42. Bölüm

330 23 6
                                    

İyi okumalar.

Elif'in "Sizin dengesizliğiniz beni yordu."  demesiyle Esra'dan ayrıldım. Aramızdaki sessizlik devam ederken ne söyleyebilirim diye düşünüyordum. Ne konuşacaktın daha? Konuştukça birbirimize zarar veriyorduk.

Fatma Nur ikimizin de kafasına vurup "Yenge öpüşmek için aksiyon mu arıyorsunuz ben anlamadım. Adam gibi yesenize birbirinizi." Elif gülerken Nida'nın tepkisizliği dikkatimi çekmişti. Onu bir tehlike olarak görmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Biraz da Nida'nın varlığının etkisiyle Esra'nın elini tutup "Odana geçelim mi?" 3'ü de şokla bana bakarken kendini ilk toplayan Esra "Maç başlayacak." dedi boğazını temizleyerek. Fatma Nur da gülüp "Sizin maç daha farklı olacak." Esra Fatma Nur'a dirsek atınca acıyla inleyip Elif'in arkasına geçti.

Kapı çalınca Cansu'nun geldiğini anladım. Fatma Nur direkt kapıya koşunca bu anlamsız heyecanını beni düşündürdü. Nida "Sizi rahat bırakmasını için kapıya kovdum onu. İşinizi halledip gelin." dedi ve mutfağa yöneldi. Bunlar konuyu nereye çekmişti aq? Onlar buradayken Esra'yla yukarıda seks yapacağımı mı düşünmüşlerdi?

Elimde hissettiğim boşlukla Esra'ya döndüm. "Gidelim." dedi ve yanımdan geçti.

Merdivenlerden çıkarken arkadaşlarının imâları meraklandırmıştı. Yani garip geliyor. Esra'yla odaya girince düşüncelerim bakışlarıma yansımış olacak ki "Ne oldu?" dedi. "Arkadaşlarının imâları-" sözümü kesip "Rahatsız mı oldun?" Evet dersem Esra'nın kızacağını bildiğim için "Hayır şaşırdım sadece."

"Konuşurum ben."

"Onlara kızmanı istemiyorum anlamaya çalışıyorum. Daha önce imâ ettikleri şeyi yaptın mı merak ediyorum?"

"Hayır. Kimseyle bir şey yaşamadım."

İnanmak istiyordum ama yalanları yüzünden bu durumda olduğumuzu hatırlayınca sessiz kaldım. "Yoruyorsun Deniz beni. Bizi bitiriyorsun."

"Suçlu benmişim gibi davranıyorsun. Seni ben kandırmışım gibi." dedim sakin olmaya çalışıyordum.

Öfkeli davranmak hiçbir zaman işime yaramamıştı. Esra "Her şeye fazla tepki verip sonra pişman olup geliyorsun. Duygu karmaşasına sürüklüyorsun beni." O da öfkeliydi.

Hem suçlu hem güçlü sinir kat sayım artarken yine sessiz kaldım. Onu kaybedemezdim. "Deniz bir karar ver artık. Haklısın hatalar yaptım. Güvenini sarstım. Bana, hiçbir şey olmamış gibi güven diyemiyor. Kendimde bunu senden istemeye hak bulmuyorum o yüzden şu andan itibaren her şeyi sevgin belirleyecek. İstiyorsan kal istemiyorsan git. Git-gel yapma."

Gerçekten kalbim kırılmıştı. Ben onun için birçok şeyi feda ederken o bencil davranıyordu. Kendi huzurunu bozmak istemiyordu. "Beni gözden çıkarmışsın sen Esra. Senin sadece sevgine inanıyordum şimdi ondan bile şüphe ediyorum."

Esra iç çekince gözlerim doldu. "Deniz toksik bir ilişki içindeyiz. Bir arada yapamıyoruz ayrı da kalamıyoruz. Şimdiye kadar hep ben alttan aldım çünkü çok ani tepkiler veriyorsun ve ben sürekli seni idare ediyorum. Kaç defa vurdun bana Deniz? Yanağım çürüdü tokatlarından. Şiddetli geçimsizlik yaşıyoruz. Hata yapan benim ama benim hatalarımın üstünde senin davranışların. Sürekli gidiyorsun tüm yükü bana bırakıp. Benimle konuşmaya tenezzül etmeyip bağırıp çağırıp gidiyorsun Deniz. Yakıp yıkıyorsun sonra da merhem olmaya çalışıyorsun. Kendine de 'Ben haklıyım.' diyerek avutuyorsun. İkimizi de bu hâle getirdikten sonra haklılığını sana bir şey katıyor mu? 'Ben üzülüyorum, Esra'yı üzüyorum ama olsun haklıyım.' diyip içini mi rahatlatıyorsun?"

Bu kadar dolduğunu fark etmemiştim. Şimdiye kadar ne yaparsam yapayım Esra beni kabul etmişti. Yargılamamıştı. Bir anda böyle konuşunca haklılık payı vardı.

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin