırmıştı ama benim dava ertelenmişti. Özlem abla, dernek başkanı sağlam bir dosya hazırlıyordu. Onlardan güç alıyordum. "Deniz'im yanıma gelsene." ablamın sesiyle odamdan çıktım. Yaralarım artık acımıyordu sadece izleri kalmıştı.

"Efendim sultanım." diyip yanına oturdum. Cansu kahve getirdi. Ablam "Dersler nasıl gidiyor?" Önemli bir şey söyleyecekti de giriş cümleleri kullanıyordu. "Güzel. Evden çalışıyorum işte." 2 haftadır okula gitmiyordum. "İyi. Zihnini kendin yönlendirdiğinden öğretmene ihtiyaç duymuyorsun yani?" Bu cevabına gülmeye başladım. "Seni tekrardan böyle görmek çok güzel." Bu süreçte onu da çok üzmüştüm. Cansu "Dava iyi ilerliyor." dedi ablamın içini rahatlatmak için. Ablam derin bir nefes verdi. "Çok şükür." Ablamın elini tutup "Geçti, gitti abla. Her şey çok güzel olacak." Ablam bana sarıldı, Cansu da ikimize birden sarıldı. Sevgimin hepsini verdiğim iki insan.

Ablam "Esra nasıl?" diye sordu. Kahve boğazıma takıldı, öksürmeye başladım. Cansu su getirdi. Ablam "Ne oldu bebeğim? Sormamam gereken bir şey miydi?" Suyumu içtim, Cansu sırıtıyordu. "Yok abla, şaşırdım.İyidir herhalde."

"Konuşmuyor musunuz?" dedi. Kahvemi bitirip kenara koydum. "Ablacığım bizim Esra Demir'le bir samimiyetimiz yok, arkadaş değiliz." Ablam cevabıma karşın surat astı.
"Akşam yemeğine çağırsana." Karşı çıkacakken "Teşekkür niyetinde." dedi. Israr edeceğini bildiğim için "Tamam." Cansu sırıtmaya devam ediyordu. Kafasına yastık attım.

Ablam "Ailesiyle mi yaşıyor?" dedi. "Bilmiyorum." Ablam "Sen onun evinde kalmadın mı?" evine dikkat etmemiştim "Kaldım da kimse yoktu." Cansu "Tek kalıyor, annesi İzmir'de. Ablası gidip geliyor, oturduğu evde anneannesinin mirasıyla." Bu kadar şeyi nereden biliyordu. Cansu "Hiç bakma canım, ortamlardan duydum." ofladım "İki Esra Demir fanıyla yaşıyorum." dedim ve yukarı çıktım. Telefonumu aldım. Saatlerdir aktif olmamış. Mesaj atsam görmez. İsmini tıklayıp aradım. Çalıyordu açmayınca kapatacaktım ki açtı. "Efendim." dedi. "Bana gelsene." Of Deniz öyle mi söylenir? Esra gülmüştü. "Cevap verecek misin?" dedim.
"Ne bu, Deniz usulü davet etmek mi?" Yine yanlış anlaşıldım. "Ablam davet ediyor." güldü "Yani sen istemiyorsun?" "Cevap ver artık, bana yazıyor." Telefonu kapattı. Öküz müsün ya? Telefon çaldı. Esra arıyordu. Sinirle açıp "Manyak mısın sen?" dedim yüksek sesle. Güldü. "Sakin, şimdi bana yazıyor. Soruma cevap ver."
"İlla kalbini mi kıralım? saat 8, aç gel. Ablam sana özel yemek yapıyor. Görüşürüz." Kapattım telefonu. Gıcık şey.

Kapı çalmıştı. Cansu odaya gelip ruj attı. "Al lazım olur. Üstünü de değiştir." Orta parmak çekip banyoya girdim.

Ablam "Hoşgeldin canım." dedi Esra'ya. Esra da "Hoş buldum." Ablam "Direkt yemeğe geçelim, soğumasın." Esra da elindekileri Cansu'ya verdi. Bana yaklaşıp "Elimi nerede yıkayabilirim?" elimle işaret ettim. "Sol tarafta." Teşekkür edip lavaboya gitti.

Havadan sudan konuşuluyordu. Ablam orduya yetecek kadar yemek yapmış. "Elinize sağlık." dedi Esra. Ablam "Afiyet olsun da pek bir şey yemedin canım." "Fazla bile." diyerek gülümsedi. Yemek bittikten sonra bulaşık bana kitlendi.

Ensemde bir nefes hissedince yutkundum. "Bir şey mi isteyeceksin?" dedim. "Çok kibarsınız."
"Misafirsin." Elma alıp sandalyeye oturdu. "Yardım etmeye geldim."
"Çok yardımcı oluyorsun şu an." diyip göz devirdim. "Psikolojik destek veriyorum işte."
"Eksik ol Demir."
"Soyadım Korkmaz olarak değişecek, ablan nüfusuna alacak beni." Ona baktım. "Nasıl yapıyorsun bunu?" "Neyi?"

Karşısına oturdum. "Nasıl etkin altına alıyorsun herkesi?" dedim. Göz teması kurdu. "Rol yaparak." Bana taş atıyordu şu an. "Evime kadar girdin, soframda yemek yedin, ablam seni kardeşi gibi görüyor, Cansu bile seni seviyor."
"Sen dışında herkes yani." Yanıma geldi. Eğildi, göz teması kurdu. "İlgini mi çekmeye başladım?" dedi.

"Öyle de-" ablam içeri girdi ve girdiği gibi çıktı. "Çok özür dilerim." diye bağırdı kapıdan. Esra'yı itip "Abla." İkidir aynı şeyi yaşıyordum ya.

Esra tepsiyle içeri girdi. Cansu fotoğrafını çekip "Esra Demir evimize gelip çay servisi yapıyor. Rüyamda görsem inanmam." dedi gülerek. Esra da güldü. "Rahatsız olduysan sileyim bu arada. Öyle anı kalsın diye şey ettim." Cansu hızlıca açıklama yaptı. Esra "Yok anı kalsın." Ablam "Eee Esra'cığım gelecek hedeflerin ne?"
"Psikolojiden ilerlemeyi düşünüyorum. Kariyer planlamalarım var. Onun dışında bir şey yok." dedi Esra. Ablam "Evlilik falan?"

Esra bana baktı. "Düşünmüyorum." Ablam "İsteyenin çoktur senin."
"Kuyruk maşallah." dedim. Esra bana baktı. "Defne Hanım, siz buna ne yedirip içiriyorsunuz da bu kadar asabi?"

"Normalde böyle değildir. Çok uysaldır." dedi ablam. Esra da "Ben hiç o yanına denk gelmedim." Şuna bak ya "Hak edene hak ettiği gibi davranıyorum." Gergin bir ortam oluştu.

Ablam "Deniz çok ayıp." dedi. "Sana anlaşamadığımızı söylemiştim. Nefret ettiğim insanı evime kadar sokarsan böyle olur. Benim hayatım senden ve Cansu'dan ibaret başkasını istemiyorum." Esra'ya bakıp "Teşekkür ederim yardımların için." diyip kapıya doğru yöneldim. Ablam Cansu'ya bakıp anlamaya çalışıyordu. Esra da bardağını bırakıp "Ben gideyim verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim." Ablam Esra'yla konuşurken kendimi dışarı attım.

Ona çok büyük bir öfkem var. O kadar yoğun duygular besliyorum ki. Kendime anlam veremiyorum. Herhangi biri işte ne diye ona duygularını veriyorsun. O bir hiçken sen niye onu her şey yapıyorsun? Sanırım en çok kendimden nefret etmem gerekiyor, Esra Demir'e hayatımda bir yer açtığım için. Aklım sürekli onda olduğu için. Hayır kalbim bu kadar hızlı atmamalısın. "Senden nefret ediyorum Esra Demir." diye bağırdım. Avazım çıkana kadar.

Yağmur yağıyordu."Sırılsıklam nefret ediyorum senden." Tekrar bağırdım. Biri kolumu tuttu. "Biliyorum." dedi fısıltıyla. Ağlamaya başladım. "Senin yüzünden kaç gece ağladım biliyor musun?" Esra bana sarıldı. Göğsünü yumrukladım. "Yok olmanı istedim." "Sen hiçbir şeyi hak etmedin." "Sen koca bir yalansın." Onu itmeye çalıştım. "Bırak beni." diye bağırdım. Daha sıkı sarıldı. "Bir daha karşına çıkmayacağım." dedi. "Bu son."

Yüzüne baktım. "Beni kendinden kurtar Demir."

İçime sinmedi. Allah'tan daha sık bölüm atacağım dedim. 🤦🏼‍♀️ Yine 1 ay olmuş.

Deniz çok garip biri. Ben bile anlayamıyorum. Siz Deniz karakterini seviyor musunuz?

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin