Ben mi sevmedim seni? Kalp ancak sözler ve gözlerle ölürdü...
Uzun süre aynı pozisyonda kaldık kafası omzumdaydı kokusu burnumda, kafamı çevirdim sessizce düşüncemi dile getirdim "Saçları geceye benziyor..." demiştim kapı açıldı Luka gelmişti onu izliyordum derin nefes aldım "Geri gitmem gerek." kafasını salladı "Hazırsan seni geri götüreyim." kafasını elimle tuttum uyuyordu yavaşça koltuğun başlığına koydum kabanıma baktım.
Luka'ya döndüm "Hadi gidelim." Luka kabanıma baktı "Kabanını almayacak mısın?" kafamı olumsuz anlamda salladım "Bende bir sürü var bir tanesi eksilse sorun olmaz." demiştim arkamı döndüm. Hızla çıktığımız yereden geri döndük arabaya bindik yolda ilerliyorduk camdan dışarıyı izliyordum "Alkan'a noldu?" Luka normal bir sesle "Onu farklı odaya götürdük durumu iyi." kafamı salladım "Beni neden istediğini biliyor musun peki?" kafamı ona çevirdim o da bana baktı ama tekrar yola döndü "...Lev Kuznetsov öldürülmeden önce ona bir mektup gönderilmiş ama biz gittiğimizde çoktan yakılmıştı." çöp kovasında bulduğum o şeyi Alkan mı yazmıştı? Ne yazdığını hatırlamaya çalıştım "...hep benimdi o bana aitti ben ise..." o anki şokla "Ben yanmış bir parça bulmuştum..." Luka ban baktı "Duruyor mu peki?" kafamı salladım "Evet çantamın içinde." gaza bastı.
Kısa süre içinde eve ulaştık araçtan hızla indik kapıyı açıp içeriye girdim odama çıktım çantamı açtım küçük gözde duruyordu ona uzattım "Buydu benim bulduğum şey." devam ettim "Peki..." Luka kafasını kaldırıp bana baktı "...O mu yazmış?" diye sordum Luka "O yazdımı yazmadımı hala bilmiyoruz." derin nefes aldı cebinden telefonu çıkarttı verdiğim kağıdın fotoğrafını çekti bana baktı "...Teşekkürler savcı." demişti ve evden ayrıldı.
Emir Kuznetsov'un Anlatımıyla...
Kafam omzundaydı zayıftı hemde fazlasıyla Alkan onu benden istediğinde kafayı yiyecektim benim dokunamadığım
kadını istiyordu istesede dokunamazdı dokunmak istese bile Veram buna izin vermezdi ben ona dokunduğumda bir kez yumruk yemiş daha sonra tekme atmıştı gülümsedim.
Kabul etmeliydim iyi dövüşüyordu Alkan onu neden istiyordu bilmiyordum bunun önüne nasıl geçecektim taşındığını duymuştum ya başına bir iş gelirse ne olurdu kafasını çevirdi beni izliyordu fısıltıyla konuştu "Saçları geceye benziyor..." saçlarımın geceye benzediğini söylüyor ama bu mümkün değil,çünkü gece gökyüzü çok güzeldi tıpkı onun gözleri gibi bilmediği tek şey ise benim saçlarım kan kokardı.
Kapı açılma sesi duyuldu Luka gelmişti gideceğini söylüyordu eliyle yüzüme dokundu tıpkı ringde bayılmak üzere olduğum gibi, yavaşça kanepenin başlığına koydu arkasını döndü kabanını almadan çıkmıştı.
Elim yavaşça şortumun cebine gitti fularını çıkardım kaybolduğunu söylemiştim eğer ona geri verseydim onun kokusundan uzak kalırdım kendisi acımasız bir şekilde sınır çizdi yedi yıldır aradığım kadın sürekli yıkılmayan duvarlar örüyordu.
Benim gördüğüm kadın beni görmüyordu aslında görüyordu görmezden geliyordu. Ona dokunmamadan hoşlanmıyordu bunu hangi şerefsiz yaptı ise hangi erkek ona dokunsa geri çekiliyordu.
Uzatılan ele teredütle yaklaşan sana ben nasıl olurda o ellerle seni boğardım... Ben senin kokunu hasretle içime çekiyordum nişanlı olmadığını da öğrenmiştim gülümsedim ama ona sarılan adamı nasıl ortadan kaldırabilirim üzülür müydü acaba?
Kanım ve lanetim duvar örmen önemli değildi ben onları yıkmadan yavaşça geçecektim ve sen bile fark etmeyecektin. Elimde ki fularına baktım ona yenisini almam gerekiyordu ama daha açık renkte olan bir tane olması lazımdı ona koyu renkler yakışmıyordu burnuma yaklaştırdım onun gibi lavanta kokuyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK PARÇALAR |DÜZENLEMEDE|
RomanceVera, adaletin soğuk yüzünü temsil eden bir savcıydı; ancak geceleri, şehrin karanlık sokaklarında, suikastçı olarak başka bir kimliğe bürünürdü. Emir ise, mafyanın acımasız dünyasında kendi krallığını kurmuş bir adamdı. İkisi de, birbirlerinin varl...