33. Bölüm

44 5 0
                                    

Durunun ağzından

Hepimiz yemeğimizi yediğimizde birden bir kaç kemancı köşeye geçip slow müzik çalmaya başladılar. Kemanın sesini duyanlardan bazıları masalarından kalkıp ortada çiftleriyle dans etmeye başladılar. Nazlı meraklı gözlerle dans edenleri heyecanla izlerken ben pek umursamıyordum açıkçası. Dansla pek aram yoktu.

Erdem: Nazlı, bizde dans edelim mi? Hem bu restorandan randevu almak için çok uğraştım lütfen beni kırma.

Nazlı: İyi, peki. Bugün güzel bir gün ve güzel kalsın o zaman...

Nazlı ve Erdemde ayağa kalkıp ortaya geçti ve dans etmeye başladılar. Ben elimdeki şarabı içerken Tolga konuştu.

Tolga: Hadi gel, bizde dans edelim.

Şarap bardağını masaya koyup cevap verdim.

Duru: Dans mı? Alakam yoktur.

Tolga: Bende annemin karnından profesyonel dansçı olarak çıkmadım herhalde. Öğrenilecek bir şey yok zaten. Sen bana ayak uydur yeter.

Duru: Of boşver, hiç uğraşamam.

Tolga birden kolumu tuttu ve beni çekiştirmeye başladı.

Tolga: Ya bir kerede inatçı olma ya, hadi.

Tolga beni zorla kaldırıp salonun ortasına doğru götürdü. Bir eliyle belimi, diğer eliylede elimi tuttu.

Tolga: Bir elini omzuma koy.

Duru: Ne?

Tolga: Sus ve sadece dediğimi yap.

Bir elim Tolganın elini tutarken diğer elimide Tolganın omzuna koydum. Onun ayak hareketlerini takip ederek o ne yaparsa aynısını yapıyordum. Bir süre sonra olayı çözünce artık kendim yapmaya başlamıştım.

Tolga: Bak, kolaymış değil mi? Sana demiştim.

Biraz daha dans ettiğimizde Tolga elini elimden ayırıp iki eliyle belimi sardı. Bende iki elimide Tolganın boynuna doladım. Bu an, o kadar güzeldiki insan bitmesini hiç istemiyor....
Çok özel, çok huzurlu, çok mutlu hissettiriyor insana...

Arkada çalan hafif müzik devam ederken mırıldanarak konuştum.

Duru: Çok tuhaf...

Tolga: Neymiş o tuhaf olan?

Duru: Biz...

Tolga bana anlamsızca bakmaya başladı.

Tolga: Biz, derken?

Duru: Biz işte....Bizim şu anki halimizden bahsetiyorum.

Tolga: Ne varmış ki bizim halimizde?

Duru: Yani...Biz ne ara böyle olduk? Her şey çok hızlı oldu sanki. Sencede öyle değil mi?

Tolga: Duru...

Duru: Efendim?

Tolga: Sürece değil, sonuca bak. Biz şu an beraberiz...Sen benimsin. Bende seninim. Gerisi önemli değil....

Duru: Çok zor Tolga...Her zaman her şey istediğimiz gibi gitmeyebiliyor...Bugün böyleyse yarın kim bilir ne olucak...

Tolga: Ne demek istiyorsun?

Duru: Mesela o gün...Kabus gibiydi. O gece olanlar....

Daha fazla devam edemeyeceğimi anlayınca sustum. Eğer devam edersem büyük ihtimalle ağlayacaktım. Ve şu an burada Tolganın karşısında ağlamak istemiyordum.

Tolga: Şşşş, tamam. Zorlama kendini. O günü de bir daha aklına getirme. Geçti ve bitti.

Tolga cümlesini bitirdiğinde aklımdaki her şeyi bir kenara bırakıp dimdik Tolgaya baktım.

YAZ ŞARKISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin