Keyifli okumalar dilerim kiraz çiçeklerim🌸
Yıldızımızı parlatmayı unutmayın🌟
Bu ve diğer bölümde Emir ve Vera'nın bir taraftan komik bir taraftan üzücü tarafını okuyacağız...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sen sensizliği bilmezsin ben her gece intikam kanı içerken.
Cam kadeh bana hiç benzemiyordu çünkü içi tamamen boş iken saf ve temizdi...ancak içine kırmızı şarap döktüğün zaman bana benziyebiliyordu bunun sebebi ise kırmızı şarap kana benzerdi, bende kanlıydım.
Karşımda oturuyordu yemek yiyorduk İsveç'e ait oxfilé yapmıştım. Bu yemek dana bonfileyi kızartarak patates, kuşkonmaz ile tatlandırılır bunun yanında ayrıca sos ve salata da vardır zor yemek olmasına rağmen lezzetliydi.
Emir bana bakıyordu "Bunu sen mi yaptın?" diye sordu sağ kaşımı havaya kaldırdım "Merak etme zehirlenmezsin, çünkü kendimde yiyorum." gözüne baka baka kuşkonmazıma çatalı batırarak ağzıma alıp çiğnedim.
Güldü kafasını aşağıya eğdi elindeki çatalı ilk dana bonfileye batırdı ardından bıçakla küçük parçaya ayırdı, kestiği parçayı ağzına alıp çiğnedi ilk önce yavaş yavaş çiğnemişti kafasını kaldırıp bana baktı şaşkındı "Çok lezzetli Vera..." demişti.
Bilmiş edayla gözlerimi çektim "Biliyorum, çünkü ben yaptım." patatesten de bir parça alıp ağzıma attım ardından sesini duydum "Peki savcım başka hangi yemekleri yapabiliyorsun?" diye sormuştu hemen cevap verdim "Baklava yemekten sayılır mı bilmiyorum ama onun haricinde tüm yemekleri yapabiliyorum, gerçi o bir tatlı." kafamı sallayarak onayladım ardından ona baktım kafasını yana yatırmıştı "Üzüldüm bende baklavayı çok severim." ben hiç sevmezdim tam aksine sütlü tatlıları severdim.
Omuzumu kaldırıp indirdim "O zaman çok seviyorsan Türkiye'ye gittiğin zaman yersin." dedim fazla acımasız olmuştum ama yapacak bir şey yok tabağına baktığımda hızla bitirmişti gözlerimi şaşkınlıkla açtım ona baktım "Bu kadar aç olduğunu bilseydim fazla koyardım sana Emir." dedim şaşkınlıkla tabağına uzandım elime aldım oturduğum yerden kalktım ocağa yürüdüm tabağına yemekleri koyduktan sonra masaya geri yürüdüm.
Tabağını tekrar önüne koydum, ben yavaş yiyen bir tiptim salatımı yedim elime kadehimi alarak şaraptan içtim o esnada aklıma bir soru takıldı "Sana bir şey sorucam." dedim kafasını kaldırıp bana baktı "Sen Müslüman mısın?" tekrar kadehimden bir yudum içerken "Annem, babamdan gizli beni sünnet ettirmiş." bunu diyeceğini beklemiyordum içtiğim şarabı geri püskürttüm boğazımda kalmıştı.
Öksürdüm kalkıp su içtim yüzüme bakıyordu "Düzgün bir cevap verebilirdin evet ya da hayır ben sana bunu mu sordum!" dedim sitemle ama beni umursamıyordu geri yerime oturdum sakin sesle "Sen peki savcım." yüzüne bakarak "Evet, Müslümanım ama..." elimde ki kadehe baktım içimi çektim "...içki içiyorum en büyük günahlardan biri..." bunun haricinde insanları öldürmek ve en son kendi canına kıymak...
Kadehi kafama diktim yemeğimi zorda olsa bitirmiştim onun tabağına baktığımda onunda çoktan ikinci tabağını bitirdiğini fark etmiştim, tabakları alıp üst üste koydum onların üzerine Emir çatal ve bıçakları koydu ve elimden onları çekti.
Bulaşık makinesine yürüdü "Ne yapıyor?" dedim bana bakmadan "Madem sen yemekleri yaptın savcım bende bunları yapayım." deyip kirli olanları yerlerine yerleştirdi elinden dahi almaya çalışmadım bırak yapsın ama yorulmuştu, kafasını kaldırıp bana baktı derin nefes aldım "Seninle kısa bir şey konuşmam gerekiyor." dedim.
Kaşlarını çattı masayı gösterdim "Geri yerlerimize oturalım." ilk ben yürüdüm ve oda karşıma oturdu ellerimi birbirine kenetledim "Kravat iğnesi imzalı Emir bunun ne anlama geldiğini anlamışsındır." dedim kafasını salladı "Evet, sınırlı üretim bu da demek oluyor ki katili daha iyi araştırabiliriz." kafamı salladım "Doğru ayrıca önceden iki şey bulmuştum burada bekle ilki çantamın gözünde alıp geliyorum." hızla oturduğum yerden kalktım.
Odama çıktım çantamı bıraktığım tarafa yürüdüm küçük bölmeyi açtım içinden kağıdı alarak çıkmıştım, tekrar aşağı mutfağa yürüdüm içeri girdiğimde aynı yerinde oturuyordu benim geldiğimi fark ettiğinde kafasını çevirdi ben tam karşısına oturarak "Luka'ya bunu göstermiştim fotoğrafını çekmişti sana göstermiş olmalı ama sen istersen birde orjinal haline bak belki tanıdığın birinin el yazısıdır." dedim ona uzattığım kağıdı aldı "Doğru Luka bana bunu gösterdi hatta bunun hakkında araştırma yapıyorum ancak şu anda bir şey bulamadım." demişti kafamı salladım.
Derin nefes aldım "Ben bir şey daha buldum ve bunun için senin yardımına ihtiyacım var Emir." dedim kafasını kağıttan kaldırarak bana baktı "Nedir savcım?" dedi kadehimi tekrar doldurdum "O gece kameralara plakası olmayan bir araba yakalanmış ve plakayı arka tarafa koyarak az da olsa gözüküyor, araba markası Ford plakası ise 78 ancak bir bir harfinin yarısı gözüküyor O mu yoksa Q mu bunu çözemedim."dedim.
Kadehi tamamen boşalttım konuştuğunda gözlerimi ona sabitledim "Ben bu gece söylerim tüm hurdalığa hatta tüm ülkeye bakarak bulurlar." demişti kafam galiba iyi değildi dönüyordu fazla ve hızlı içmiştim işaret parmağımla "Kısa süreliğine sende dursun Emir, bir şey bulduğunda bana geri verirsin." dedim.
Son kadehide doldurdum, onuda içip bitirmiştim Emir'e baktım "Emir..." geriye yaslandım işaret parmağımı ona doğrulttum gözümü kıstım "...Neden senden." bu sefer parmağımı üç sayısı yaptım "Üç tane var?" Güldüğünü fark ettim göz kapaklarım yarı açık halde ve bulanık görüyordum sesini duydum "Fazla içtin savcım ondan kaynaklı." kafamı yana yatırdım elimi yüzüme koyarak yasladım güldüm "Ben ve sarhoş olmak hahaha çok komik bir şaka." onu izliyordum fazla güzel gözüküyordu gece yarısı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK PARÇALAR |DÜZENLEMEDE|
RomansaVera, adaletin soğuk yüzünü temsil eden bir savcıydı; ancak geceleri, şehrin karanlık sokaklarında, suikastçı olarak başka bir kimliğe bürünürdü. Emir ise, mafyanın acımasız dünyasında kendi krallığını kurmuş bir adamdı. İkisi de, birbirlerinin varl...