Alya Arıkan, renklere aşık ancak hayata karşı bütün beklentisini kaybetmiş bir kadındır. Giydiği çiçekli elbiselere ve sürekli yüzünde taşıdığı sahte gülümsemelere rağmen, içinde her an her şeyden vazgeçmek üzere olan bir ruhu vardır.
Barbaros Dora...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
▪︎▪︎▪︎
Banyonun açık duran kapısından Barbaros'a bakakaldım. Gerçekten adımlarım olduğu yerde kaldı. Bu... Muhteşem bir tablonun karşısında nefesinizin kesildiğini hissettiğiniz anlardan birine benziyordu.
Orada öyle sadece iç çamaşırıyla aynanın karşısına geçmiş, tıraş oluyordu. Çenesini kaldırmış, kıstığı gözlerini aynaya odaklamış halde jileti boynunda gezdiriyordu.
Gördüğüm manzaranın olağan olduğunun bilincindeydim. Sadece tıraş olan bir erkekti, o kadar. Ancak asla sadece o kadar hissettirmiyordu.
Kolunun her hareketinde gerilen omuzları, lavabo tezgahına dokunmak üzere duran kasıkları... Esmer teni banyonun sıcak ışığının altında aklımı başımdan alacak kadar güzel gözüküyordu.
Hah. Bir insanın ayaklarına dahi sevgi beslenebileceğini tahmin etmezdim. Ayak bileğindeki eklem kemikleri bile gözüme kusursuz geliyordu.
Onu gerçekten uzun süre incelemiş olmalıyım ki, jiletini suya tutarken başını yavaşça bana çevirdi. Gözlerinin kısılmasına sebep olan bir tebessüm verip tekrar önüne döndüğünde ayaklarım çoktan ona doğru hareketlenmişti bile.
"Ben yapabilir miyim?" Sesim küçük, şımarık bir kız çocuğu gibi incelmişti ve bunu gerçekten bilinçli yapmamıştım.
Yanına sokulup ayak parmaklarımın ucuna kalkarak çenemi omzunun üzerine yaslamaya çalıştım ancak yetişemediğim için koluna dayamak zorunda kaldım.
Hiçbir şey söylemeden suda temizlediği jileti bana doğru uzattı. Eğer utanmasam zıplayarak sevinirdim. Jileti elinden hızla kapıp, tezgahla arasına girdim.
Ellerini belimin iki kenarına koyup beni tezgaha oturttuğunda ağzımdan küçük bir kahkaha çıkmıştı.
"Seni mutlu etmenin bu kadar kolay olması..." Dedi bacaklarımın arasına bedenini yerleştirirken. "Muhteşem."
"Sadece senin için kolay." Jileti usulca boynuna götürüp, başını geriye doğru attığı an köpüklü yerlerin üzerinden geçmeye başladım. "Bence diğer insanlar beni katlanılmaz buluyordur."
"Diğer insanların ne düşündüğünü umursamak için fazla özelsin, Alya." Yutkunduğu için hareketlenen adem elmasını görünce sanki cildini kesecekmişim gibi jileti uzaklaştırdım. "Buna benzer bir şey dediğini duyacak olursam, hakikaten kızacağım."
Gözlerimi devirdim. Barbaros göz devirmeme kaşlarını kaldırarak tepki verdi. "Bana göz devirme, kadın."
"Bu ne yahu?" Arkamdaki musluğa uzanıp jileti suyun altına tuttum. "Alya şunu yapma, Alya bunu yapma."
Jileti tekrar boynuna götürdüm. "Ayrıca elinde kesici alet olan benim. Unutuyorsun bence."
Göğsünün titremesine sebep olacak kısa, sessiz bir kahkaha attı. "Serseri seni."