6.2. Tacenda

4.3K 526 253
                                    

My Morning Jacket - Dodante

My Morning Jacket - Dodante

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

▪︎▪︎▪︎

Serindi. Kollarımda hafif bir ürperme ve bedenimde tarifsiz bir uyuşma vardı. Zihnimin pek berrak olduğunu söyleyemezdim.

'Ne olur, gözlerini aç! Barbaros, beni duyuyor musun?' Yanaklarını avuçlayıp hafifçe aralanmış dudaklarının kıpırdamasını bekledim. 'Barbaros, uyan!'

Her şey silik silikti. Korkunç bir kabusun ardında bıraktığı kadar az detay vardı ve gerçeklik algım epey hırpalanmıştı.

Gözlerimi araladığımda boş bir duvarla karşılaştım. Bakışlarım önce duvarın altındaki tahta paneli, ardından odanın geri kalanını dolaştı. Parmaklarımı oynatma çabam yalnızca basit bir istekten öteye gidemiyordu, uyku felci geçirmişim gibi, gözlerim dışında hiçbir yerimi hareket ettiremiyordum.

Odanın sağ tarafındaki büyük camdan dışarısına baktığımda neredeyse akşam olduğunu fark ettim. Ya da belki güneş doğuyordu ancak... Buna pek ihtimal vermiyordum. Batıyor olmalıydı.

Öyle... Garip hissediyordum ki. Zihnim bir sisle kaplanmış ve bu sis bana huzur veriyormuş gibi, sakindim.

Gerçek olamayacak kadar sakindim ve tam da bu sebeple bu sakinliğimi sorgulayamaz haldeydim.

Gözlerimi biraz daha yukarı kaydırıp, camın ilerisindeki duvara yaslanmış ikili koltukta oturan kadına baktım. Öne doğru eğilmiş, bütün dikkatini elindeki telefona vermişti. Siyah, gür saçları yüzünün tamamını gölgede bırakıyordu.

Odadaki tek ses, yatağın karşısındaki duvarda asılı olan televizyondan gelen oldukça kısık sesli akşam haberlerine aitti. Ve nedense bu bile bana gerçek dışı hissettirmişti.

Konuşmak için kurumuş dudaklarımı araladığımda, kelimenin tam anlamıyla dilimin damağıma yapıştığını fark ettim. Boğazım o kadar acıyordu ki, farkında bile olmadan elimi boynuma götürdüğümde, elimin üzerine bağlı olan serumu fark ettim.

Gözlerim bomboş bir halde tenime bantla tutturulmuş plastiği inceledi. Varlığını görene dek hiçbir şey hissetmemiştim ancak şimdi... Sanki damarımın içindeki esnek boruyu dahi hissedebiliyordum. Elbette... Tepki verecek kadar değildi. Ya da onun neden orada olduğunu sorgulayacak kadar... Değildi.

Yaşanan her şeyin gerçek olduğunu hatırlatan izler avucumun içini sarmalamıştı. Küçük küçük kesikler, hala kabuk tutmamış ancak temizlenmiş yaralar vardı.

Ve yüzük.

Birkaç kez daha yutkunmaya çalışıp, neden boğazımın böyle acıdığını pek de üzerinde durmadan düşündüm. Bütün bu süreç bir saniye kadar sürdü, zira önemli hissettirmedi.

'Ne olur, bana yardım et!' Barbaros'un bedenini çekiştirerek omuzlarının altından tuttum. 'Ne olur kalkmaya çalış!'

"Barbaros nerede?"

Amor Fati | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin