Mürdegân: Yeni Bir Dünya
İki asırdır gizliliğini ve bağlılığını koruyan Teşkilat-ı Mürdegân, Payitaht-ı Kadim olan Dersaadet'te arza çıkıp büyük ve gelişmiş teknolojileriyle korumaya çalışırken aniden karşılarına çıkan bir grup insanüstü kahramanlar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya: Ares
Bölüm Müziği: BIGBANG BangBang Bang
#Sehhar
"Karabasan, sevgilim... Orada mısın?" Bilekliğime vururken aniden içimden çıktı.
"Karabasan demeyi keser misin, alışamadım... Nightmare falan de bari."
"Hmm..." Sabah namazının sessizliğinde kitaplığın arkasındaki gizli kapıyı açıp içeri girdim. Kapının kapanmasının ardından da dikkatlice merdivenden inip sol tarafımda duran düğmeye bastım.
"Yüce Ruh aşkına..."
"Ne oldu?"
"Burası..."
"Antika mı?"
"İnanılmaz..."
"Evet... Kadim geleneğin teknolojiyle birleşmesi... Yeraltı odalarından sadece biri. On dokuzuncu yüzyıl sonlarında yapılmış. Büyük ve muhteşem bir teşkilatın temeli atıldı." Meraklı bakışlarla etrafı gezerken çalışma masasının yanına gelip masanın üstüne oturdum. "İhanet edenlerin sonu feci oldu tabii. Teşkilata girerken devletin, dinin ve teşkilatın üzerine yemin edersin. Ve bunun birisi olsa bile ihanet etsen işin biter. Sen de bana bağlı olduğuna göre bu tehlikeyi göze almışsın demektir."
"Size ihanet edersem ne olur?" dedi, bana dönerek. Bir elimde taşı bir elimde de çıktığı şişeyi tutup kaldırdım.
"Ya sonsuza dek yok olursun ya da tekrar hapsolup kayıplara karışırsın."
"Pe.. peki insanlara ne oldu?" Şakağına dokunduğum gibi irkilerek geri çekildi. Muhtemelen korkunç kişiler olduğumuzu düşündü. "Ne.. nesiniz siz?"
"Adalet bekçileri... Ölüler!.." Yutkunup geri geri adım atmaya başladı. İki elini havaya kaldırıp seri bir şekilde indirdi. Gücünü kullanmaya çalışırken yapamadığını farketti.
