Bu hikaye +18 öğeler içermektedir!
Genç iş adamı Hwang Hyunjin büyük malikanesinde kişisel hizmetçilik yapacak birini aramaktadır. Mülakata gelenler arasında geçen hafta gece kulübünde seviştiği çocuğu görünce şok olur.
"Demek bana yalan söyledin Le...
Mini elbiseyi giyerken sırtımdaki bağları sıkmaya çalışıyordum. "İşi bırakmalı mıyım?"
Siyah dizüstü çorapları ve saten eldivenlerimi giydikten sonra aynanın karşısına geçtim. "Oha..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu çok utanç vericiydi. Çorapla etek ucu ucuna denkleşmişti. Tenimi anca saklamıştı.
Altta tanga olduğu için en ufak hareketimde kalçalarım görünürdü... Gerçekten önceki hizmetçiler de bu kıyafetten mi giyiyordu?
Başıma siyah beyaz bandajı da bağladıktan sonra öndeki saçlarımı düzgünce taradım. Makyajımı tazeledim. "Hazırım..."
💎💎💎
Merdivenin başındayken aşağıya baktım. Hyunjin kanepede bacak bacak üstüne atmış, rahatça oturuyordu. Sesimi temizlememle olduğum yere döndü. "Gel bakalım."
Elimle eteğimin altını örterek yavaş yavaş aşağıya indim. Üst kısmı biraz bol olmuştu, bağları tam yapamamıştım. Merdivenin sonuna geldiğimde vücudumu baştan aşağıya süzdü ve eliyle beni yanına çağırdı.
Ona yaklaştığım sırada başını yukarı kaldırıp yüzüme baktı. "Eğil."
Gözlerine bakarak dizlerimin üstüne çöktüm. Gülüp "Öyle değil, arkanı dön." dedi.
Başımla onayladıktan sonra arkamı dönüp tam önüne diz çöktüm. Sırtımda hissettiğim ellerle bağları düzeltmesi bir oldu.
"Teşekkür ederim- Ah..."
Sertçe kendine çekti. İşte şimdi elbise üstüme tam oturmuştu. Ama biraz fazla sıkıydı, zar zor nefes alıyordum. "Bugünlük ben yapıyorum ama bundan sonra kendin bağlamayı öğren, Yongbok."
"Peki efendim..."
Saçlarımı okşayınca kalkmamı istedi. Yerimden doğrulup elbisemi aşağı çekiştirdim. İyice sıktığı için eteğim daha da yukarı kalkmıştı. Artık çoraplar bacağımı tamamen kapatamıyordu.
O aşağıya bakarken ben de eteği çekiştirip kalçalarımı örtmeye çalışıyordum. Utançtan yanaklarım kızarmıştı.
"Böyle temas kurmak zorunda mıyız?" dedim kısık bir sesle.
"Tamamen keyfime bağlı. Rahatsız oluyorsan istifanı verebilirsin." derken tam bir piç olduğunu düşündüm. Ama yine de sesimi çıkarmayacaktım, Hyunjin'in dokunuşları beni rahatsız etmiyordu.
"Neden makyaj yaptın?" derken ayağa kalktı.
"Daha güzel görünebilmek için." dememle sırıttı ve bir adım daha yaklaşıp saçlarımı tekrar sevdi. "Aferin, Yongbok."
Yutkunup şu suratı izledim. Bana kendi malıymış gibi davranıyordu. Öyle de olmuştum gerçi... Ezik gibi hissettim.
"Birazdan işe gitmeliyim. Yatak odamın banyosunu temizle."
"Peki efendim..."
Elini saçlarımdan indirirken elbiseme de varla yok arası dokundu. Hyunjin böyle hareketler yaptıkça alt kısmım gıdıklanıyordu ama hiçbir şey düşünmemeye çalışıyordum.
💎💎💎
İş için evden ayrıldıktan sonra tek başıma kalınca kendimi direkt kanepeye attım. "Ah... Bu kıyafetlerle onun yanında nasıl eğilip kalkacağım?"
Hazır o yokken işleri hızlandırmaya karar verdim. Yukarı çıkıp siyah kapılı odasına girdim.
Burası yoğun bir şekilde Hyunjin kokuyordu. Bir süre etrafta dolaşıp havayı içime çektim. "Bu bana o geceyi hatırlatıyor..."
Banyoyu topladım. Kirli çamaşır sepetini boşaltıp makinenin önüne eğildim. "Bir dakika... Bu partideki gömleği."
Üstüne baktığımda kurumuş sıvımı gördüm. Kanım ve düşüncelerim o geceki anlarla doldu. "Hyunjin..."
Diz çöktüğüm yerde elim penisime gitti. Beni becerdiğini hayal ederek okşamaya başladım. "Mmh... Yine istiyorum..."
Tangamı aşağıya çekip penisimi tenimle okşamak istedim. Zaten şimdi gelmezdi.
"Hadi..." Bu şekilde rahat değildim. Yavaşça doğrulup yatak odasına döndüm. Kokusu yoğunlaştıkça alt tarafım daha da yanıyordu.
Bir yastığını burnuma ve dudaklarıma bastırıp kokusunu içime çektim. Bu şekilde penisimi okşamaya devam ettim. "Mmh..."
Beni bir daha becermeyecekti zaten. O anları unutmamak için her detayı tekrar hatırlamaya çalıştım.
Hızlı hızlı okşarken büyük penisinin tamamını duvarlarıma nasıl sürttüğünü hayal ettim. Gözlerim kapanınca vücudum titredi. "Ahh..."
Yatağına boşalmıştım. Artık çarşafı da değiştirmem gerekiyordu.
Bir süre sonra kendime gelince kalkıp tangamı geri giydim. Eteğimi ve kıyafetlerimi düzelttim.
Kirli çamaşırları makineye attım. Çarşafları da temizleriyle değiştirip bir program daha başlattım.
Banyo tertemiz olunca odasını da üstten topladım. Çok kurcalasam kızardı.
Yatağın yastıklarını düzelttikten sonra odadan çıktım, aşağıya geldim. Akşam yemeğini hazırlamalıydım.
Yemekleri ocağa koyup pişmesini beklerken üşüdüğümü fark ettim. Odamdan bol hırkamı alıp sımsıkı sarıldım. Sonunda kalçam örtünmüştü.
"Oh be... Kıyafet neyse de, iç çamaşırıma niye karışıyor? Ayrıca kaç beden giydiğimi nereden biliyor?"
💎💎💎
Akşama doğru zilin çalmasıyla hevesle kapıyı açtım. "Hoş geldiniz efendim!"
Kıyafetimi görünce hiçbir şey demeden içeri geldi. Üzerime yürüyüp hırkamı çıkardı.
"Neler oluyor?"
"İş kuralları konusunda titiz olduğumu söylemiştim Yongbok. Üzerinde önlüğün dışında bir şey görmek istemiyorum."
"Ama üşüyorum..." derken sesim titrediği için gözlerime baktı. Ben zaten bir süredir onun iri gözlerinde kaybolmuştum.
İç çekip bileğimi tuttu ve beni bodrum kata sürükledi. "Gün içinde üşürsen ev ısısının ayarlarını buradan değiştirebilirsin. Bu tuşa basınca artıyor, bak."
Tuşa değil, beni tutan ele bakıyordum. "Peki efendim... Teşekkür ederim."
Çenemi tutup ayarları gösterdi. "Buraya bak buraya."
Başımla onaylayınca güldü ve elini çenemden çekti. "Ne yemek yaptın?"
"Bulgogi. Yanında kimchi ve pilav. İsterseniz Baekseju da var."
Saçlarımı okşayarak "Güzel. Gidip bir şeyler yiyelim." dedi.
Mutfaktaki masaya oturup beni izledi. Bu sırada sofrayı kuruyordum. "Kendine neden tabak koymuyorsun?"
"Sizinle yiyemem ki."
"Neden?" demesine cevap veremedim. Gülümseyip tezgaha geri döndüm.
Tabağa kimchileri aldıktan sonra masaya koyarken "Acıkmadın mı? Belli ki sabahtan beri hiçbir şey yememişsin." dedi.
"Acıkmadım-" Karnım guruldadı. Bu çok utanç vericiydi.
Sesi duyunca güldü ve "Bir tabak daha çıkar. Benimle ye." dedi.
