Sassy Maid | Hyunlix +18

28. Sanal

-Yongbok'un ağzından-

"Hyunjin arabayı durdur."

Kenara çektiği gibi Yongjae'yle birbirimize baktık. Birkaç saniye sonra arabadan fırladı.

Hemen kemerimi çözüp ben de dışarıya çıktım ve peşinden koşturdum. "YA! NEREYE KAÇIYORSUN?"

"Beni rahat bırak abi!"

Hızlanıp belinden tuttuğum gibi sımsıkı sarıldım. "Manyak mısın? Etraf sadece orman. Koşarak nereye gitmeyi hedefliyorsun?"

"Sana ne!"

İç çekip onu omzuma attım ve arabaya taşıdım. Yongjae inmek için çırpınıyordu. "Bırak beni!"

"Dur bi' hareket etme. Zaten eşek kadar olmuşsun, çok ağırsın."

Onu arabaya bindirip yanına oturunca elini tuttum. Hyunjin de kapıları kapatıp dışarı çıktı, özel konuşmak istediğimi anlamıştı.

-Anton'u nereden tanıyorsun?

-Oyun dedim ya.

-Hangi oyun?

-Sanki isimlerini biliyormuşsun gibi sorman çok saçma abi.

-Of... Ne kadar süredir tanışıyorsunuz? Fotoğrafı var mı? Sesini duydun mu?

-Birkaç aydır konuşuyoruz. Fotoğrafı var, sesli de konuştuk. O gerçekten güvenilir biri!

-Gerçek adı ne?

-Bilmiyorum... Umrumda da değil.

-YA LEE YONGJAE! DELİRDİN Mİ?!

-O da benim gerçek adımı bilmiyor. Buluşunca söyleyeceğiz.

-Sen kendini ne diye tanıttın?

-Shotaro.

-Nerede buluşacaksınız?

-İnternet kafede. Sadece oyun oynayacağız, yemin ederim.

-Tek bir şartla izin veririm.

-Hm söyle.

-Biz de yakınlarda bir yere oturup sizi bekleyeceğiz.

-Tamam da, gece onlarda kalacağım. O zaman ne yapacaksınız?

-SAÇMALAMA BUNA İZİN VERMEM.

-Hyung lütfen lütfen lütfen... Zaten abisiyle birlikte yaşıyormuş. Hiçbir şey olmaz bize.

-Abisi kaç yaşında?

-25.

-Onunla da tanışalım. Öyle karar vereceğim.

-Of... Peki.

Seul'e varana kadar arabada çıt çıkmadı. Kardeşim yol boyu telefondaki o arkadaşıyla mesajlaştı. Bu kadar bağımlı olmasına sinir olmuştum.

"Anton'un abisi bir kafenin konumunu attı. Saat 9'da oradalarmış."

"Tamam öyleyse. Önce eve gidip yemek yiyelim, aç kalma."

💎💎💎

Barbekü yedikten sonra kendimize geldik, yolda çok acıkmıştık. "Ollorono soğlok obocom. Sozo do toşokkor odorom Boy Hwong."

İkimiz de güldük ve "Afiyet olsun." dedik. Yongjae heyecanla kalkıp lavaboya gitti. Elini yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra bu gece orada uyuyacağından eminmiş gibi çantasını da yanına aldı.

"Hadi gidelim!" deyip dış kapıya çıktı, o ayakkabıları giyerken ben yeni yeni sofradan kalkıyordum.

Hyunjin de benimle birlikte kalktı. Bugün hiç durmamıştı. "Ya, cafe buraya yakın. Yürüyerek gidebiliriz, sen dinlen."