26. Güç

3.5K 296 256
                                    

-Felix'in ağzından-

Sonunda o çok merak ettiğim şeyi sorabilirdim. "Hyunjin, bana ailenden bahseder misin?"

Derin bir iç çekip arkasına yaslandı. Kahvesini uzattıktan sonra ben de sırtımı kanepeye verip hafifçe ona döndüm.

"Annem babam şirket çıkarları için aileleri tarafından zorla evlendirilmiş. Zamanla birbirlerine aşık olmuşlar. 98'de ben doğmuşum."

Biraz yanına yaklaşıp yanağını sevdim. Hyunjin'in bebekliğini düşününce bile içime şirinlik doluyordu.

Kahvesinden birkaç yudum aldıktan sonra sehpaya koyup geri yaslandı, düşüncelere daldı.

"Okul başlayana kadar her şey çok huzurluydu. Mutlu bir aileydik. Aslında aile de denemezdi, bana dadı tutmuşlardı. Onunla güzel güzel geçiniyordum."

"Okul başlayınca çok egoist olduğum için sınıftaki çocuklarla sürekli kavga ederdim. Öğretmenim de bana ceza verirdi. Epey şımarıktım, kabul ediyorum..." deyince güldü. Onu öyle düşününce benim de gülesim geldi.

"2. sınıftan itibaren babam her ceza aldığımda evde bana şiddet uyguluyordu. Başta sadece kulağımı çekerdi, zamanla bunlar değişti ve tokat atmaya başladı. İlkokuldan sonraki yıllarda ise direkt döverdi."

Hemen bardağımı kenara alıp yanına tıkıştım ve koluna sarıldım. Başımı omzuna yaslayarak onu dinlemeye devam ettim.

"Bir süre sonra okulda sessiz olmayı seçtim. Ama babam durmadı, onun için cezanın sadece bahane olduğunu o zaman anladım. Bir şey yapmasam da canı sıkıldıkça beni dövüyordu. Bense sadece ağlıyordum."

Bunu duyunca ona çaktırmadan ben de ağlamaya başlamıştım. Nefeslerimi kontrol etmeye çalıştığım için yüzüm sıcacık olmuştu. Gömleğinin üstünden koluna uzun bir öpücük bıraktıktan sonra başımı geri yasladım.

"O bana şiddetle yaklaştıkça ben çocuk aklımla daha da agresifleşyordum. Okuldaki her günüm kavgayla geçti. Evde de buna paralel olarak kavgalar arttı. Annem kenarda oturup bizi izlerdi, babamdan korktuğu için hiçbir şey yapmazdı. İşte bu yüzden ikisinden de nefret ediyorum."

Elimin tersiyle gözyaşlarımı silip başımı kaldırdım. Hyunjin'e baktığımda onun da yanakları ıslanmıştı ama bana hiç belli etmemişti...

Yüzünü böyle görünce tekrar ağlamaya başladım ve üstüne atladım. Birbirimize sımsıkı sarıldık. "Çocuk Hyunjin de çok güçlüymüş..."

"Hıhım... ve çok yaramazdım. Bunu kabul ediyorum." deyince ağlarken gülmeye başladık.

"Şu an okul arkadaşlarımla tekrar karşılaşma şansım olsa hepsinden özür dilerdim. Ama onlar da bana çok sataşırdı tch tch tch..."

Biraz daha sakinleşip kendimize gelince konuşmaya devam ettik.
"Kardeşin yok mu?"

"Yok. Keşke olsaydı da bu şirketin başına beni almasalardı. Yemin ederim hiçbir mal mülk umrumda değil, sadece hepsini ona devretmelerini isterdim. Reşit olduğumdan beri bilmediğim bir sürü kağıt imzalattılar bana Felix. Sürekli emrivaki bir şekilde iş yaptırıyorlar. 18 yaşındayken çok safmışım."

Bana her şeyi böyle detaylıca anlatınca eksik parçalar yerine oturmuş gibi hissettim. Hyunjin beni ve çevremi tanıyordu. Benim de onun arkadaşları ve ailesi hakkında artık bir fikrim vardı. Bu konuşmayla rahatlamıştım.



💎💎💎


Ertesi sabah güzelce giyinip hazırlandık. Anne babası havaalanından buraya gelip önce Hyunjin'i görecekti.

Zil çalınca aşağıya indim. Kapıyı açtığımda şık giyimli çiftle karşılaştım. "Hoş geldiniz efendim."

"Hyunjin nerede?"

"İçeride, buyrun lütfen."

Hyunjin onlar salona girerken oturduğu yerden hiç kalkmadı, bacak bacak üstüne atmıştı. "Ne istiyorsunuz?"

"Tavırlara bak. Bay Kang nerede? Adama istifa mı ettirdin sonunda?"

"Adam ailesiyle barışmış anne, yurt dışına gitti. Vedalaşırken bile çok yardımcı oldu. Pozisyonuna mükemmel biri buldu." derken onlara değil, önüne bakıyordu.

Annesi bana dönüp baştan aşağıya süzdü. "Bu zayıf çocuk mu mükemmel hizmetçin?"

Hyunjin iç çekip ayağa kalktıktan sonra tam yanıma geldi, gözlerini ikisine dikti. "Özel hayatımla ilgili hiçbir soruyu cevaplamayacağım. Ne istiyorsunuz dedim."

Babası yanağına sert bir tokat attı. O kadar hızlıydı ki ben bile irkilip gözlerimi kapattım. "2 AYDIR GÖRÜŞMÜYORUZ VE BİZİ BÖYLE Mİ KARŞILIYORSUN?!"

Hyunjin hiçbir şey yapmadan karşısındaki adamı izliyordu. Bakışlarında sadece nefret ve öfke görüyordum. "Son kez soruyorum, ne istiyorsunuz?"

Annesi iç çekti ve ağzına sigara aldı. Daha yakmamışken Hyunjin ona bahçeyi gösterdi. "Burada içemezsin anne, sigarayı bıraktım."

Kadın yandan sırıtarak gözlerini oğluna sabitledi ve alaylı bir ses tonuyla "Sen? Sigarayı bırakmak? Hahaha bunu yenemezsin, iki üç haftaya geri dönersin." dedi.

"Neyse ne, evimde sigara içmeni istemiyorum." deyip omuzlarından yavaş yavaş dışarı ittirdi.

"YA! NE YAPTIĞINI SANIYORSUN?!"

Babasıyla ben tek kalmıştık. Bir süre kenarları kırışmış gözleriyle beni inceledi. Yutkunup başımı eğdim.

Hyunjin geri dönünce rahat bir şekilde konuşmaya döndü. "Evet baba, seni dinliyorum. Ne işin düştü de buralara uğradın?"

"Bay Kang'ın istifa ettiğini duyunca ne bok yediğine bakmaya geldim. Adamı çileden çıkarttığını düşündüm."

"Yurt dışına gitti dedim ya. Sağır mısın?"

Adam sinirle Hyunjin'in üstüne yürüdü. "BABANLA TERBİYELİ KONUŞ."

"Çocukken ne öğrendiysem onu uyguluyorum. Beni sen yetiştirdin-"

Az önce kızarmış yanağına tekrar tokat attı. Hyunjin hiç elini kaldırmıyordu. Korkuyla bir adım geri çekilsem de hemen yanına dönüp sevgilimi arkama almaya çalıştım. "Lütfen sakin olun."

"SEN ÇEKİL BE!"
Beni sertçe yere itti. Kolumun üstüne düşünce dirseğim zonkladı, kıvranıp hemen orayı tuttum. "Ah..."

Hyunjin beni yerde öyle gördüğü gibi deliye döndü. "ÖLMEK Mİ İSTİYORSUN? ONUN SAÇININ TELİNE BİLE DOKUNAMAZSIN!"

İkisi birbirini yumruklarken annesi kenarda sigarasını içmeye devam ediyordu. Bense korkuyla ağlıyordum, onları ayırmaya çalışıyordum. "Lütfen durun artık!"

Hyunjin sesimi duyunca yumuşadı. Nefes nefese bir şekilde ayağa kalktı. Hemen arkasına geçip ellerimi omuzlarına koydum.

"Siktirin gidin buradan. Bir daha ben çağırmadan evime uğramayın."

Babası sırıtarak doğruldu ve burnundaki kanı sildi. "Piçe bak. Büyümüş de beni dövüyor. Yine de çocukluk travmalarını kalbinden silemezsin, hâlâ eziğin tekisin."

Son cümlesiyle benim bile canım yanmıştı. Hyunjin'e döndüğümde çenesi titriyordu. Onu böyle görünce dayanamadım ve adamın karşısına geçip omuzlarından ittirdim. "Defolun gidin! Onu rahat bırakın!"

Adam neye uğradığına şaşırdı. Hizmetçi olduğum için sessiz kalacağımı falan düşünmüştü sanırım. Ama sevgilimin kalbini kıran kişi babası bile olsa kendimi daha fazla tutamazdım.

"BU NE LAN?
NE YAPTIĞINI SANIYORSUN?!"


💎💎💎

Sassy Maid | Hyunlix +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin