41. Bölüm

348 28 5
                                    

İyi okumalar.

Esra'dan
Deniz'i defalarca kez aramama rağmen açmamıştı. Neredeydi bu kız? Maça daha vardı ama erken gelmesini umut ediyordum. Fatma Nur da ortada yoktu içki almaya gitmişti ama saatlerdir gelmemişti. Kapının çalmasıyla Elif ayaklanacakken "Ben bakarım." diyip kalktım. Kapıyı açınca Deniz'i görmemle gülümsedim. "Bebeğim neredeydin?" ona sarılacakken birkaç adım attı geriye.

Anlayamayarak ona baktım. "Ne oldu?" dedim ve yanağımda tokatı hissedince dolu gözlerine şahit oldum. Gözlerinde çok fazla duygu vardı en çok da hayal kırıklığı. "Ben sana inandım. Sense her defasında beni kandırdın." dedi göz yaşlarına engel olmayarak.

Öğrenmişti. "Deniz dinle lütfen."  korkuyordum onsuzluktan. "Daha ne kadar dinleyeceğim ben seni? Daha ne yalanlar uyduracaksın bana?" dedi bağırarak.
"Senden nefret edemeyen benden de nefret ediyorum. Sen içinde bulunduğun her şeyi mahvediyorsun."  Duygu karmaşası yaşıyordu.

Ona yaklaşıp "Deniz'im haklısın ama yapmak zorundaydım." dedim kendimi açıklamaya çalışarak. Göğsümden itip "Neyi yapmak zorundaydın? Sana olan zaafımı kullanmak mı zorundaydın?" diye bağırdı. "Ya ben sana aşık olduğum geceden beri kendimden nefret ediyorum. Sana dokunduğum her an kendimden iğreniyordum. Sen benim kardeşimin yattığı kızdın, sen benim kardeşimin ölümüne sebep olan kızdın. Ben bunları bir kenara atarak sana geldim. Sana sığındım. Sen ise 'Bana kıyamaz.' kafasında olup arkadaşının yediği haltı sahiplendin." gözleri kızarmıştı.

Gözlerini gözlerime sabitleyip "Sakın bir daha karşıma çıkma." dedi göz yaşları canımı yakıyordu. "Beni öyle bir hâle getirdin ki kızamıyorum bile sana. Bağırıp çağırıp gidemiyorum senden. Hâlâ içimde kendime kızıyorum. Ben bu kızı nasıl bu kadar sevdim diye. Ben seni sevdiğim için kendimden gerçekten nefret ediyorum."

Konuşamıyordum. Ne diyebilirdim ki? Kafamı kırsaydı da bunları söylemeseydi. Beni şurada öldürseydi de bunları yaşamasaydı. "Sen beni bensiz bıraktın."
dedi ve gitti. Ağır adımlarla halsiz ve bitkin şekilde yürüyordu. Fatma Nur'un arabayla geldiğini gördüm. Allah'ın belası ortalığın anasını ağlatmıştı.

Deniz giderken gitme bile diyemiyordum. Ağzımı açamıyordum. Kitlenmiştim adeta. Deniz'in düştüğünü görünce bile yerimden kıpırdayamadım. Fatma Nur Deniz'i kucağına alıp "Gel de yardım et." diye bağırmasıyla kendime geldim ve ona doğru yürüdüm.

Deniz'in üstünü örtüp yanağını öptüm. Çok seviyordum onu birçok şeyden çok. Sen benim her şeyimsin Deniz. Her şeyimi alıp gidemezsin.

Deniz'den
Yoğun baş ağrısıyla uyandım. Neler olmuştu yine? Esra hayatıma girdiğinden beri hiçbir şey iyi gitmiyordu. Etrafıma baktığımda Esra'nın odasında olduğumu fark ettim. Ne demişti şair? 'Kaçmak istedikçe sana yakalanıyorum.'

Odadan çıkacakken duyduğum seslerle durdum. "Ya her şey senin yüzünden olmuşken bir de işime taş koyuyorsun. Sana mı kaldı Deniz'le ilişkim? Bir sal artık be." diye bağırıyordu Esra. "Şimdi böyle mi olduk lan? Aşkın yüzünden hepimizi yakacak mısın? Senin için uğraşıyorken bir de beni suçluyorsun. Kendin ettin kendin buluyorsun. Şu saatten sonra ona buna suç atmaya gerek yok." dedi Fatma Nur.

İkisinin arasına girmiştim resmen. Ya ben neyin içine düştüm? Nida "Esra saldırmayı bırak. Bize bağırıp çağırıyorsun ama sen kendi sesini susturmaya çalışıyorsun. Her şeyin farkındasın ama kaçıyorsun ama unutuyorsun ki kaçan kovalanır."  Sen konuşma be.

Elif "Şu an tüm sorun senin sevgiline yalan söylemen Esra. Fatma Nur söyleyerek doğru olanı yaptı kendini ortaya attı. Ne yapıyorsun yap Deniz'in gönlünü al. Bizimle savaşacağına sevdiğinin gönlünü fethet biz senin düşmanların değiliz."

Esra "Ben ona zarar veriyorum. Ben onu paramparça ediyorum. Kendime de ona da iyi gelemiyorum. Şu an yukarıda uyuyor ve ben yanına gidemiyorum. Ondan uzak durmak zorundayım. Onsuzluktan deli gibi korkarken şu an bununla savaşıyorum." demişti sesi çatallı çıkıyordu.

Ağlıyor muydu o? Ağlayınca gözleri kızarırdı onun ve o görüntüyü hiç sevmiyordum. Çok mu şey istiyordum gerçekten? Çok mu zordu mutlu olmak? Neydi bunca engel? Niyeydi bu sorunlar? Ben ne yapmalıydım?

Bunları düşünürken merdivenlerden iniyordum. Salonda oturan 3'lüye ve ayakta olan Fatma Nur'a baktım. Yanıp küle donuyordum ve oradan oraya savruluyordum. Ateşimi herkese bulaştırıyordum.

Şair devam etmişti 'Sönmek istedikçe sana yanıyorum.'

Yavaş adımlarla Esra'nın önünde durdum. Çaresiz görünüyordu elleriyle saç diplerini yolarcasına hareket ettiriyordu.

Elinin üzerine elimi koydum. Saçlarını bırakmasını sağladım. Kafasını kaldırınca göz göze geldik. Eğilip dudaklarına kapandım.

Ve bitirmişti şair 'Yenildim işte ama yine de seni seviyorum.'

'Beni yokluğunla savaştırma kaybederim.'

Özdemir Asaf'a farklı bir hayranlığım var. Fazla şiir okumam ezber de sevmem ama ezberimde 3 şiir varsa 2'si Asaf'ındır.

Kurgu nereye gidiyor hiçbir fikrim yok. Sanırım dengesiz ruh hâlimi buraya yansıtıyorum. Geçen sene sevdiğim kızla sürekli tartışıp hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorduk şimdi o yok etkisi ise uzun bir süre her yere yansıyacak gibi. Büyük bir tecrübe oldu bana.

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin