Yeni bölümle karşınızdayım kiraz çiçeklerim keyifli okumalar.🌸🌸🌸
Medyada ki Kamelya Çiçeği Kolyesi Vera'nın 7 yıl önce kaybettiği kolye.
_____________________________________
Belkide kader bağları onları bir araya getirmek için birleştirmedi, belkide asıl amacı ayırmaktı.
Roland beni bıraktıktan bir saat sonra uyanmıştım gece saat bire yaklaşıyordu ve şimdi sırada Kanlı Ayın Kelebeği olmak vardı yataktan kalktım üstümdeki elbiseden kurtuldum dolabıma yöneldim gizli bölmesini kaydırdığımda istediğim bütün kıyafetler şimdi önümdeydi altıma deri bir pantolon ince body ve üstünde kalın ceket aldım,uzun saçlarımı örgü yaptım.
Odamdan çıktım merdivenlerden indim sonra merdivenin arkasına doğru yürüdüm,kimsenin orda bilemediği ve fark edemediği tuşa bastım uzun vede büyük tablonun arkasında ki karanlık koridor gözüktü oraya doğru yürüdüm içine girdiğimde cebimde olan küçük feneri ışık vermesi için açtım.
İnce koridorda yaklaşık on dakika yürüdüm sonra her zaman ki demir kapı karşımda belirdi kolu çevirdim ve açtım içeri girdiğimde karşımda motosikletim belirdi anahtarı üzerindeydi onu çalıştırdım ve gizli garaj kapısı açıldı gazına bastım karşımda kalın gövdeli ağaçlı yol çıktı, garajı gizli yaptırmıştım garajım yerin altındaydı belli olmayacak şekilde kamufle etmiştim.
Eğer Savcı Vera bu saatte evden bu şekilde çıksaydı dikkat çekerdi,ama ben bu saatte Savcı Vera değildim ormandan çıktım ceketin cebine olan diğer telefonum çalmaya başladı motoru tek elimle kontrolünü sağlandıktan sonra cebimden çıkardım ekrana baktığımda Cyrus olduğunu gördüm.
Telefonu açtım karşı taraftan biraz tereddüt ve endişeli bir ses geldi "Tanrıça,acilen kampa gel önemli bir mesele,ayrıca gelirken eldivenlerini ve maskeni tak davetsiz misafiriz var." dudağımı ısırmaya başladım kim gelebilirdi ayrıca halletmem gereken onca işin arasında derin bir nefes verdim "Kod adını söyle sadece bana,arka taraftan geleceğim." Cyrus sadece "Yılan" dedi bu benim afallama sebep olmuştu. Neden benimle görüşmek istesin ki karşı taraftan Cyrus'un sesi geldi "Tanrıça iyi misin cevap ver." kafamdaki düşüncelerden kurtuldum "İyiyim yakında orada olurum,sana gönderdiğim iğneyi araştırmanı istemiştim ayrıca bir şey daha vardı onu bulabildin mi?" derin bir nefes verdiğini duydum "Araştırıyorum tanrıça ama o istediğin son şey hakkında kötü haberim olacak maalesef aradığın şey çıkmadı." sabır çeker şekilde nefes aldım sadece "Yakında geleceğim ve birlikte arayacağız onu." demekle yetindim.
Adamlarımın olduğu kampa gelmiştim şehir merkezinden biraz uzakta bir malikaneydi burada eğitim görüyorlar aslında hepsinin farklı hikayesi vardı ya aileleri yoktu ya terk edilmişlerdi ama çoğu adamım Lev Kuznetsov'un işten çıkarttığı eski çalışanlarydı, madem bir davetsiz misafirim vardı odamda seve seve konuk edecektim arka taraftan geldiğimi görenler kafalarını eğdiler ben ise odanın kapısı açmıştım ama o anda durdum onlara "Cyrus'a geldiğimi,on dakikaya kadar davetsiz misafirimiz göndermesini söyleyin." eğilip gitmiştilerdi kapıyı kapattım kaskımı kafamdan çıkardım çalışma masama yöneldim maskemi taktım bilekleri dantelli olan saten bir eldiven taktım sandalyeme oturdum ellerimi üst üste koyup beklemeye başladım yavaş yavaş sesler artarak gelmeye başladı kaşlarımı çattım silahımı belimden çıkardım kapıya doğru koştum o kişi gelmeden hemen önce ışıkları kapattım ışık düşmeyen köşeye çekildim tam o esnada içeriye girdi affalamışa benziyordu.
Silahına uzandığın gördüm tok bir sesle "Hemen elini o silahın üzerinden çek" donmuştu eli beline uzandığı silahın üzerinde duruyordu "Sana ne söyledim ben çek o elini oradan." dalga geçer gibi ses çıkardı "Bakıyordum da saklanıyorsun Kelebek..." devam etti "Gerçi eskiden böyle değildin." ne demek istediğini anlayamamıştım. "Ne için geldin buraya düşmanının inine girmek sana göre değil genellikle arkadan iş çevirmeyi seversin sen." ellerini rahat şekilde ceplerine yerleştirdi "Böyle konuşamam seninle,saklandığın yerden çıkta düzgün bir şekilde konuşalım,seninle oynayacak zamanım yok." bulunduğum yerden çıktım tam şu anda arkasındaydım yanında geçtim kapının arkasında ki ışıkları açtım ona bakmadan masama doğru yürüdüm oda geliyordu yerime oturduktan sonra karşıda durduğunu gördüm elimle koltuğu işaret ettim "Anlaşılan konun uzun olacağa benziyor,oturmaz mısın merak etme ölü çıkmazsın." bana gözlerini dikerek oturdu kafasını yana eğdi bu sefer izlemeye başladı sanki yıllardır bunu yapıyormuş gibi beklentiye bakıyordu yaslandım ve ilk konuşan bendim "Beni izlemeye gelmediğini biliyorum kafanda ne tür yıllanlıklar dönüyor merak ediyorum." güldü bu onun hoşuna gitmişti,bana doğru eğildi "Emir'i öldürmek istediğini biliyorum Kelebek sana yardım etmek istiyorum." bu kaşlarımı çatmama neden olmuştu bunu hangi sebeple istiyordu herhangi bir fikrim yoktu bu sefer ben ona doğru eğildim "Neden bunu isteyesin ki,senin onunla bir düşmanlığın yok hatta tam tersi yakınlığın var haksız mıyım?" beni test ediyor gibiydi "Emir Kuznetsov...ünlü işadamı herkesi kendine hayran bırakan zekası ve şöhreti var ama ayrıca ne var biliyor musun bir de sadece karanlık işlerle uğraştığı tarafıda var,orada ise Yeraltı Kralı deniliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK PARÇALAR |DÜZENLEMEDE|
RomanceVera, adaletin soğuk yüzünü temsil eden bir savcıydı; ancak geceleri, şehrin karanlık sokaklarında, suikastçı olarak başka bir kimliğe bürünürdü. Emir ise, mafyanın acımasız dünyasında kendi krallığını kurmuş bir adamdı. İkisi de, birbirlerinin varl...