Mürdegân: Yeni Bir Dünya
İki asırdır gizliliğini ve bağlılığını koruyan Teşkilat-ı Mürdegân, Payitaht-ı Kadim olan Dersaadet'te arza çıkıp büyük ve gelişmiş teknolojileriyle korumaya çalışırken aniden karşılarına çıkan bir grup insanüstü kahramanlar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1860 Payitaht-ı İstanbul
Saray
Hamid hızlı adımlarla Sultan ile buluşacağı odaya doğru ilerliyordu. Arkasından giden Paşa ise ona bir türlü yetişemiyordu.Hararetli adımların sonunda odaya yaklaştığında kendisini askerler karşıladı. "Hünkârımızla görüşeceğim."
Askerler birbirine bakıp tekrar sadece gözleri açık olan adama baktılar. "Siz kimsiniz?"
"Hünkârımızın zât-ı sadık adamı." Birisi şüpheli bir ifade verdikten sonra içeri girdi.
"Hünkârım..."
"Söyle."
"Dışarıda bir adam var. Sadık adamınız olduğunu söyledi."
Bir saniyeliğine bakışlarını pencereden ayırıp askere baktı. "Al içeri..." dedi, tekrar dışarı seyre dalarken.Adamın içeri girmesi üzerine göz ucuyla baktı. "Anlatın..."
"Hünkarım..." dedi, sadece ikisinin duyabileceği bir tonda. Ellerini önünde bağlayıp başını eğdi. "Be.. ben... rüyamda Şehzade Hamid'i gördüm." Adama dönüp meraklı bakışlarla baktı. "Ba.. bana dostlarımı bir araya getirmemi söyledi."
"Ah benim sükutî Evladım... Bunu kendisine anlattınız mı?"
"Hayır Sultanım... Be.. ben... dostlarımı bir araya topladım lakin Filistinli Asaf Efendi bağlılığına rağmen kabul etmek istemiyor. Daha doğrusu yeni doğan oğlu ve zevcesi için endişeleniyor. Buraya bir şekilde sizin emriniz gibi getirtmeyi başardım lakin çok geçmeden hakikati anladı."
"Benim emrimle öyle mi?.."
"A.. affedin Hünkârım. Hakkınızı helâl edin."
"Siz bu devletin istikbalisiniz Hamid Efendi. Biz gideceğiz lâkin siz ve evlatlarınız bu cihanda ebedi kalacaktır. Bizim davamızı siz taşıyacaksınız."
"Ne.. ne yapmamı emredersiniz?"
"Asaf Efendi'ye huzuruma gelmesini söyleyin. Siz o sırada Şehzademle konuşursunuz."
"Başım üstüne Hünkarım. Allah sizden razı olsun, Allah hayırlı ömürler versin." Gitmek için destur aldıktan sonra geri adımlarla odadan çıktı. Paşa, kaşlarını çatıp ona bakarken maskesinin altından gülüp hızlı adımlarla koridorda ilerledi.
