Bölüm Müziği: Tatars Theme Extended - Hellish Quart
Sahir Muradi (Sehhar)
Yirmi yıl önce
#Müellif
Haftanın yorgunluğuyla sessizce eve girdi. Evin içi karanlık ve sessizdi, sanki hiç kimse yokmuş gibi... Montunun cebinden çıkardığı küçük feneri yakıp yatak odasına doğru ilerledi. Sessizce kapıyı açtığında genç kadının uyuduğunu gördü. Burukça gülümseyip kapıyı kapattı. Usulca misafir odasına yönelip içeri girdi. Işığı açıp feneri kapattı. Ardından kapıyı kapatarak çekyata doğru ilerledi. Çekyatı açıp sandığın üstünden gri çarşafı alarak serdi. Gri yüzlü yastığı ve beyaz motifli siyah battaniyeyi alıp rastgele yatağa attı.
Işığı söndürüp yatağa uzanarak yastığı başının altına aldı ve üstünü örttü.
"Ne oldu yavrum karının yanında yatamıyor musun?"
"Kapa çeneni..."
"Senin uykun geldi de misafir odasında mı kalıyorsun? "
Sıkıntıyla oflayıp örtüyü başına çekti. Elini başına koyup hafifçe ovdu. Dünle bugün arasında gidip gelirken dişlerini sıkıp başının altındaki yastığı yüzüne bastırdı."Seninle kavga etmeyeceğim, tek istediğim uyumak."
"Sahir... Sahir!.."
"Sahir öldü... Sahir kadar masum değilim ben. Sahir'in kalbi parçalandı, yalnızlığa gömüldü. Masumiyeti, sevgisi öldü. Aptal!..""Ölmedi, sadece sen diri diri gömdün."
Gözlerini sıkarken dişlerini de sıktı. Boğarcasına yüzüne bastırıyordu yastığı. Nefessiz kalsa da durmadı. Kadın, ağır adımlarla yanına geldi ve oturdu. Atlatmaya çalıştığı travmalara yordu. Elini tutup usulca yastıktan çekerek avucundan öptü ve yanağına koydu. Nefes almaya başladığında yastığı yüzünden çekti. Ağır solukları tenini yakıp geçerken baş parmağıyla usulca dudağını okşayıp kenarında durdu. Yavaşça eğilip yeni çıkmış sakalına küçük bir buse bıraktı. Baş parmağını çekmeden yanağını kavrayıp alnını alnına yasladı. Dudağı yavaşça aralandığında diğer elini de yanağına koydu.Yavaşça aldığı her nefes boynundan ruhuna işliyordu.
"Seni o kadar çok seviyorum ki korkuyorum..." dedi sessizce, adam hâlâ hareketsizdi sadece nefes alıyordu. Yüzünü okşayarak boynuna getirdi ellerini. Yavaşça arkasına sıkıştırıp kafasını biraz da olsa kaldırabildi. Kollarıyla başına iyice destek yapıp şakağından öptü.
"Ne vakit hayalin düşse ruhumu ruhuna katıyor. Aklımı kaçırıyorum sanki."
Yavaşça üstüne uzanıp başını göğsüne yaslar."Kokunu alamayınca deliriyorum, uyuyamıyorum, kokun sakin tutuyor."
Sokulup gözlerini kapatırken aralarındaki mesafeli ilişkilerini düşünmek istemedi. Tek istediği bu ânı yaşamak ve zihnine kazımakdı.
"Sanırım seni düşündükçe müptela oluyorum, kopmak istemiyorum senden.""Bu.. bu bir hastalık değil, değil mi?" dedi, sonunda sükûnetini bozabilmişti. Yüzünde korkulu bir ifade vardı.
"Sana bağalanmamak elimde değil... Ölüyorum Sahir istemesem de. Kendimi tutmak istiyorum ama ne zaman haber vermeden gitsen bu içimde büyüyor."
Usulca sarılıp kollarına hapsetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürdegân: Yeni Bir Dünya (Ara Verildi)
General FictionMürdegân: Yeni Bir Dünya İki asırdır gizliliğini ve bağlılığını koruyan Teşkilat-ı Mürdegân, Payitaht-ı Kadim olan Dersaadet'te arza çıkıp büyük ve gelişmiş teknolojileriyle korumaya çalışırken aniden karşılarına çıkan bir grup insanüstü kahramanlar...