Durunun ağzından
Sabah alarm sesiyle birden sıçradığımda alarmın Nazlının telefonundan geldiğini anladım. Nazlı hemen kalkıp alarmı kapattığında hiç kalkmak istemiyordum. Yorgana iyice sarıldığımda bu sıcacık yataktan çıkmak beni üzüyordu.
Nazlı: Hadi kalk Duru. Yüzümüzü yıkayıp giyinelim. İlk günden geç kalmasak iyi olur.
Duru: Off, hiç gitmek istemiyorum. Yataktan çıkmak istemiyorum! Sadece uyumak istiyorum!
Nazlı: O işler öyle olmuyor malesef, canım. Hadi kalk!
Duru: of! Tamam ya!
Sıcacık yataktan istemesemde zorla kalkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp odaya geri geldim ve üstümü değiştirdim.
(Durunun kıyafeti)
Üstümü giydiğimde aynada makyaj yaparken Nazlı giyinmiş bir şekilde odaya girdi.(Nazlının kıyafeti)
Nazlı ile beraber hızlıca hafif bir makyaj yaptıktan sonra gerekli eşyalarımızı alıp odadan çıktık. Saate baktığımda 07:58 di.
Ders 08:35 de başlıyordu. Umarım geç kalmazdık. Hemen aşağı indiğimizde Erdemi gördük. Kapının başında giyinmiş bir şekilde bekliyordu. Bizi gördüğünde (pardon Nazlıyı gördüğünde) gülümseyerek konuştu.Erdem: Günaydın.
Nazlıda gülümseyerek konuştu.
Nazlı: Günaydın.
Gülümseyerek birbirlerine bakarlarken birden araya girdim.
Duru: Kusura bakmayın, bakışmanızı bölüyorum ama okula geç kalıcaz. Çıksak mı artık?
Erdem kendine gelmiş gibi cevap verdi.
Erdem: E-Evet. Çıkalım artık.
Tam çıkacakken arkadan bir ses geldi.
Tolga: Bende geliyorum.
Tolganın sesiyle hemen başımı ona çevirdim.
Erdem: Olur, sende gel. Hadi gidelim.
Erdem ve Nazlı önden çıktığında el ele tutuştular. Şaka maka ama gerçekten yakışıyorlardı.
Tolgaya baktığımda konuştum.
Tolga: Sende mi bizim okulda okuyorsun Erdem gibi?
Tolga: Hayır, sadece giderken yanında olmak istedim.
Tolganın söylediği şeyle biraz utanmıştım.
Tolga: Hadi çıkalım artık.
Tolga elini tutmam için uzattığında gülümseyerek elini tuttum. Bu duruma yavaş yavaş alışıyordum galiba...
Evden çıkıp Erdemin arabasına doğru yürüdük ve arabaya bindik. Ben ve Tolga arkaya, Erdem ve Nazlıda öne binmişti. Yola çıktıktan yaklaşık 25 dakika sonra filan okula varmıştık. Hepimiz arabadan indik ve kampüse geldiğimizde durduk.
Erdem: Tolga, kanka sen git artık. Bizde derse giricez şimdi. Çıkışta evde görüşürüz. Yemeğe gidicez unutmayın.
Nazlı: unutmadık, merak etme.
Duru: Aynen.
Tolga: Tamam o zaman, ben gideyim artık. Sizede iyi dersler. Görüşürüz.
Erdem, Nazlı ve ben arkamıza dönüp yürümeye başladığımızda Tolga beni kolumdan tuttu ve durdurdu. Nazlı ve Erdem fark etmemişlerdi. Yürümeye devam ediyorlardı. Tolgaya baktığımda bir iç çekti.
Duru: Noldu?
Tolga: Özleyeceğim seni...
Duru: Bende ama okul var işte.
Tolga: Aramıza giren her şeyden nefret ediyorum.
Tolganın cümlesiyle biraz utanmıştım. Onu gerçekten seviyordum...
Tolga: Neyse, sen dersine geç kalma. Evde görüşürüz.
Duru: Görüşürüz.
Tam gidecekken Tolga yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. Bu hareketiyle iyice kızarmıştım.
Duru: Ya Tolga! Napıyosun? Biri görücek şimdi.
Tolga: Görsün, ne yapayım. Sevgilimi öpmek suç mu?
Ne demişti o? Bana sevgilim mi demişti?
Daha fazla dayanamayıp konuştum.
Duru: E-e, ben artık gideyim. Derse geç kalıcam yoksa. Tekrar görüşürüz.
Tolga: Görüşürüz.
Arkamı dönüp hızlı adımlarla yürüdüm ve Nazlı ile Erdeme yetiştim. Kalbim sanki normalinden daha hızlı atıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ ŞARKISI
Teen Fictionİki genç kız atıldıkları okuldan sonra istanbula gider ve yeni bir okula aynı zamanda da yeni bir hayata başlarlar. Fakat istanbulda onları bekleyen çok şey vardır...Hayatlarını değiştiren iki genç adam da buna dahil...