Hayatınız boyunca hep sevgiyle kalın, saygıla kalın, aşkla kalın ve de kitabımı okumaya devam ederek kalın.
Keyifli okumalar dilerim.
(🎭)
Bölüm Sözü
Duyguların öldü, mantığın yanıldı, kalbin kırıldı. Geriye bir tek sen ve o kaldınız, öfkeli bir ruh ve yapayalnız sahibi.
H. G.
(🎭)
O arabın orada ne işi var?
Kardeşim, herkes kendi şeridinden gidebilir mi artık? Bak, hız yapacağım, önüme çıkanı ezer geçerim bu saatten sonra. Korna diye bir şey icat edildi değil mi? Çalıyorsam çık lan önümden. Bitiş çizgisine ne kadar kaldı acaba? O değil de, bu hızı gerçek hayatta yapsam, 'Hızlı ve Öfkeli' film seti Türkiye'de çekimlere başladı!" diye haber yaparlardı herhalde. Bak bak, hareketlere bak. Gel! Gel! Üzerime gel. Zaten bir o kaldı yapmadığın. İzle, izle, malı izle. Aha! Daha izleyemeden geberdi salak. Böyle ters takla attırırlar işte adama. Lan, biri bitiyor, diğeri başlıyor. Sizi bana sayıyla mı veriyorlar oğlum? Senin ehliyetini veren kasaba da saygılar olsun. Onun o et doğruyan ellerini tek tek-
Hayır! Hayır, bu kez küfür etmeyeceğim.Lan, solladı beni pezevenk!
Derin nefes al ve sonra...Senin ananı, babanı, seni doğurtan ebeni, gelmişini geldiği gibi, geçmişini bittiği gibi, bugününü yarınına kata kata, geleceğini inceldiği yerden koparta koparta, karını, dostunu, ex aşklarını, platonik olduklarını, varsa çocuklarını, yoksa spermlerini, dayını, halanı, teyzeni, amcanı, enişteni, kayınçonu, baldızını, her türlü birinci dereceden akrabanı, köylünü ağacıyla, şehirlini binasıyla, yakınını uzağını, fikirlerini, davranışlarını, karakterini, ruhunu, kişiliğini, sıfatını, zamirini, yüklemini ama dolaylı yoldan olup olmadığına bakmadan, yaptıklarını yapamadan, yapacaklarını anlamadan, soyunu sopunu, yedi ceddini, yetmiş yedi sülaleni, akciğerini, bağırsaklarını ince kalın ayırmadan, kulağını, burnunu, ağzını, yüzünü, hepsini birden tek tek seveyim.
Oh be, küfür etmedim...
"Hera, sen hâlâ durumun ciddiyetini anlamadın galiba. Biz burada çıkış yolu ararken sen ayak ayak üstüne atmış telefonda iki saattir ne yapıyorsun Allah aşkına?"
Mert'in fena hâlde gıcık olduğum sesini duyduğumda nihayet kafamı araba yarışı oynadığım telefonumdan kaldırmıştım. Kaşlarımı çatarak onu hedefime alıp, tıpkı bana baktığı gibi ona bakmaya başlamıştım. "Sizin sorununuz beni niye alakadar etsin ki? Asıl siz soruna çözüm ararken bedenimin burada durduğuna şükredin." Ona ve beraberinde duranlara bakıp gülümsemiştim. "Eğer kendim de veliaht olmasam ve de maalesef ki sizinle ekip olma mecburiyetinde bulunmasam şu an sorun olarak bahsettiğiniz olaya katıla katıla güler, bir yerlerde bunu kutlardım." Hepsi bana kaş çatığında ben hâlâ gülümsüyordum. Saydıklarımı yapmadığım hâlde şu veliahtlar da ki bitmek bilmez yüzsüzlüğe gerçekten de katlanamıyordum artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLDEN ELBİSEM
Actionİlk yalancının ilk yalanı, toprağa düştüğü andan itibaren, yatsıdan sonra yanan mum ona bebek gibi bakacaktı. Yalanın tohumu büyüyecek ve çiçek açacaktı. Çiçeği görenler, ona "Lotus" adını verecekti. Lotusun ardından gelen kendi kaderini, 14'ün lane...