81. Bölüm

124 17 88
                                    

İyi okumalar.

Yatak odasından çıkıp salonda oturuyorduk. O elinde içkisiyle karşımdaki masaya oturdu. Ben ise yerde oturuyordum.

İsteğim üzerine şarkı açmıştı. Eşlik ederken hipnoz olmuşçasına dinledim onu.

"Denedim, geride giderim.
Sen bi' kez gör yeter.
Ben on kez severim.
Ağlama, ben duyarım.
Çağıran sensen, ben gelirim yine de gelirim.

Belki de çok zorladın, benden olmazdı.
Sana kandım, inandım, anlardın sandım.
Belki de hata yaptım, mutlu olamazdım.
Bil istedim, duy istedim, tek yapamadım.

Şimdi seni seninle bıraksam,
Beni benimle bırakma.
Yalnız başıma ben ölürüm, yapamam.
Bi'kaç şey var aklımda, anlatsam da aklın almaz.
Sen bi' gülmesen ben ölürüm, yapamam."

"Gülüşün yaşam kaynağı olabiliyor." yüzüm kızardı. Ateş bastı bana ya.

"Unuttum unuttuğun her anı, yoruldum bitti inancım.
Ağladım, ağladım, ağladım, gecelere seni anlattım.
Birikti tüm yaslarım, duruldu o kaşların.
Baktı bana gülümsedi, gülümsedim."

Yüzündeki gülümseme bana da bulaştı. En sevdiğim şey gülüşüydü.

"Sana ne iyi gelir şu an?" bana sadece zamanı geri almak iyi gelirdi. Bir 10 yıl öncesine gitmek. Esra'dan hiç ayrılmamak. "Sarılman." verdiğim cevabı ikimiz de beklemiyorduk. Düşünmek istemiyorum düşündükçe her şey daha kötü oluyor. Esra'yı istiyorum belki de sadece ilgi açlığımdan.

Esra elindekini bırakıp yanıma oturdu. Kollarını açtı tüm bedenim hasret kaldığım yere hareket etti. Başımı göğsüne yasladım. Ellerini nereye koyacağını bilemiyor gibi hareketsiz durdu. "Sarılmayı mı unuttun?" alayla söylediğim şeyden sonra ciddiyetle "Ağrın sızın vardır diye temas etmek istemedim."

Elini tutup "Kanayacak bir yerim kalmadı emin ol. Senden bana zarar gelmez." Havadaki elini omzuma koydu. Sonsuza kadar kalsaydık ya böyle.

"Ceren aradı beni. Ondan önce Cansu aramıştı Engin'le tartıştığını söyledi evinize yakın bir yerde olup olmadığımı sordu. Uzaktım aslında ama yine de içimden bir ses gitmemi söyledi. Yaklaşık 15 dakikalık bir mesafe kalmışken senin aradığını gördüm. Ceren 'Annem çok kötü.' dedi. Sonra tanımadığım bir kız, senin benim gelmemi istediğini söyledi. Ben de olabildiğince hızlı geldim. Ceren apartmanın önünde korkudan ve soğuktan titriyordu. Yanındaki kız da ağlıyordu." sinirlenmişti. Omzumu sıkmasından anlamıştım.

"Silahla kilidi açtım. Yerde kan vardı. Engin'in bağırmasıyla odanıza girdim. Sen bayılmıştın. Engin üstündeydi. Silah kafanda. Bana bağırıyordu. Gözü dönmüştü. Sana bir şey olsaydı gözümü kırpmadan öldürebilirdim onu. Ölmek korkutmuştu ama oradan çıkamayacağını biliyordu. Hapise girecekti. Siren seslerini duyunca panikledi ben de boynuna dayadım silahı. Cansuların gelmesiyle kendisi teslim oldu. Pişmanlık vardı gözlerinde. Beni yuva yıkmakla suçladı. Bana küfürler ederken Cansu saldırdı ona. Diğerleri zor ayırdı." Gözlerine baktığımda korku vardı. Kaybetme korkusu. Elimi tutuşu da sıklaşmıştı. Biraz acımıştı canım ama onun ellerinde olmak için belli etmedim.

Engin'i merak ediyordum. Gözü dönmüştü psikopata bağlamıştı ama bir açıklama borçluydum ona. "Cansu nerede? Ceren onun yanında mı?"

Kalbinin ritimli ve huzurlu atışı çok güzeldi. Bizden ne olur ne olmaz bilmezdim ama bizden olsun isterdim.

"Ceren'in seni o şekilde görmesini istemedik. O yüzden Cansu kendi evine götürdü. Ben de seni yalnız bırakmak istemedim. Bana ihtiyacın varmış."

"Ben olsaydım belki gelmezdim-" senin bana ihtiyacın yok diyecektim ki Esra sözümü kesti. "Ben senden yardım isteyecek kadar gurursuz değilim."

İki dakika mutlu olmayayım zaten. Hemen kalbimi kır. Öfkeden kuduruyorum çekip gitmek istiyorum ama başım olduğu yere yapışmış gibi ayrılmıyordu. Yine de lafın altında kalamazdım. "Gurursuz bir kadına yardım etmeseydin o zaman. Senin gözünde gururlu biri olarak ölürdüm en azından."

Gülümsedi. "Sen bana neyin gururunu yapacaksın ki Deniz? Aldattın beni. Saatler önce seni istemiyorum isteseydim aldatmazdım evliyim, dedin şimdi yüzüğünün olduğu parmağın bana kenetlenmiş durumda. Affettim ama unutmadım. Senin bana gelen yolların her zaman açıktı engelleri bir bir sen koydun."

Elimi elinden çekip yüzüne çıkardım. Yanağına koyup kendime çevirdim. Şimdi yüzlerimiz çok yakındı. "Neden böyle bakıyorsun bana?" dedi. Sıcak nefesini hissetmek onu öpme ihtiyacını doğurmuştu. "Nasıl bakıyorum?"

Gözlerim gözlerindeydi ben yanıyorken o nasıl bu kadar soğuk bakabiliyordu? "Aşık gibi." inkar edemezdim artık. Aşıktım. "Peki sen nasıl bu kadar soğuk bakabiliyorsun bana?" bakışları dudaklarıma indi. Yutkundu. Yüzümü yüzüne yaklaştırdım. "Gözler de yalan söyler." deyip çekti başını geriye.

Elim boşluğa düşmüştü. Derin nefesler alınca bedenin beni istediğini anladım. Onu öpmek istiyordum. Her şeyden çok.

"Esra-"

"Sen benim kendime ayırdığım tek gökyüzüsün." söylediği şeyle gözlerim parladı.

Bu sefer o bana yaklaştı. Aramızda yine çok az bir mesafe kalmışken "Ama bilirsin ki sevmeyen bir kalp ölü bir gökyüzüdür." neredeyse üstüne atlayacak pozisyonda olmama rağmen hâlâ onu sevmediğimi nasıl düşünebilirdi?

Aramızdaki sessizlik devam edince Esra önüne döndü ama kalkmadı yerinden. Ben de başımı kaldırmak zorunda kalmıştım hareket edince. Beni istemeyi guruna yediremiyordu. Midesi bulanıyordu belki de benden.

"Pişman mısın gerçekten?" titreyen sesi ruhumu paramparça etmişti. Ona her şeyi anlatacaktım. Doğruldum yerimden. Kucağına oturdum. Bir kolumu boynuna doladım diğer elimi yanağına koydum. İtmek için uğraşmadı.

Dolu gözlerini saklamak ister gibi başını eğdi. "Saklama benden." dediğim şeyi yaptı. Yüzümüz yine çok yakındı. Elini yüzündeki elimin üstüne koydu. "Cevap ver."

Söyleyecektim aldatmadığımı. "Esra ben seni a-" kapının öküz gibi açılmasıyla cümlem yarıda kaldı. Panikle elimi çektim. Fatma Nur "Aklım çıktı Esra telefonu neden açmıyorsun?"

Esra gözlerini silmişti. Fatma Nur şokla ikimize bakıyorken "Bağırma ya. Deniz uyuyor olabilir."

Cansu'nun sesini duymamla kendime gelip Esra'nın kucağından indim. Cansu gördü mü bilmiyorum ama o da Fatma Nur'un yanında şaşkınlıkla bize bakıyordu. "Cansu'm." deyip sarıldım ona. Esra'dan ayrılınca ağrılarımı hissetmiştim. Cansu "Çok korktum."

Fatma Nur yanımdan geçip "Kardeşim?" dedi Esra'ya. Sesinde sorgulama vardı.

Esra "Gel mutfağa gidelim. Bir şeyler içeriz. Cansu ister misin sen de?"

Cansu "Olabilir." Bana sormayıp mutfağa gitti. Cansu "Gördüm kızım sizi kucak kucağa ne yapıyordunuz?" heyecanla söylediği şeyle eline vurdum. "Yavaş ol duyacak." Cansu sırıtırken derin bir nefes aldım. "Anlatacaktım ona her şeyi. Fatmaları yakmadan yapacağım bunu."

Cansu "Bence vakit kaybetme hemen söyle. Sonra da Engin konusunu konuşacağız." Engin derken nefretle söylemişti bunu.

Cansu destek verircesine omzumu sıkınca ayağa kalktım. Kendime güvenle mutfağa doğru yürüdüm.

"Sen ne yapıyorsun?" Fatma Nur'un sesiyle olduğum yerde durdum. Esra'yla konuşuyordu.

Esra "İntikam soğuk yenen yemektir. Benimki buz gibi olacak."

Fark Etmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin