Alya Arıkan, renklere aşık ancak hayata karşı bütün beklentisini kaybetmiş bir kadındır. Giydiği çiçekli elbiselere ve sürekli yüzünde taşıdığı sahte gülümsemelere rağmen, içinde her an her şeyden vazgeçmek üzere olan bir ruhu vardır.
Barbaros Dora...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
▪︎▪︎▪︎
Ben aptal bir adam değildim.
Biliyordum.
Yalnızca dile getirecek cesaretim yoktu. Sanki... Ağzımı açıp bunu sesli bir şekilde ifade edersem bütün büyüyü bozup yerle bir edecektim ve...
Yanılma ihtimalimi görmezden gelmeyi seçmek çok daha kolaydı. Yalnızca gerçeğin kendi kendine açığa çıkmasını beklemek... Çok daha kolaydı.
Alya, her bir zerresini, bütün hayatım bundan ibaretmiş gibi ezbere bildiğim ve bütünüyle tapındığım kadının bedenindeki değişiklikleri görmeyecek kadar ahmak bir adam, hiç değilim.
Ancak belli ki zannettiğimin aksine, korkak bir adamım.
Zira...
Hayır.
Bunu zihnimin içinde bile makul bir cümle haline getirecek cesaretim yok, Alya. Nitekim şu an bunun hiç sırası değil.
Hiç.
Ensemde soğuk metalini hissettiğim namlu sayısı gün geçtikçe artıyor ve ben kalkıp bununla ilgilenmek yerine çok başka meselelerin derdine düşüyorum.
Beni yanlış anlama, bu bir yakınma değil. Aksine, hiç olmadığım kadar memnunum. Hak etmediğime emin olduğum bir hayatı bana ellerinle sundun; tek derdim bu hayatın kıymetini bilip, doya doya yaşamak.
Ancak gel gelelim... Geçmişte kaldığı için geçmiş, geçmiyor. Ben nereye gidersem bir gölge gibi peşimde dolaşan benliğimin hayaletinden kurtulabilmiş değilim.
Kim kurtulmuş ki?
Geçmişinden kaçabileceğini zanneden çok adam tanıdım. Her biri, bir başkasının hikayesini defalarca dinlemiş olsa bile bu umuda sarılmadan edemedi. Herkes kendini farklı zanneder esasen. Buna ben de dahilim.
Hala da bu umuttan kopmuş değilim zira elimde başka bir çıkış yolu yok. Bazen kendimi suçluyorum, bunu reddedemem. Geçmiş sandığım bizzat şimdimden ibaret olmaya devam ettikçe değişimi arzu etmek pek bir ahmakça.
Ben bazı insanların yalnız yaşaması gerektiğine hep kalpten inandım, Alya. Bazı insanlar başkalarıyla bir hayat kurmak için yeterli değildir, içlerindeki pislik sırf başkalarına da bulaşmasın diye kimseye dokunmadan... Hele hele kalplerine sokulmadan göçüp gitmeleri gerekir. Mezara girmeden evvel gömülmek yalnızca bu adamlara mahsustur ve öyle de kalmalıdır.
Yaşam nefes almaktan ibaret değildir ve... Kimisi yaşamaya değmez.
Sana anlatmaktan bilhassa kaçındığım ve muhtemelen aldığım son nefese dek itinayla aynı tepkiyle yaklaşacağım geçmişim, zannettiğim kadar hızlı bir şekilde toprağın altına gömülmüyor.