41. Bölüm

938 82 64
                                    

Yemin ediyorum içimde tuhaf bir his var. Üç sene önceki halim bugünü görse şaşırırdı herhalde.

Çünkü birinci kitap bitti. Resmen bitti. Hadi hemen okuyun, bölümün sonunda buluşalım.

Seviliyorsunuz <33

(Aida, Anna ve Sarah'nın temsili fotoğrafı)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Aida, Anna ve Sarah'nın temsili fotoğrafı)

***

Her şeyin sona yaklaştığını bilmenin verdiği his içimi rahatlatsa da, zihnimdeki ses bu rahatlıktan rahatsız olmuş gibi konuşup duruyordu. Haklıydı, haklı olması onu susturmamı engelliyordu.

"Lloyd benden daha iyi, öyle mi?"

Aida'nın üzerine yürüdüğümde önüme geçen tek bir kişi bile olmadı. Yakalarına yapıştım, bağırmaya devam ettim. "Lloyd sana ailen konusunda yardım edecek. Lloyd'un işi yoktu, sana intikamını almak için yardım edecekti! Öyle mi?" Elleri bileklerimi bulduğunda onu ittirdim. "Şimdi eğer onunla gitmek istemiyorsan, dediğimi yap ve otur oturduğun yerde!"

"Bırak Aida'yı şimdi, Sarah."

Lorenz beni tutup ondan uzaklaştırdığında bakışlarımın altına ezildiğini gördüm ve başımı çevirdim. Buradaki asıl eziğin, asıl söyleneni yapması gereken insanın kim olduğunu görmeleri gerekiyordu. O ben değildim, hiçbir zaman olmamıştım.

"Onlar buradayken bizim savunmasız bir şekilde durmamız ne kadar doğru? Her an birileri burayı basabilir."

Sırıttım Lorenz'ın söylediğiyle. Başımı Brendon'a çevirdim, "ne savunmasızı ya," diyerek söylendim. "Buradaki bütün adamlar benim altımda çalışıyor. Bu aptalların babaları orada olmayan bir çetenin peşinde koşarken kim onları kurtarmaya gelebilir ki?"

"Senin çetenin üyesi olduğunu o hep biliyordu. Peşine adam takmayacağını düşünüyorsun, öyle mi?"

Brendon'ın küçük düşürücü bakışı, kısa bir durgunluktan sonra kahkaha patlatmama sebep oldu. "Çete üyesi mi?" Kaşlarımı kaldırdım, anlamsızca bakan gözlerine baktım. "Kara Mamba benim, Brendon." Dehşete düştü. Yalnızca o değil, Ryan ve Grey de aynı şekilde şoka girdi. Yavaş ve küçük adımlarla yanına yaklaşmaya başladım. "Bu çetenin sahibi benim. O bankaları soyan, tehdit mesajlarını gönderen, masum sandığınız insanları öldürüp cesetlerini parçalayan kişi benim!"

"Sakin ol, Sarah."

"Ben sakinim," dedim hızla ellerimi kaldırıp bana dokunmasını engellediğim Lorenz'a dönerken. "Sakinim ben... Yalnızca, anlamıyorum." Brendon'a döndüm. "Bir insan nasıl bu kadar salak olur..." Ryan'a baktım. "Nasıl benim gibi birini kandırabileceğini düşünür..." Son olarak Grey'in güçten düşen bakışlarını buldu gözlerim. "Nasıl yanı başındaki katili fark etmez, anlamıyorum."

Artık zincirleri zorlamayı bırakan Grey'in omuzları düştü. Üzgün değildi ama benden bunları beklemediği de apaçık ortadaydı. Zihninin köşelerinde bir yerlerde benim kötü bir insan olduğum ihtimali hep duruyordu ve bunu en başından beri biliyordum. Ama bir katil olmam, aradıkları çetenin yaptığı her şeyin aslında benim başımın altından çıkmış olması ve daha niceleri beklediğinin çok daha üstündeydi.

Kara Mamba: LacrimaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin