43. Bölüm

309 25 7
                                    

İyi okumalar.

Sevgilimin kendi oynuyormuşçasına olan hırsı ve heyecanı izlemek Sırbistan- Türkiye maçını izlemekten daha cazip geliyordu. O yüzden galiba uzun bir süredir sadece onu izliyordum ki Elif'in "Maç Esra'nın yüzünde değil karşıdaki ekranda oynuyor Deniz'cim." diyince herkes anlık olarak bana baktı.

Utancımdan kızarırken  "Sen de galiba maçın nerede yayınladığını tam olarak anlayamamışsın ki Deniz'in neyle meşgul olduğunu fark edebilmişsin."  Nida'nın bu cümlesiyle keyifle Elif'e baktım. Elif bana vurup "Arsız gibi sırıtıyor ya. Siz ne ara birbirinizi savunacak kadar yakın oldunuz?" Nida omuz silkince ben de cevap vermemeyi tercih ettim.

Tekrar Esra'ya döndüğümde beklemediğim yakınlıkla yutkundum. Cansu "Nefes al Deniz." diyince herkes güldü. Ben yine utanınca Aslı abla devreye girip "Uğraşmayın kızla. Esra sen de sevgilini korusuna." Esra "O kendini koruyabilecek biri abla. Bana ihtiyacı yok."

O aşık olmadan önceydi canım. Kendimi koruyabilirdim ama Esra'nın bana olan koruyucu davranışları iyi hissettiriyordu. Aitmiş gibi. Elif'in uzattığı su bardağını alıp bir dikişte bitirince Esra gülümsedi. Kulağıma eğilip "Nerede benim hırçın sevgilim?"  Eğleniyordu bir de ya. "İntikamım ağır olur." dedim. "Gelecekse senden gelsin." dedi ve maçın başlamasıyla benden uzaklaştı.

Bir maç pardon Hande'sini benden daha önemliydi. Ya biz sevgili olalı 1 saat olmadı ne çabuk satıldım? Bravo bana daha ilişkinin başındayken kıskanmıştım onu.

Sonunda maçı kazanmıştık ve evde yine zafer havası hâkimdi. Uzun bir süre kutlama yaptıktan sonra yorgun düşmüştük. Herkes kendini bir köşeye atarken Esra'nın başı kucağımdaydı. Saçını okşarken Fatma Nur'un "Yenge bir kahve yapsana ya." demesiyle Esra "Az ye de uşak tut lan öküz."  Aslı abla "Ablanın karşısında düzgün otur önce sen." dedi sert bir tonla. Esra hemen kalkınca güldüm. Sevdiklerine çok bağlıydı. Aslı abla bana dönüp "Gelinimin elinden de kahve içmek istiyorum ben."  Bakışları o kadar sertti ki otomatikman ben de ayağa kalktım. "Nasıl içersiniz?" Hepsi cevap verince Esra'ya baktım. O cevap vermemişti.

Esra ayağa kalkıp "Yardım edeyim ben de." dFatma Nur Esra'ya yaklaşıp "Mutfak fantazisinin hiç sırası değil kardeşim." Esra "Ya kız nereden bilsin kahve makinesinin yerini?" Elif de uğraşmaya devam edip "İlk defa geliyor sanki."  Esra elimi tutup "Bir salın be kardeşim." diyerek beni çekiştirdi peşinden. Aslı abla arkamızdan "Bir kovmadığı kaldı aptal aşık." diye söylendi.

Esra tezgaha yaslanıp beni izleyince "Kahve makinesi nerede?" dedim. Güldü. "Gerçekten bilmiyor musun?" Ciddi bir şekilde sormuştum ama o beni alaya aldığı için ben de karşılık verdim. "Bilmediğim için buradasın."

Esra bana yaklaşıp "Hayır seni özlediğim için buradayım." dedi ve sarıldı. Direkt ellerim belini buldu. Anahtar kilit uyumu gibi. "Seni çok seviyorum." dedi. "Sana milyonlarca kez bunu söylemek istiyorum." dedi. Bu kız beni kalpten götürecekti. Esra'nın boynumdan aldığı derin nefesler işimi daha da zorluyordu. "Esra kahve-" dudaklarını boynumda hissetmemle devam edemedim cümleme.

Bir süre böyle kaldıktan sonra Esra aniden geri çekilip "İrademi yenemiyorum. Ben hep konu sen olunca kendime yeniliyorum."  Kendini sakinleştirip üst raftan kahve makinesini çıkarıp bana verdi. "Sade olsun." dedi.

Kahve makinesinin önünde beklerken Esra "Bu gece burada kalır mısın?"  Az önce ki haşin kız gitmiş karşımda masum bir kız vardı. Çok ani duygu iniş çıkışları vardı. Yine uğraşmaya karar verip "Dün sen kalmadın?"

Bunu söylerken bardakları tepsiye koyuyordum. Esra arkamdan sarılıp "Dün sevgilim değildin. Kalamazdım." Bir süredir birlikte gibiydik zaten. Ben mi kafamda kurmuştum her şeyi?

Her şeyi geçtim kaç defa öpüştük kesinlikle bir arkadaştan fazlasıydık. "Bir süredir birlikte gibiydik zaten." dedim. "Gibiydik birlikte değildik. Seninle aynı yatağa aramızda sorunlar varken girmek istemiyorum. Günün sonunda sırtımı dönerek değil koynunda huzurla uyumak istiyorum."

Saçlarıma öpücük kondurup "O yüzden bugün Fatma Nur malı her şeyi mahvetmeseydi ben seninle konuşacaktım konuyu ve belki de asla seni göremeyecektim. Şu anki hâlimiz hayalden bile öteydi benim için."

"Ablan burada."

"Tek sorunumuz bu olsun sevgilim. Kal benimle." Kahve taşarken hızla altını kapattım ve galiba bunu yaparken Esra'yı itmiştim.

Esra "Artık bilerek yaptığını düşüneceğim iki romantizm yaşıyoruz sürekli bir şeyler oluyor." derin bir nefes alıp "Eğer istemiyorsan söyleyebilirsin Deniz. Sevgiliyiz diye sürekli temas etmeye hakkım yok, rahatsızlığın varsa söyle lütfen." Bir an onu istemediğimi falan düşündüğünü söyleyecek sandım ama o benim rahatsız olabileceğimi düşünecek kadar hassas ve anlayışlı biriydi ve ben onun en çok bu yönüne aşıktım.

Kahveleri doldurduktan sonra sevgilime baktım. Yüzü düşmüştü. Az önce ki cümlesine cevap vermemiştim o yüzden ona yaklaştım ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. "Senin dokunduğun her yerden çiçekler açıyor aşkım. Sakın böyle düşünme. Sadece biraz heyecanlıyım ve nerede ne yapacağımı bilemiyorum. Dokunuşları aklımı başımdan alıyor ve mantıklı kararlar alamıyorum." Esra gülümseyip dudaklarıma yönelince yine heyecanlandım.

Mutfakta böğüren sesle Esra'dan ayrılmak zorunda kaldım. Fatma Nur "Alt tarafı bir kahveyi 1 saatte yapamadınız." diye söyleniyordu.

İçeri geçtiğimizde Fatma Nur bizi bastığını anlatırken benim tek odağım omzumda yatan sevgilim olduğu için onları dinlemiyordum.

Öleceksem eğer şu an öleyim ya, huzurlu ve mutlu bir şekilde.

Bölümü bir türlü bitiremediğim için böyle bir cümle yazdım ölüm falan yok yani.

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin