Grey
Sessizliğimde karşısındaki fotoğraflara olan tepkisini görmek için birkaç saniye beklerken, büyük ekranı benimle birlikte izleyen Brendon'a döndüm. Planın hoşuna gittiğini belli eden sırıtışıyla öylece durmuş, büyük bir kargaşanın olmasını bekliyordu.
"Evet, şaşırdın mı?"
Bir yorum yapmasını Brendon kadar olmasa da içtenlikle isterken, ikinci kere yutkunuşuyla istemsizce gözlerim boğazına kaydı. "Evet," dedi Brendon'ın dikleşmesine sebep olacak şekilde. "Dalga mı geçiyorsun," diyerek tepki gösterdiğindeyse arkama yaslandım.
"Kanlı ceset fotoğrafları var burada! Beni kan tutar, amacın beni korkudan bayıltmak falan mı?"
O hırçın bir şekilde önündeki ekranı kapatırken Brendon ile birbirimize baktık. O da en az benim kadar şaşırırken mantıklı bir yorum yapmaya çalıştım. Amacımıza ters düşen bir cevaptı ve şimdi ne söyleyeceğimi tam olarak bilmiyordum. Belki de kamerayı kapatıp onunla yüzünü görmeden konuşsam daha rahat olabilirdim.
"Lanet olası! Sanırım kusacağım."
Sarah'nın fazla rahat tavırlarını beklediğimizden, o kendi kendine söylenirken yalnızca bir sonraki hamlesini bekledik. O sırada onu cevapsız bırakarak düşüncelerinden mahrum kalmamak için, aklıma gelen ilk şeyi söyledim.
"Onların üzerine bir anlaşma yaparken bunu hesaba katmadın mı yani? Kandan korkan biri olarak katillerin peşine nasıl düşmeyi düşünüyorsun?"
Arkasına yaslandı ve bir ayağını kaldırıp koltuğa dayayarak sanki hiçbir şey olmamış gibi bir rahatlıkla yayıldı. "Ben bunların katil olduğunu bilmiyordum. Hiçbir medyada bunun hakkında yazı görmedim."
"Lanet olsun."
Brendon kendi kendine söylendiğinde, amacımıza ulaşamadığımızı fark etmesinin ardından moralinin bozulduğunu anladım. O, Sarah ile olan konuşmamızdan sonraki günlerde bir tek hakkındaki kötü düşünceleri dillendirmişti. Onun bir ajan olduğunu ve Carel gibi aramıza sızmaya çalıştığından bahsetmişti. Bunun doğruluk payı vardı ama son zamanlarda olanlardan sonra bu ihtimal benim için oldukça düşmüştü.
"Fotoğrafların olmadığı belgeleri sana ayrı bir şekilde göndereceğim," dedim Brendon ile sonra ilgilenmek üzere. "Onların hepsini incelemeni ve doğru olmadığını düşündüğün şeyleri belirtmeni istiyorum. Sonrasında da izlerini bulmak için yapabileceğin şeyleri görmek için bilgisayarını izlemeye devam edeceğim."
Diğer insanlara, özellikle de Isabel'e nazaran bir anda konu değiştirmem hakkında hiçbir şey söylememesi şaşırtıcıydı. Uzun yıllar Brendon'ın geri kalmış zihni yüzünden konuşmalarıma dikkat etsem de, Sarah beni buna zorlamıyordu.
"İkinci monitörü izle o zaman. Orada daha çok şey görürsün."
"İkisini de izliyor olacağım, Sarah."
Gözlerini devirdi, dudaklarını oynatarak kendi kendine söylendi. Bunu yapmaması gerektiğini söylemek istesem de, onu görebildiğimi bilmemesi gerekiyordu çünkü burada bir kamera olduğunu söylememiştim. Aslına bakılırsa bu birisine, hele ki bir kıza asla yapmayacağım bir şeydi ama Sarah gibi tehlike barındıran biri için bunu yapmaktan çekinmemiştim.
Hiçbir şey söylemeden telefonu kapatıp masaya bıraktığında ben de aynı şekilde kulağımdan çektim ve arkama yaslandım.
"Bir de yüzüne mi kapatıyor? Ne kadar saygısız biri."
Brendon'ın sevmediğim huylarından biri de, karşısında kim olduğunu düşünmeden saygısızlık yapmasıydı. Ona olan ters bakışlarımla başını sallayıp susacağını anladığını belirtse de, bunu yarın da aynı şekilde yapacağını biliyordum. Onu bu yüzden çoğu zaman benimle alakalı olaylara alet etmiyordum. Çünkü hedeflerimin önüne engel koyacak kadar ters davranışlarda bulunuyordu ve şu an tek motivasyonum, Sarah'nın daha önce görmediğim türde bir sabrının olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Mamba: Lacrima
Ficção AdolescenteKırmızı Örümcek Zambağı. Dünyanın en zehirli bitkileri listesinde öne gelen o güzel zambak. Ölümün kendisini temsil eden bu kırmızı bitki, zehrinin yanında cezp edici bir özelliğe de sahipti. Doğal güzellikleri ile insanları büyülerken ruhlarını cez...