51❅

3.2K 99 1
                                    

51,

Karanlığın tutsak ateşinde kavruldu iki beden

Karanlığın tutsak ateşinde kavruldu iki beden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güneşin kızgın ateşi sanki dudaklarıma gezdi, aldığım nefes hava da dolandı mı bilmiyorum.

Ciğerlerimin bu ılık hava da yanışını hissetim. Dünün varlığı sanki gözlerimden akıp geçti o an.

Yavaşça uzanarak alabildiğimce nefes alamaya çalıştım. Dolgun göğüslerim şişerken yutkundum. Neden bu kadar acı çektiğimi anlayamıyordum, sanki

Asaf hayatımda girdiğini sadece iyilikler gelmemişti. Onun varlığı kötülüğün ta kendisiydi.

Dudaklarımı araladım, yanda hafif çökmüş yatağın ucunda yatan Asaf'a baktım. Onu görmeden bile varlığını hissediyordum.

O benim için o kadar özel olmuştu ki, vücudunda gördüğüm her yara bile bana güzel geliyordu. Ellerimi saçlarına götürme istediğimde tereddüt kaldım.

Dünden kaynaklı mıydı bilemiyorum, sanki Asaf'ı sevmek bana hala suç gibi geliyordu.

Dudaklarımdan çıka inlemenin sebebi, kanayan boynum oldu. Ellerim hızlıca o noktayı kapatırken yatakta kımıldayan Asaf'a baktım.

"Hay siktir!" Dudaklarında ki küfür, bir bir çoğalırken komodindeki yara bantlarını aldı hızlıca. Büyük bedeni önümde biterken olabildiğince derin bir nefes aldı.

"Tüm gece beni mi izledin sen?" Göz altlarında beliren halkalar bu gayet anlaşılıyordu.

Asaf gözlerini devirirken, benim torpidonun üstünde ki makası aldı ve boynumda bağladığı yeri kesti. Akmış kanlı yara bandını torpidoya koyarken yenisini sardı.

Dünden beri bu işlemi o kadar çabuk yapmış olmalıydı ki, eli artık eskisi kadar canım yakmıyordu.

İşini bitirdiğinde sigarayı yaktı. Yakan dal onun koyu gözlerini bana yöneltti. İçine çektiği her duman daha da gözlerinde karanlığı çağdaştırdı. Bugün onda farklılık hissetim.

Karanlık onun şehvetli gözlerine akmıştı sanki. Kırmızı dolgun dudaklarını yaladı ve bir anda beni şehvetle öpmeye başladı. İçinde beliren ateş vücuduna yayılmıştı.

Yayılan şehvet bir anda bana baktı ve vereceğimi düşünmediğim karşılığı ondan daha iyi yaparak verdim.

Artık bende onun gibi his ediyordum.

Alta kalan bedenim onun üste duruşu ile gülümsedim, gözleri yarama kayarken yutkundu. Bir şeyler yaşarken canımın yanmasından korkuyordu bunu şişen büyük bedeninden biliyordum.

Dudaklarımı yaladım, Onun için fazla pasif kalıyordum, bunu her ne kadar kabullenmek istemesem de, onun hayatında dokunmadığı kişi büyük ihtimale bendim.

"Senle hiç yakınlaşmadık,"dedim karın kaslarına yavaşça dokunurken. Ilık ılık akan damarları his ettim.

Sıcak bedeni alevler içerisinde yanarken aldığı kesik kesin nefesler yüzümde sıcak bir hava bırakıyordu.

"Aslında yaşadık, sadece sen hatırlamıyorsun," Gözlerim onun gözlerine kayarken yutkundum..

"Ne zaman?" içimde beliren şehvet dudaklarıma aktı. Onunla yaşadığım her saniyeyi hatırladığımı sanıyordum, hem de yakınlaşmalarımızı.

"Beni sevdiğini söyledin," Diğer taraftaki boynumu öpmeye başladığında sıcak nefesiyle ıslattı.

"Sonra öpmeye başladın," Yavaşça aşağıya giderken öpücükler kondurdu. "Sonra beni yat-" Çalınan kapı ile Asaf küfür saydı.

"Ne var?" Bağırdığı ses odada yankılandı. Elleri titreyen kız ne diyeceğini unuttu. "Bade hanımın ilaç saati geldi, Asaf Bey,"

Asaf sıkıca ellerini sıkarken, "Bırak ve git!" Kadın hızlıca masaya bırakıp kapıyı kapattı. Şişen göğsüm ile derin bir nefes aldım.

"Şimdi yakınlaşabilir miyiz?"

Başımı sallarken hızlıca dudaklarıma geçti ve alev alev yanan bedenimi öpmeye başladı. İçimde beliren his nefesimle açığa çıktı.

Bütün bedenimde ki şehvet Asaf'a daha da yakınlaşmak için yalvarıyordu, bana. Onun bedenini istiyordum. Hatta, onunla olmayı.

Dakikalar bedenimde adeta ilmik ilmik gezdi, Asafın ısırdığı, öptüğü yerler hafifçe morardı. Onu bütün bedenimde hissetim, aç dudakları her yer yerimi.

Göğüsümü son kez ısırdığında kıvrandığımı gördü, küçük ama büyük bir tebessümle birleştik. Öpücükler bedenimiz de dolaşırken, ona ait olan bedenimi daha da hissetim. Ona ait olmayı ne kadar çok sevdiğimi.

Ellerimi lavabo da yıkarken aynadan kendime baktım, bedenim tir tir titrerken sadece yaşadıklarımın başını hatırlamak istedim, kendime bile anlatamadığım bir yakınlaşma olmuştu, sanırsam unutmayacağım günlerden birisi de bugündü!

Asaf elindeki hapları bana uzatırken ağzıma attım ve diğer elinde ki su dolu bardaktan su içtim.

Başım ağrımaya başlamış hafifte olsa ateşim çıkmıştı. Yarım saat ardından kahvaltı yapabilmiştik.

Midemin içine giren bir kaç yemekten sonra gözüm açılmış nefes alabilmiştim. Şimdi hem sıkıntıdan hem de dertten bunalmıştım.

"Diziyi bitirdin mi?" Asaf bana bakarken şaşkınca kaşlarımı kaldırdım," Ne dizisi?" Yanağıma uzun bir öpücük kondurdu, "Kardeşim sandım seni," Merakla ona bakarken derin bir nefes verdim.

"Kardeşin mi var senin? Hiç ailenden bahsetmedin bana.." Kadehinden bir yudum alırken nefes verdi.

"Evet, söylemedim sadece üvey kardeşim hayata." Bakışlarında ki kırgınlık bir bir artarken boş boş saate baktı.

"Benim gitmem gerek,"

Asaf ayağa kalktığında bende ayağa kalktım. "Nereye gideceksin?" Gözlerim kapının girişine odaklanırken onu izledim.

"Kemal abi," odun parçalarını kıran abiye döndü. Kapıyı açıp adım attığında bende ona döndüm.

"Bade'yi, istediğim yere şimdi götürür müsün?" Gözlerim bir anda açılırken ne yapmaya çalıştığını merak ettim ve kolunu tutum.

"Neler oluyor Asaf," Asaf, elimi tutarken beni kırmızı arabaya doğru götürdü. "Bagajında her şey var, benim bir kaç işim var Bade, bak," Derin bir nefes alıp yüzümü ellerinin arasına koydu.

"Sadece dinlen, tamam mı?"

Şaşkınca Asafa bakarken olayın seyrini anlamaya çalıştım ama olmadı, dünden beri aklında büyük ve korkutucu planlar geciyordu.

Dün yaşadığım korkunç olaydan sonra, daha da anlamıştım. Asaf içinde ki alevin harlanması için küçük bir hatayı beklemişti. O hataysa Zeynepten gelmişti.

"Çok kötü şeyler olacak Bade, bunu görmeni istemiyorum.."

***

BİLİNMEYEN NUMARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin