Bölüm 42

177 11 2
                                    

"Asil bugün yüzük atmazsa daha da atmaz. Hadi bakalım."

Bir kez daha nişanlım tarafından kolumdan tutulup çekildiğimde Feride kadını yerden kaldırıyordu ki kadın "bırak be!" diyerek onu itmişti. Bir kez daha ona yönelecekken Asil beni sert bir şekilde çekip "dur artık Zühre" dedi uyarıcı bir şekilde. Feride'de Yakut'u çekiştirip "sakin olun. Lütfen ya!" diyerek korku dolu ifadesiyle bize bakıyordu. Kadın bina bahçesine açılan demir kapıyı açıp "sizi şikâyet edeceğim! Görürsünüz! Uğraşacağım sizinle! Darp raporu alacağım!" diyerek parmak sallarken Yakut "ağzın hala laf yaptığına göre etkili olmamışız demek ki! Gel bir tur daha yoralım seni!" deyince Feride resmen vantuz gibi boynuna yapışmıştı.

"Siz ne manyak bir ikilisiniz ulan? Küçük eşkıyalar! Rahat durun!"

Tam bir anne gibi sinirlenmişti. Derin nefesler alırken hala kolumu tutan Asil'e döndü bakışlarım. Çenesi gergindi. Sinirlenmiş miydi o? Eğer öyleyse, hala öfkeliyken bir tur da onunla kavga edebilirdim yani. Olayın başını duymamıştı o. İçim soğumuyordu bir türlü. Ne kadar kolaydı insanlar hakkında ileri geri konuşmak. Eve asker atıp bir de Afife'nin torunuyla kırıştıran kız olarak mı biliniyordum yani mahallede? Yeniden öfkeyle doluyordu içim. Evini başına yıkabilecek kadar öfkeliydim.

Kolumu hırsla çekip "tamam bırak sakinim" dediğimde elleri anında gevşemişti. Bizim binadakilerin ne zaman aşağı doluştuğunu bile bilmiyordum. Etrafımı sarıp "kız ne oldu öyle?" tarzı meraklı sorularına maruz kalınca görmüştüm herkesi. Yakut sinirle "Zühre'ye yaptığı iğrenç imaları duysaydınız, az bile yaptınız derdiniz. Geri zekalı kadın ya! Dedikoducu manyak!" dedi açıklamak adına. Herkes bir şeyler soruyordu. Öyle öfkeliydim ki hepsine Yakut cevap veriyordu.

Göksu aradan çıkıp "yani bu mahallede doğup büyüdüm ama bir kişi de hakkımda kötü konuşmamıştır. Siz geleli daha bir sene olmadı. İnsanlar neden size iftira atsın?" dediğinde Şenay ablaya olan saygımı da bir kenara bırakıp "şu öfkeyle seni de araya alırım Göksu! O laflarına dikkat et! Geldiğimden beri sana katlanıyorum Şenay ablanın hatırına zaten! Bitmedi kuyruk acın bir türlü! Nişanlandık biz! Uyan o rüyadan sen akıl sağlığın için!" dedim üstüne yürüyerek. Artık kimse umurumda değildi. Asil daha rezil bir anımı göremezdi sanırım.

"Zühre lütfen dur artık."

Beni bir kez daha yanına çektiğinde gözlerim ona ulaşmıştı. Öfkeli bakıyordu ama bunun bana olmadığını anlayabiliyordum. Bana ulaşan keskin bakışlarına anında merhamet doluyordu çünkü. Yakut kadınlara anlatırken kadının bana söylediği sözleri duymuştu. Bana sinirlenmesi için hiçbir sebep yoktu. O zaman neden ağlayacakmış gibi hissediyordum?

"Ben yanlış bir şey yapmadım" dedim titreyen sesimle. Etraf çok kalabalıktı ama bedenlerinin varlığı dışında hiçbir anlamı yoktu çoğunun. Yakut beni anlardı. Yanlış yapsam da yanımda olurdu. Feride bana güvenirdi. Bir bildiğim olduğunu bilirdi. Ama o... En çok onun bana inanmasını istemem yanlış mıydı? Nişanlandığım adam benim en çirkef halime tanıklık etmişti. Bunun utancı öfkem geçtikçe gelse de haklı olduğumu söylemeden bilsin istemiştim. Biliyordu da.

"Seni yerdeki karıncaya karşı bile savunurum Zühre. Ama bana izin vermelisin. Sakin olmanı istediğimde polisi aramak isteyen iki kişiyi ikna ettim. Sonunu düşünmüyorsun öfkeliyken. O kadının ahlaksız laflarıyla ilgileneceğim. Hatta bundan sonra Demir'in arabası, Yakut'un arabası ve senin araban burada kalacak. O kadın veya herhangi biri tek laf edemeyecek. Bana güvenmeni istiyorum. Sen ne yaptıysan haklısındır. Aksini düşünmem."

Artık güçlü durmam gerekmiyordu. O vardı. Bunu iliklerime kadar hissettirmişti. Benim için yeterliydi. Düşen omuzlarım ve çatılmaktan dolayı ağrıdığı için serbest bıraktığım kaşlarımla duruyordum karşısında. Yakut sertçe bana sarılıp "o lafları edeceğini bilsem seni çağırmazdım canım arkadaşım benim. Senin arabana laf ettiği için arayayım duysun dedim. Belki tanıyorsundur diye düşündüm. Özür dilerim duydukların için" dediğinde "saçmalama Yakut. Tabi ki de beni arayacaksın. İyi de oldu. Lise yıllarımızı yâd ettik" dedim gülerek. Ortam yumuşasın istemiştim.

A.K.A.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin