🎭 1 KESKİN KARARLAR (SOLAN ÇİÇEKLER)

20.9K 1.4K 949
                                    

Hayatınız boyunca hep sevgiyle kalın, saygıyla kalın, aşkla kalın ve de kitabımı okumaya devam ederek kalın.

Keyifli okumalar dilerim.

(🎭)

Bölüm Sözü

"Asıl güç, zihnin içindedir. Ve benim zihnimin içi, sizi kölem yapmaya
yetecek güçtedir."

H

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

H.G.

(🎭)









***ŞU ANDAN İTİBAREN OKUYACAĞINIZ 18 BÖLÜM ''Külden Elbisem-Solan  Çiçekler'' EVRENİNE AİTTİR.***







Hayat her daim sürprizlerle doludur. Kimine iyi sürprizlerle gelirken, kimine ise kötüleriyle gelirdi. Bana her zaman kötü olanı getirdi. Ben ise her zaman onları gülerek karşıladım. Hayatım sürprizlerle değil, kötülüklerle doluydu ve onlarla güle oynaya başa çıkacağıma yemin ettim.

Yavuz'un aslında Yiğit olduğunu ilk anda hissetmiştim. Tam olarak anlamam içinse görmem gerekmişti. Sağ el bileğinin tam ortasında küçük bir şimşek dövmesi vardı. Aynı dövmeyi Yavuz'da görünce Yiğit'le karşı karşıya olduğumu anlamıştım. Ekibin geri kalanı içerisinde sadece Afra ile hâlâ devam eden arkadaşlığımız vardı. Ali ölmüştü, Yiğit ise ortalıklardan kaybolmuştu ve Zahir ağabeye ne kadar istesek de ulaşamamıştık.

Şimşek dövmesi bir tesadüf olabilirdi. Neticede Yiğit'in yüz nakli olduğunu biliyordum, ama hangi yüzü nakil aldığından haberim yoktu. Bu da yanılma payım olabileceği anlamına gelirdi. Tabii eğer onun öğrencisi olmasaydım. Yiğit Kanıt, bu dünya üzerinde tanıdığım en usta oyuncuydu. Kendisi manipülatif deha deyince aklıma ilk gelenlerdendi. Analizci bir insandı,  alanında ustaydı. Bildiği her şeyi bana aktarmıştı. Ben onun öğrencisiydim ve boynuz kulağı her zaman geçerdi.

Yiğit'in hareketlerini çözebilen tek bendim. Onun duygu değişimlerini anında radarına alabilen sadece bendim. Onu çözebildiğim gün, artık insanlara gözlerimle değil, hislerimle bakmayı öğrendim. Bu yüzden veliahtlara karşı üstünlük taslayabiliyordum. Bu yüzden onlara güvenmiyordum. Eğer gören bir insan olsaydım, onlara kanardım, inanırdım, güvenir ve onlara yardım ederdim. Lakin ben hisseden bir insandım. Onları hissettiğim müddetçe, asla güvenmeyecek, asla kanmayacak, asla inanmayacaktım.
Onlar usta oyuncular olabilirlerdi. Sorun değil, ben avcılıkta ustalaşmış biriydim. Bana karşı şansları yoktu, ancak benim onlara karşı şansım olduğu da söylenemezdi.

İşler her zaman plana uygun gitmiyordu. İki taraf da iyi olamazdı; biri iyiyse diğeri kötü, ya da biri iyiyse diğeri daha kötü olmalıydı. Ama her iki taraf da çok iyiyse, hikayenin sonu belirsiz olurdu. Eğer ortalık kan gölüne dönmüşse, kazanmanın bir önemi yoktu çünkü kaybeden, kazananın canını almış olurdu.

KÜLDEN ELBİSEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin