Nâr-ı Aşk IX

47 3 11
                                    

Medya: 🔥Nemir & Leyla🔥

Bir hafta sonra Mürdegân Konağı

#Nemir

Mürdegân konağında yoğun bir koşuşturma vardı. Dışarıda musikişinasların aralıksız klasik musikleri çalıyordu. Sehhar ise kendi tasarladığı takımı düzeltiyordu. Siyah pantolonun üstüne beyaz bir gömlek, siyah keten yelek, siyah kravat ve kollarında ve yaka kısmında sarı motifler olan siyah bir redingottan oluşuyordu. Rendingotun düğmelerini ilikleyip sarı bir kemer bağladı. Başıma kızıl fes geçirip deri ayakkabıları önüme koydu.
"Senden de iyi Beyzade olurdu ha."

Söylediği şeyle istemsizce yüzümdeki gülümseme solmuştu. Kapalı kapıya yaslanmış hayâli gözlerimin önüne gelince burukça gülümsedim.
"Seni gördüğüne eminim. Eğer yaşasaydı seninle gurur duyardı. Zira yaşadığımız zamanda senden daha iyi bir reisimiz olamazdı."

"Hayır, sana yakışırdı. Hepimizden daha büyük ve olgunsun."

Dudağının kenarından tebessüm edip:
"Sen olmasaydın onu emanet edecek birini bulmaya cesaret edemezdim. Onun yalnız kalması isteyeceğim en son şey."

"Sen iyi bir ailesin iyi bir ağabeysin. Ve umarım iyi bir baba olacaksın."

Alayla gülerek:
"Ben baba olacak yaşı geçtim. Hem artık o kadar dinç değilim..."

"Sen hepimizden kat be kat daha iyisin."

"Gördüklerimden sonra yeryüzüne çıkmaya bile gücüm yok."

"O kadar gücün var neden unutman için bir şeyler yapmıyorsun."

"O zaman kul olduğumun bir anlamı olmazdı. Aciz olduğumun, birine muhtaç olduğumun... Birine muhtaç olmayan tek varlık Allah'tır, bana cesaret veren bu."

"Efendim... Çok iyi görünüyorsunuz."

"Nâsır... teşekkür ederim. Sen de bize katılacaksın değil mi?"
İnsanken tıpkı ona benzemesi canımı yaksa da bu bir nebze teselli veriyordu.
"İtiraz istemem sen de giyin hadi. Dolapta sana göre başka kıyafetler de var."

"Siz nasıl isterseniz."
Gülümseyerek tekrar odaya girdi.

Ardından Sehhar gülerek:
"Nâsır Efendi'nin sana 'Efendim' demesi ne kadar garip."
İstemsizce kıkırdarken ciddi bir ifadeyle ona baktım, boğazını temizleyip ciddiyete büründü. İçimdeki sıkıntı beni tekrar hakimiyetine alırken önümdeki siyah ayakkabıları giydim. Beyzadeyi düşünerek gülümsemeye çalıştım. Aynanın karşısında kendimi süzüp redingotumun yakasını düzelttim. Sehhar'a dönüp 'hazırım' dercesine başımı eğip kaldırdım. Evvelden fazla dikkat kesmediğim siyah takımını süzüp gülümsedim.

"Hadi gidelim."
Başını hafifçe eğerek onayladıktan sonra kapıyı açtı. Derin bir nefes alıp vererek odadan çıktım, kalbim anlam veremediğim bir heyecanla çarpıyordu. Gençken olduğu kadar olmasa da...

Ağır adımlarla yürürken Leyla'nın odasının önünde durduk. Dışarıda huzur veren bir Kanun Makamı çalmaya başlamıştı.
Bir kızıl goncaya benzer dudağın/ Açılan tek gülüsün sen bu bağın// Kurulur kalplere sevda otağın/Kim bilir hangi gönüldür durağın
Her dinleyişimde onu hatırladığım, her dinleyişimde tuhaf bir çarpıntı hissettiğim... Musikiyle beraber şarkının sözleri gönlüme düşüyordu sanki. Kapının usulca açılmasıyla kapıda belirdi. Heyecandan neredeyse bayılacakken yanıma yaklaştı. Gül kokusu burnuma ilişip sarhoş etti. Sanki o an başım dönmüştü. Benim gibi karşıya dönüp ellerini önünde kenetledi. Benim sağ tarafımda Sehhar, onun sol tarafında ise Semum vardı.

Mürdegân: Yeni Bir Dünya (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin