Aslında bu bölümü haftaya yayınlamayı planlıyordum ama Suikatçi sırasında 1. Olduğumuz için paylaşma kararı aldım (bunlar hep sizin sayenizde kiraz çiçeklerim🌸🌸)
Ayrıca bu bölümde Vera'nın nasıl kendisi üzerinden oynadığını göreceksiniz...
------------------------------------------
Hayat geri sayım gibi ilerler, zamanın dolduğunda sevdiklerin bile unutur seni.
Emir Kuznetsov'un Anlatımı
Kafayı yiyecektim ellerimin arasından alıp götürdüler, öfkeyle odanın oradan ayrıldım Luka peşimde geliyordu soru sordu"Nereye gidiyorsun Patron?" dişlerimin arasında cevap verdim "Güvenlik odasına." batı tarafına yürüyorduk Luka'ya dönmeden konuştum "Ortadan kaldırılan güvenlikleri yok et!" Luka peşimden ayrılmıştı ona da dersini vermeliydim.
Savcı'nın kolunu sıktığını görmüştüm, kulağına ise bir şey söylemişti boynumu çıtlattım o an Luka'nın kolunu mu kırmalıydım yoksa el parmaklarını mı? Canını yaktıysa eğer iyi bir dersi hak ediyordu. Sırf kendim bile onun canını yaktım diye arabanın camını kırmıştım.
Güvenlik odasına girdim benim girmemle adamlar kalktı beni görmeleriyle hızla eğildiler onlara yürüdüm "Sizin göreviniz ne lan!" seslerini çıkarmıyorlardı birinin yakısını tuttum "Bana bak ve söyle sizin göreviniz ne!" adam kekeleyerek "Pa-patron bi-biz..." yüzüne yumruğu indirdim "Siz ne lan? Ha... basit bir olayı bile takip edemeyecek kadar beceriksizsiniz." belimden silahı çıkardım tetiği çektim ikisininde anında kafasını sıktım.
O anda kapıda birileri belirdi onlara döndüm silahla işaret ederek "Bu iki leşide kaldırın, ayrıca düzgün adamlar bulup bana getireceksin eğer yapmazsan..." yerdeki cesetleri gösterdim "Bunlar gibi hızla ölmezsin ilk önce o dilini keser sonra ölmek için yalvarırsın." kafasını eğdi oradan çıkmak üzereydim ki ona döndüm "Luka söyle Yeraltına gelsin görüşmem gereken bir konu var."arkamı döndüm ve oradan ayrıldım.
Çalışma odama yürüdüm Kanlı Ayın Kelebeğini bulup anında öldürmeliydim ama bunu kısa yoldan yapmacaktım onu yerle bir edecektim eğer Savcının tek saç teline zarar gelirse onun saç teli kadar incelikte olan iple asarım.
Yer altına indim aşağıda maç vardı odamın camından izleyebiliyordum ondan önce kendime Viski doldurdum cama yürüdüm belimdeki silahı çıkardım o sırada Luka geldi "Beni çağırmışsın patron." camdan onu izliyordum sakin olduğunu düşündüğüm sesle "Otur Luka." dedim anında deri koltuğa oturdu Viskiyi kafama diktim ve bardağı fırlattım Luka'ya dönmeden "Savcı'nın kulağına ne söyledin LUKA!"son yerde sesim yüksek çıkmıştı, ama o ise bana cevap vermemişti tam aksine koltuğa daha fazla yayıldı bir anda "Senin söylemediğin şeyleri bizzat ben söyledim Patron!" anında oturdu yere bir mermi sıktım "BENİM SÖYLEYEMEDİĞİM ŞEYLER HA LUKA NE SİKİM DÜŞÜNÜYORSUN!" burnumdan soludum "ONA TEK BİR ZARAR GELİRSE SENİ SORUMLU TUTARIM ÇÜNKÜ GÜVENLİK SENİN İŞİN LUKA." bilerek izin vermiş olamazdı değil mi? Bundan daha öncede saldırıya uğramıştık ama asla bir şey almadan çoktan ölmüşlerdi.
Ona yürüdüm "Burası Yeraltı unutma tek bir sözümle..." alnına silahı dayadım "...bu sen olsan bile Luka... ihanetinin bedeli senin canın olur."silahı alnından çektim ve oradan ayrıldı o çıktığı anda adamlardan biri içeri girdi "Patron büyük bir sorun var." burun kemerimi sıktım bugün sabrım sınanıyordu "Yine ne var?" adam tedirgin bir sesle "Araçlarımız patlatıldı." Kelebek sınırını çok zorluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK PARÇALAR |DÜZENLEMEDE|
RomanceVera, adaletin soğuk yüzünü temsil eden bir savcıydı; ancak geceleri, şehrin karanlık sokaklarında, suikastçı olarak başka bir kimliğe bürünürdü. Emir ise, mafyanın acımasız dünyasında kendi krallığını kurmuş bir adamdı. İkisi de, birbirlerinin varl...