2.4. Eccedentesiast

16.3K 655 235
                                    

Ivo Dimchev - Kill

Ivo Dimchev - Kill

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


▪︎▪︎▪︎

Gözlerimi açtığımda, kendimi arabanın arka koltuğuna baştan sona yayılmış halde buldum. Üzerimde Barbaros'un paltosu, başımın altında da kendi montum duruyordu.

Kokusunu içime çekerken, güven dolu bir huzurla kaplandım.

Gün doğmuştu. Muhtemelen sabahın ilk saatleriydi zira sadece gökyüzüne bakınca bile o keskin sabah soğuğunu hissedebiliyordum.

Gözlerimi çevirip, Barbaros'un yan çehresine baktım.

İfadesizmiş gibi duruyor olsa da, geçirdiğimiz zaman içerisinde bu yüz ifadesinin boş olmadığını çözmüştüm. Aklında bir şeyler dolanıyor olmalıydı. Kaşları hafifçe çatıktı, kıstığı gözlerini yola dikmişti. Dudakları düz bir çizgi halinde uzanıyordu. Ancak o ara ara kastığı çene kemiğinin hareketini varla yok arasında seçebiliyordum.

"Günaydın." Diye seslendim yattığım yerden hiç doğrulmadan.

Sesimi duyduğu o bir saniye içerisinde yüzündeki kasların nasıl yumuşasığını görmek az kalsın gülümsememe sebep olacaktı. Ya da ağlamama... Bilmiyordum.

Bakışlarını kısa bir an yoldan çekip, omzunun üzerinden bana baktı. Sadece... Tebessüm etti.

Gece yaşadığım krizi düşününce kafamı yere gömüp sonsuza kadar oradan çıkmama isteğiyle boğuşuyordum. Sırtımı kaldırıp oturur pozisyona gelene dek doğruldum.

"Hah." Bu yolu tanıyordum. "Neredeyse gelmişiz."

"Hı-hım."

Üzerimdeki paltodan sıyrılıp özenle katlayarak koltuğa yerleştirdim. Bir an bu yaptığımın çocukça oluşundan utanç duyacak gibi olsam da, bacağımı uzatıp ön koltuğa kayarken bunu görmezden gelmeye çalıştım.

Ben kemerimi takarken Barbaros elini uzatıp, birbirine girmiş saçlarımı nazikçe okşadı. "Rahat uyudun mu?"

"Evet." İçim dışıma çıkana dek ağlamıştım. Ardından... Evet. Elbette rahat uyumuştum. Hatta... Bebek gibi uyumuştum.

"Haritadan gideceğimiz yeri açacağım." Telefonumu elime alıp, çocukluğumu geçirdiğim evin adresini girmeye koyulmak için ekranı açtım. Onlarca bildirimle karşılaşınca aptallığım kafama dank etti.

Göksel'e hiçbir şekilde haber vermemiştim ve haklı olarak çıldırmıştı. Defalarca aramış, defalarca mesaj atmıştı. Ancak dikkatimi asıl çeken şey, tanımadığım bir numaradan gelen mesajdı.

"Hangi semt? Semte girdikten sonra tarif edebilirsen... Açmana gerek yok."

Gözlerimi telefondan alıp, Barbaros'a çevirdim. "Oh... Ankara'yı biliyor musun?"

Sadece başını salladı. Barbaros hakkında bilmediğim şeyler listesine bir yenisi daha eklenmişti. Her şey.

'Alya, ben Serdar. Sana ulaşamıyoruz ve açıkçası Barbaros'un sana zarar vermesinden endişe ediyorum. Bize iyi olup olmadığınla ilgili haber ver.'

Amor Fati | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin