S2/9. Bölüm

446 43 24
                                    

11.01.2024...

Brendon'ın Aaron ile yalnız başına konuşmak istemesinin üzerinden on dakika geçti. On dakika uzun bir süre değildi ama tam on dakika boyunca yalnızca benim geri dönüşüm hakkında konuştuklarını bilmek resmen zamanı durdurmuştu. Şimdi heyecandan odada dört dönüyordum ve aklımdaki diğer şey, gözlerime yaşlarla vuruyordu.

"Aklında başka bir şey mi var? Neden bu kadar streslisin?"

Yaşlı gözlerle Lorenz'a döndüğümde beni dakikalardır izlemesine rağmen ağladığımı yeni fark etmiş gibi doğruldu. "Ne oluyor?" Yutkunarak ona döndüm ve yanıma gelinceye kadar bekledim. "Gitmek istemiyor musun? Fikrini mi değiştirdin?" Başımı iki yana salladım ve "bilmen gereken başka bir şey var," dedim. Elimi gözlerime götürüp yaşları silerken beni sabırla bekledi.

"Profesörle ilgili."

Gözlerini kısarken sanki aklına hiçbir şey gelmemiş gibi başını salladı. "Bizden önce beraber yaşadığın adam mı?" Onu onayladığımda "ona mı bir şey oldu," diye sordu. "Ya da, sana bir şey yapacağını mı düşünüyorsun?"

"O Grey'in üvey amcası."

Kaşlarını çatarken söylediklerimi sindirmeye çalıştı ama ben onun gibi sabırlı davranmadım.

"Bizi arayan bir diğer kişi de oydu."

"Bir dakika, bir dakika." Ellerini kaldırıp beni durdururken bir adım geri gitti. "Ne diyorsun sen? Anlamıyorum."

O adamın benim için bir baba rolünü üstlendiğini bir tek o değil, diğer herkes biliyordu. Her ne kadar yalnızca birkaç kez yüz yüze gelmiş olsalar da, onun benim için ne kadar değerli ve benim de onun için ne kadar önemli olduğumu biliyorlardı. Bilmedikleri şey, Grey ile arasındaki bağdı. Bizi arayan asıl kişinin o olmasından çok, Grey ile olan yakınlığı şaşırtmıştı belki de onu.

Bu tamamen saçmalıktı. Yine kafamda kuruyordum ve bu dikkatimin dağılmasına sebep oluyordu.

"Sen, o adamın kızı gibi gördüğü seni yakalamaya çalıştığını mı söylüyorsun?"

"Hayır, Lorenz. O benim kim olduğumu hiçbir zaman bilmiyordu zaten."

Tam olarak olayı anladığında başını salladı, elini sakallarına götürüp kaşırken bakışlarını üzerimden çekti.

"Ama şimdi aradığı kişinin ben olduğumu öğrendi ve oraya gittiğimde..." Söylemek üzere olduğum şey daha dudaklarımın arasından çıkmadan boğazımı yaktı ve yine gözyaşlarımı tutamadım.

"Oraya gittiğinde seni tutuklatacak..."

Bunu sözümü devam ettirmek için söylemişti ama yanılmıştı. Gözyaşları içerisinde başımı iki yana sallarken "hayır," dedim ve vereceğim cevabı beklerken gözlerime baktı. "Benden nefret edecek."

Edecekti, belki ediyordu da. Bunca yaptığım şeyden sonra, kim katil bir kızı kendi kızı olarak görebilirdi ki?

"Bir daha yüzüme bile bakmayacak."

Ellerini yavaşça kaldırıp bir adım atarken Lorenz, sanki ne yapacağını bilmiyor gibi duraksadı. "Sarah..."

"Ne yapacağım ben, Lorenz?"

Konuya hiç hâkim olmamasına rağmen, ağlamamın durması için ne yapabileceğini düşünürken elinin ayağına dolaştığını görebiliyordum.

"Zaten aramız çok kötüydü. Şimdi daha kötü olacak. Beni artık kızı olarak görmediğini söylerse..." Daha çok ağladım. O da benden giderse, benim hiçbir şeyim kalmazdı. Kimsem kalmazdı bu dünyada. Yalnız kalırdım ve yaşamak için hiçbir sebebim olmazdı.

Kara Mamba: LacrimaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin