1.2. Şüphe

19.2K 582 221
                                    

Jonny T, Foreign Figures - Silver Screen

There's just no escape.
It's a perfect day.
Yeah, everyone's after me.

▪︎▪︎▪︎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


▪︎▪︎▪︎

Topuklu ayakkabılarımın içinde rahatsızca kıpırdadım.

"Bir sorun mu var?"

"Hayır, hayır." Hafifçe kafamı eğip ayaklarıma baktım. "Sadece... Sence çok mu abartılı oldu?"

Gözlerini yoldan kısa süreliğine ayırıp, kaşlarını söylediğime anlam verememiş gibi çattı. "Kusursuz gözüküyorsun, Alya."

Yanaklarımın yandığını hissettim. Abartılı olmadığımın farkındaydım, Göksel'in gideceğimizi söylediği yerin ismini öğrendikten sonra gizlice internette araştırmıştım. Daha önce gitmediğim tarzda, epey şık bir yerdi. Yani... Abartılı değildim. Hatta oldukça sadeydim.

Ancak bir türlü kendimi rahat hissedemiyordum. Sanki giydiğim ayakkabıya da, kıyafete de ait değilmişim ve gören herkes bunun farkına varacakmış gibi geliyordu. Ama en çok, Barbaros'un bunu fark etmesinden ürküyordum.

Topuklu ayakkabıları çok severdim, gerçekten severdim. Ne yazık ki herhangi bir topuklu ayakkabıyı bir saatten daha uzun süre giydiğim an ayaklarım şişiveriyordu. Ve sanki bu utanılacak bir sırmış gibi saklamak istiyordum. Eve gidince ayakkabılardan kurtulmuş olmama rağmen yarım saat boyunca ayağımın üzerinde şeritlerin izleri kalacaktı, şimdiden bunu nasıl saklayabileceğimin derdine düşmüştüm.

"Bir sorun olmadığına emin misin?" Sesine döndüğümde gözlerinin üzerimde olduğunu fark ettim.

"Evet, kesinlikle." Arkama yaslandım ve yolu izlemeye koyuldum.

Pekala, heyecanlı olduğumu reddedemezdim. Barbaros ile ilk kez başka insanların da olduğu bir randevuya gidiyorduk. Bu, aramızdaki ilişki hakkında bazı mesajlar veriyor olmalıydı. En azından, benden biraz bile hoşlanmamış olsaydı bu randevuya çıkmazdık... Sanırım.

Deniz kenarında, epey şık olduğunu daha şimdiden haykıran bir restoranın önünde yavaşlayınca bize doğru yaklaşan valeyi büyük bir dikkatle seyrettim. Apar topar gelip inmem için kapıyı açtı, eteğimin beni hayal kırıklığına uğratmamasını umarak arabadan indim ve kaldırımın üzerinde Barbaros'u beklemek için durdum.

Barbaros, arabanın hemen önünde valeye anahtarını verirken yavaşça kafasını adama doğru yaklaştırıp ciddi bir yüz ifadesi ve kısık sesle bir şeyler söyledi. Yakalayabildiğim tek şey, "...hiç hoşlanmam." kısmı olmuştu.

Valenin kafasını sallayıp, gerilen surat ifadesini saklamaya çalışarak arabaya doğru ilerlemesini seyrettim.

"Şimdi ben sana aynı soruyu soracağım, bir sorun mu var?" Diye sordum. Başını olumsuz anlamda sallarken yüzündeki ciddi ifadeyi silmeye çalıştı.

Amor Fati | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin