2.6. Redamancy (+18)

32.8K 749 286
                                    

Nemra - Hmm...

▪︎▪︎▪︎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

▪︎▪︎▪︎

Gözlerimi açtığımda Barbaros'un kollarının arasındaydım. Sırtımda hissettiğim düzenli nefeslerle inip kalkan göğsü bir ninni gibi beni sakinleştirdi. Yüzünü saçlarımın arasına gömmüş, derin bir uykunun ortasındaydı.

Kollarının arasından yavaşça sıyrılıp çıkarken uyanacağına çok emindim ancak hayır, uyanmadı. Sessizce yataktan kalkıp ayaklarımı yere bastım. Bakışlarımı hala yatakta huzurlu uykusuna devam eden Barbaros'a çevirince, bunca zamandır ilk kez onu uyuyorken gördüğümü fark ettim.

Ben her uyandığımda, ya zaten çoktan uyanmış olurdu ya da benimle aynı anda uyanırdı. Yatakta sadece hareket etmem bile gözlerini açmasına sebep olurdu.

Birkaç kez tek gözü açık uyuduğuyla ilgili ona takılmıştım. Şimdi bakınca, sanırım haklı olabilirdim. Çocukluğunu yetimhanede geçirip ardından bu... pis işlere bulaşınca... Bütün uykularının tilki uykulardan ibaret olması beklenmedik değildi. Sanırım.

Neredeyse yatağı bütünüyle kaplayan boyuna ve hiçbir şeyden habersiz yüzüne bakınca onu ilk kez uyuyorken görmüş olduğumun farkındalığını tekrar kazandım. Uyuyan insanların masum gözükmesi gerekirdi.

Barbaros bu haliyle bile masum olmaktan çok uzaktaydı; uyuyorken bile... Yüzü ciddiydi.

Yastığa dağılmış saçlarını öpüp onu uyandırma riskine girmek istemediğim için sessiz olmaya gayret ederek odadan çıktım.

Beni koridorda, mutfakta çalışan buzdolabının sesi karşıladı. Küçük adımlarla mutfağa ilerleyip, camekanla kapatılmış geniş balkona çıktım. Balkondan sitenin bahçesi ve hemen yandaki sokak gözüküyordu.

Balkondaki küçük koltuğa oturup, örtüyü omuzlarıma sererken bu tanıdık manzarayı tekrar zihnime kazımak için bütün dikkatimi verdim.

Sitenin içindeki ağaçlar hatırladığımdan daha büyüktü. Şu an yaprak dökmüş olmalarına rağmen bunu rahatlıkla ayırt edebiliyordum. Tabii, nostaljik duygudan olsa gerek, site biraz ölmüş gibi hissettiriyordu. Eskisi kadar renkli, canlı ya da... Ev gibi değildi. Öyle ki, yürüme yolundaki taşları değiştirmiş olmalarına bir anda çok öfkelenmiştim.

Uzanıp camlardan birini hafifçe araladım. Duyduğumu zannettiğim kuş seslerini daha net almaya başlayınca yüzüme bir gülümseme oturdu. İzmir'de bu kuşlardan yoktu. Ne cins olduklarını ya da neye benzediklerini bile bilmiyordum. Sadece güneş doğmadan önce seslerini duyardım. O kadar keskin, temiz ve büyüleyici ötüyorlardı ki, gerçekten birkaç tane kuşu dinlemekten ziyade, bir ses kaydını dinliyor gibi hissettiriyorlardı.

Nasıl öttüklerini ilk duyduğumda aklımı kaybettiğimi sanmıştım. Daha önce hiç duymamıştım ve şehrin ortasında böylesi bir şeyi duymayı hiç beklemiyordum. Sonradan fark etmiştim, sadece sabaha karşı ötüyorlardı. Uyuyamadığım geceler olmasa, o kuşların varlıklarını bile bilmeden yaşayıp gidecektim.

Amor Fati | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin