Kapı açılınca hiç beklemeden dışarı çıktım. Üzerimde ise bembeyaz bir ihram vardı. Kocaman gülümsüyordum. Çünkü babamı çiçek bahçesinde gülümserken oradan oraya dolaşırken gördüm. Yine aynı yerde çok berrak bir ırmak akıyordu. Çok kısa bir süre bakışlarımı babamdan aldım ve etrafıma baktığımda kendi başına mutlu insanlar görüyordum. Hepsinin gözlerinde hasret çeken duygular vardı. Sanki kapı açılacak ve sevdiklerine kavuşacaklarmış gibi sonra da onları alıp evlerine götürecekmiş gibilerdi.
Bakışlarımı yeteri kadar etrafta dolaştırdığımda asıl odak noktaya çevirdim ve koşar adımlar attım. Her adımımda bacaklarıma ulaşmak isteyen çiçeklere çarpıp yürüyordum. İçim huzurla kaplanmıştı.
Babamın iki adım gerisinde durdum ve elimi götürüp arkadan omzuna dokundum."Babacım ben geldim. Sana geldim. Hemde acılarımdan kurtularak. Artık acı çekmiyorum" dedim tertemiz bir ses tonuyla.
Babam da beni beklemiyor olacak ki arkasını döndüğü an kocaman gülümsedi. Elini yanağıma getirip baş parmağıyla okşamaya başladı. "Hoş geldin oğlum! Bende seni bekliyordum. Sen gelmeden haberini bana getirdiler" diye karşılık verdiğinde heyecandan dudaklarım titredi ve gözlerim doldu.
Yanağımda bir ıslaklık hissettiğimde başımı gökyüzüne kaldırdım. Hava güneşli olmasına rağmen yağmur yağıyordu. Ama sadece benim üzerime yağıyor gibiydi. Başımı tekrar önüme alarak benden biraz daha uzun olan babama baktığımda anlam veremedim.
Babamın yüzündeki gülümseme solmazken tıpkı ben gibi başını gökyüzüne kaldırdı. İşaret parmağıyla gökyüzünü gösterip "Bak oğlum" dedi.
Hafif bitişen kaşlarımla babamın söylediğini yaptım ve yüzümü gökyüzüne kaldırdım. Ailemi görüyordum. Burak elini yüzüme atmış ağlıyordu.
Her akıttığı göz yaşı yağmur olup üzerime dökülüyordu. Gözümü sadece Burak'a dikmiştim. Dudaklarım şiddetle titreyince gözümden benimde yanaklarım ıslandı. Gözümden yaş akıyordu. Hemde o kadar hızla gözyaşı geliyordu ki, yıllardır bu anı bekliyorlardıGözyaşı aktıkça gökyüzünde bir hareketlilik oluyordu.
Babam elini omzuma yasladı ve dedi ki "Ben gidiyorum oğlum! Seni ise seven insanlar bekliyor. Senin yerin henüz buraya ait değil" diye söze girince babama diktim yaş dolu bakışlarımı. Bir müddet bakıştığımızda gülümseyen çehresi ile omuzlarımdan tuttu ve kendine çekerek sıkı sıkı sarıldı. Yanaklarımdan öpüp kokladı
"Oğlum benim!"
"Baba nolur bu sefer beni bırakma. Ben seni çok özlüyorum. Seninle gelmek istiyorum"
Babam başını iki yana sallayarak "Artık ağlayabilirsin oğlum. Sen ağladıkça sevenlerin huzura kavuşacak. Haydi ağla" dediğinde tekrar aileme baktım. Yağmur damlaları yüzüme değdikçe, gözümden daha çok yaş akıyordu. Titreyen dudaklarımla babama bakacağım vakit onu vapura doğru gidiyor gördüm. Hiç beklemeden babama yetişmek için adım atacaktım ki, biri sıkıca benim ihramımdan tuttu.
Başımı aşağıya eğip baktığımda küçük Yusuf'u gördüm. Bana tebessüm ederek bakıyordu. "Gel hadi, seni bekliyorlar. Durma burada" diyordu ürkek sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GözYaşı
ContoAnnesinden yediği dayaklar yüzünden gözyaşlarını kaybeden bir çocuk/Genç #1 Sevgi #1 Love #1 romantizm #1 Biseksüel #1 Lgbt #1 Gay #2 Eşcinsel