Evet kiraz çiçeklerim🌸🌸 size bu bölümü kısa tutacağımı söylemiştim.
Medyadaki Vera'nın ağlayan gözünün bir referansı sadece.
---------------------------------------
Vera'nın Geçmişinin İlk Bölümü
24 Saat Önce...
Okul bugün bitmişti, okul bittiği için telefonlarımızı dağıtmışlardı yakın arkadaşım bana getirmişti.
Elime aldım ve ekranını açtım tarihe baktığımda 30Aralık'tı...
Bütün okul dağılmıştı ama biz lise son olduğumuz için okul sonunda bile iki saatlik ek derslerimiz vardı.
Nedense içimde bir sıkıntı vardı telefonu cebimden çıkardım ve teyzemi aradım çünkü onlar hastanede Annemin yanındaydı. Telefon uzun süre çaldı bu daha fazla korkmama neden oldu ama sonra telefon açıldı hemen "Teyze" dedim.
Karşıdan normal sesle teyzem "Vera, bir şey mi oldu?" dedi. Derin nefes verdim "Hayır sadece annemi merak ettim." diye söyledim teyzem ise annem yanında olduğundan dolayı mutlu sesiyle "O iyi yakında çıkaracaklarını söylediler." yalandı değilmi çünkü anneme bir ay ömür biçmişlerdi.
Biz ise İstanbul'dan altı gün önce gelmiştik.
2 Yıl Önce
Okulun ikinci yarısı başlamıştı ben ise annemin Kanser olduğunu öğrenmiştim babam olacak karakter yoksunu, annemi bile hastaneye götürmemişti ona "Sen Vera'yla git, benim işim var." demişti galiba ona o zamanlar nefret tohumum ekilmişti.
Annemin ilk önce böbrek rahatsızlığı için gitmiştik, doktor anneme "Daha önce böbrek taşı düşürdünüz mü?" annem anında cevap verdi "Evet, yaklaşık yedi yıl önce." doktor kafasını salladı.
Küçük bir kağıt yazdı ve uzattı "Size daha iyi bir teşhis koymak için Aydan Hanım röntgene göndereceğim, röntgen çekilin ve tekrar gelin." annem sadece "Tamam" dedi.
Odadan çıktık ve röntgen odasına gitmek için aşağıya indik. Danışmana nerde olduğunu sormak için yaklaştım "Affedersiniz, röntgen odası hangi tarafta." danışman ayağa kalktı eliyle işaret ederek "İlk önce şuradan dümdüz ilerleyiniz, sonra ileride iki taraflı yol ayrılıyor sol tarafa dönerseniz zaten üstünde yazdığını göreceksiniz." hafif gülümseyek "Teşekkür ederim." dedim
Anneme sevecen sesle "Anne, şurdan dümdüz yürüyeceğiz. Ve ilk aradan sola döneceğiz üstünde yazıyor." annem sadece kafasını salladı.
Röntgen odasına girdik ve annemin röntgenini çektiler bizde oradan ayrılıp doktorun odasına geri gittik doktor röntgene baktı ve "Aydan Hanım böbreklerinizde bir sorun yok ancak...karaciğerinde lezyonlar gözüküyor." diye söyledi bir dakika lezyon neydi ben soruyu sormadan annem sordu "Onlar ne doktor bey?" doktor anneme "Üzgünüm bunun hakkında bir açıklama yapamam çünkü benim alanıma girmiyor ama genellikle yağlanma diye bilirim." diye söyledi ve biz odadan ayrıldık.
Hastaneden ayrıldık annem bana döndü güler yüzle "Acıktın mı Vera?" o hiç mi merak etmiyordu bende ona güldüm "Acıktım Annem." diye söyledim.
Lokantaya gitmiştik yemeklerimizi sipariş ettik yemekleri beklerken annem "Vera, internetten baksana lezyon ne demekmiş." kafamı salladım "Telefonunu ver bakayım." dedim çünkü benim telefonum yoktu babam hep şöyle diyordu "Bu yaşta telefon mu kullanılır kim bilir kimlerle konuşup başıma iş açacak." derdi.
Onun zihniyeti buydu namus altında konuşurdu ama kendi ailesinin içi daha namussuzdu.
İnternetten lezyonları araştırdım ilk önce doktorun dediği gibi karaciğer yağlanması çıktı ama daha fazla ayrıntıya girdiğimde görmek istemediğim bir hastalık gördüm kanser... olmamasını diledim yalvarırım o hastalık olmasın dedim içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK PARÇALAR |DÜZENLEMEDE|
RomanceVera, adaletin soğuk yüzünü temsil eden bir savcıydı; ancak geceleri, şehrin karanlık sokaklarında, suikastçı olarak başka bir kimliğe bürünürdü. Emir ise, mafyanın acımasız dünyasında kendi krallığını kurmuş bir adamdı. İkisi de, birbirlerinin varl...