Medya: Nâsır
#Nemir
Banyodan çıktığımda Leyla, yerde baygın vaziyette yatıyordu. Açık duran çalışma odamın kapısına bakıp önünde durdum. Çelik zırhlı beline kadar siyah pelerini olan başı kapalı bir adam vardı. Sırtı dönüktü ve dolapta bir şeylere bakıyordu.
"Sehhar... Sen misin?.."
Bir süre ses gelmedi, yaptığı neyse kendini kaptırmış gibiydi. Sessizce yaklaşıp omzuna dokundum. Aniden dönmesiyle gerisin geri yere düştüm. Gördüğüm şeyle gözlerim kocaman açılmıştı. Ayaklarım ve ellerimle kendimi geriye doğru iterek ondan uzaklaştım. Elini kaldırdığında kapı kendiliğinden kapanmıştı."Sakin ol Nemir, benim Nâsır."
Yaklaşıp dizlerinin üzerine çöktü. Üzerindeki yaptığım çelik zırhtı. Pelerini de kostümlerin arasından seçmiş olmalıydı. Karbon çelikten olan elini yavaşça yüzüme koydu. Çok sıcaktı ve yoğun bir enerji hissettiriyordu. Gök mavisi gözleri gözlerime değdiğinde tuhaf bir güç hissettim. Mavi gözleri koyulaşınca gözlerimin ateş sarısına döndüğünü hissettim. Ve ardından beyaza dönüşmüştü..."Ne..Nemir..."
Düşmüş koluma değen el ile hafifçe irkilsem de hareket edemiyordum. Donuk hâlde öylece gözlerine bakıyordum. Elini yanağımdan çekip kalbime bastırdı. Ani bir güç yüklemesiyle hararetli soluklarla kendime gelmeye çalıştım. Kalp atışlarım o kadar hızlıydı ki kulaklarımda hissediyordum. Yerdeki bakışlarımı kaldırdığımda gözden kaybolmuştu. Leyla, kollarımdan destek alarak sıkıca sarıldı.
"O.. o neydi öyle?""Bilmiyorum... Ta.. taşları sen mi koydun?"
Göz göze geldiğimizde bakışları endişeliydi. Başıyla onayladığında elimi alnıma vurdum. Endişesi daha da artarken daha sıkı sarılıp:
"Yanlış bir şey yapmadın, sadece sana bir şey olacak olmasından korktum.""Yani kötü mü o?"
Saçlarından uzunca öpüp:
"Hayır... Kötü değil ama tehlikeli."
Aramıza biraz mesafe koyup yanağını okşadım.
"Hâlâ istyor musun?"
İlk başta neyden bahsettiğimi anlamamış gibi kaşlarını çattı. Daha sonra toparlayıp:"Çok isterdim lâkin şu an pek mümkün değil."
"Pekala, sen ne zaman istersen..."
"Anlayışın için teşekkür ederim."
Kucağıma alıp yavaşça yatağa götürerek yatırdım, üstünü örtüp alnından öperek:"Biraz dinlen o zaman."
Gideceğim sırada elimi tutarak:"Yanımda dursan olur mu?"
Gülümseyip başımı sallayarak onayladım. Çalışma odasının kapısını kilitleyip yanına gidip uzandım. Üstümü örtüp tatlı bir çocuk gibi gülümseyerek sokuldu. Boynumdan öpüp gözlerini yumarken Nâsır'ın gösterdiği şeyler hatırıma geldi. Avucumu yukarı doğru kaldırıp içinden küçük bir ateş çıkardım. Yavaşça koluma yaklaştırdığımda tüylerim yandı. Kolumu kavrayıp aynı şeyi tekrar yaptım. Garip bir titreme hissettim. Gözlerimi kapatıp açtığımda gücümü farkettim, ücra bir yerdeydi."Belki de yapabilirim."
Elimi kaldırıp saat yönünde çevirdim. Gözlerimi kapatıp açtım odanın dışından sesler geliyordu. Leyla da gözlerini açıp dudağımdan buse aldı. Havadaymış gibi hissetsem de öyle değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürdegân: Yeni Bir Dünya (Ara Verildi)
General FictionMürdegân: Yeni Bir Dünya İki asırdır gizliliğini ve bağlılığını koruyan Teşkilat-ı Mürdegân, Payitaht-ı Kadim olan Dersaadet'te arza çıkıp büyük ve gelişmiş teknolojileriyle korumaya çalışırken aniden karşılarına çıkan bir grup insanüstü kahramanlar...