Parov Stelar - The Princess
▪︎▪︎▪︎
İnsanlar bir tehlike ile karşılaşınca iki ihtimal açığa çıkıyor. Savaş ya da kaç. Ben hep olmaması gereken üçüncü bir seçeneğin pençesine düşüyordum; donakal.
Giriş kapısına sırtımı dayamış halde, koridorun sonunda gözüken oturma alanına bakakalmıştım. Nefes bile almıyordum.
Her yer toplanmıştı. Ne koltuğun üzerine rastgele atılmış battaniyeler vardı ne de sehpanın üzerinde beni bekleyen bardaklar. Hala elimde duran anahtarın ucunu yumruk yaptığım parmaklarımın arasından çıkarıp, aklıma gelen tek güvenlik önemimi aldım ve sessiz adımlarla evin içinde yürümeye başladım.
Yarım kalan tabloların hepsi özenle üst üste koyulmuş, şövalenin arkasındaki duvara dayanmıştı. Oturma odasına bakan mutfak tertemizdi. Tek bir bulaşık yoktu, tezgah pırıl pırıl parlıyordu.
Yatağım toplanmış, üzerine kusursuz bir şekilde örtü yerleştirilmişti. Örtünün kenarları yatağın köşelerine özenle sıkıştırılmıştı. Tıpkı bir otel odası gibi... Yerde biriken çamaşır yığınları yok olmuştu.
Ne yerde bir toz vardı ne de mobilyalarda. Parçalanmış çerçevenin camları temizlenmiş ve içindeki fotoğraf sehpanın üzerine konmuştu.
Titreyen parmaklarımla fotoğrafı elime aldım. Güzel Sanatlar'a başladığım ilk gün, fakültemin önünde çektirdiğim bir fotoğraftı. Yüzümde kocaman bir gülümseme, kucağımda yanımdan hiç ayırmadığım çizim defterim vardı. Çok mutlu, masum ve hayat dolu gözüküyordum. O gün, bu fotoğraf çekildikten sonra bildiğim hayatım bitmişti. Bir daha asla kendimi bütün hissedemeyecektim.
İçimi kaplayan öfkeyi bastırmaya çalışarak yavaşça fotoğrafın arkasını çevirdim, gördüğüm notla birlikte bedenim buz kesti.
Gülümse, yine.
Fotoğraf titreyen parmaklarımda daha fazla duramadı, yere düştü. Midem bulanıyordu. Görüşüm gittikçe bulanıklaşıyordu.
Yabancı biri evime girmişti.
Bir psikopat benim evime girmişti.
Manyağın biri evime girmişti.Polisi aramak için cebimdeki telefonu çıkardığımda panikle aldığım nefesler ciğerime yetersiz geliyordu. Boğuluyormuş gibi hissediyordum. Yaşlar yanaklarımdan aşağıya akarken perdeyi aralayıp, dışarıda biri olup olmadığına baktım. Yoktu.
▪︎▪︎▪︎
"Yani biri evinize girip her yeri temizledi, öyle mi?"
"Evet." Dedim kaşlarını havaya kaldırıp beni alaycı bir bakışla izleyen polise. "Evin her yerini gezmiş!"
"Ve temizlik yapmış."
"Evet."
"Ancak çalınmış olan hiçbir şey yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amor Fati | +18
General FictionAlya Arıkan, renklere aşık ancak hayata karşı bütün beklentisini kaybetmiş bir kadındır. Giydiği çiçekli elbiselere ve sürekli yüzünde taşıdığı sahte gülümsemelere rağmen, içinde her an her şeyden vazgeçmek üzere olan bir ruhu vardır. Barbaros Dora...